Bir son dakika aksiliði çýkmazsa KKTC Cumhurbaþkaný Derviþ Eroðlu ve Kýbrýs Cumhuriyeti adýna hareket eden GKRY Cumhurbaþkaný Nikos Anastasiadis toplum liderleri sýfatýyla bugün ara bölgede buluþup üstünde mutabakata vardýklarý metni açýklýyorlar.
Uzun müzakereler ve muhtelif müdahaleler sonucunda ortaya çýkan metin basýna yansýdýðý kadarýyla sekiz maddeden oluþmakta, kurulacak ortaklýðýn hiç de yabancýsý olmadýðýmýz temel parametrelerini belirlemekte. Eðer her iki tarafta da þu sýralarda var olan siyasi irade sürerse, müzakereler gerçekten de çok kýsa süre içinde biter.
***
Hatýrlatmakta yarar var; Kýbrýs sorunu 1959’dan bu yana taraflarca müzakere ediliyor. Müzakere masasýnda oturanlar býrakýn karþýdakilerin ne istediðini bir kenara, ne söyleyeceðini bile daha aðzýný açmadan biliyor.
Kudret Özersay Rum tarafýnýn, Andreas Mavroyannis Türk tarafýnýn müzakerecisi olsa emin olun en az kendi taraflarýnýn pozisyonlarýný savunduklarý kadar karþý tarafýn pozisyonunu da savunabilecek donanýma sahiptir.
Zaten kimse tekerleði yeniden icat etmeyecek. Her ne kadar Annan Planý yok hükmünde sayýlmýþ olsa da, orada bulunmuþ olan hukuki çözümlerden bazýlarýnýn bu sürece taþýnmamasý imkansýz.
Hristofiyas-Talat görüþmeleri sýrasýnda üstünde mutabakata varýlmýþ konular da müzakerelere bir þekilde dahil edilecektir. Uluslararasý ortamýn böylesi bir çözüme yatkýn olduðunu, Rum tarafýnýn krizin yükü altýnda ezildiðini, hidrokarbon yataklarýnýn ve Türk tarafýna gelen suyun iþtah kabarttýðýný da belirtmek gerek.
Ama yine de tüm bunlar sorunun bir çýrpýda çözüleceði, önüne hiç engel çýkmayacaðý anlamýna gelmiyor. Türk tarafý Türkiye’nin teþvikiyle daha saðlam duyuyor ve çözümü destekliyor gözükse de, çözümün parametreleri ortaya çýktýkça, rahatsýzlýklarýn doðmasý, siyasetin de bu rahatsýzlýklara paralel þekillenmesi kaçýnýlmaz. Nihayetinde barýþ için toprak verilecek, insanlar evinden iþinden olacak.
Üstelik “Baþ Müzakereci” unvanýyla Cumhurbaþkanlýðý ofisinde yeniden göreve baþlayan Kudret Özersay da artýk siyasi bir kiþilik. Arkasýnda güçlü ve eleþtirel bir “Toparlanýyoruz Hareketi” var. Normal þartlar altýnda böyle bir görevi kabul ederken önderlik ettiði hareketiyle olan baðlarýný kopartmasa bile askýya almasý gerekirdi. Oysa Özersay dün Kýbrýs gazetelerine yansýyan açýklamasýnda her iki fonksiyonu beraber yürüteceðini ilan etti.
Benzer sorunlar karþý taraf için de geçerli. Cumhurbaþkaný Anastasiadis’in partisi DISY koalisyon ortaðý DIKO’yu kaybetti kaybedecek. Belki siz bu satýrlarý okuduðunuz sýrada 56 kiþilik Parlamento’da 9 üyeyle temsil edilen DIKO hükümetteki 4 bakanlýðýndan vazgeçmiþ olacak.
DIKO’nun en az babasý Tasos Papadopulos kadar milliyetçi ve bir o kadar da ihtiraslý genç lideri Nicolas Papadopulos, bugün yapýlacak açýklamaya bile karþý. Ýþin kötüsü yalnýz da deðil. Seçimler sýrasýnda Anastasiadis’e destek veren küçük partilerin hemen hepsi bugün yapýlacak açýklamaya, daha doðrusu ortak metne karþý olduklarýný beyan etti.
Fakat neyse ki Ulusal Meclis’te 19 sandalyeyle temsil edilen ana muhalefet partisi AKEL (eski lideri Hristofyas’ýn rezervasyonlarýna raðmen) bugünkü deklarasyonu da, o deklarasyondaki prensipler temelinde bulunacak çözümü de destekliyor. Gerekirse hükümeti de içeriden ya da dýþarýdan destekleyecek.
***
Ayrýca çözüm için öngörülen yol haritasý da bir takým “toplumsal” güven arttýrýcý önlemleri içeriyor. Yakýnda Özersay Atina’ya, Mavyonis de Ankara’ya gelecek. Sorunun tarihinde ilk kez baþ müzakereciler iki garantör ana devlet yetkilileri tarafýndan kabul edilecek.
Bunun benzeri ve daha üst düzey ziyaretlerle güçlendirilmemesi için ben þahsen hiçbir neden göremiyorum. Umarým New York’ta BM Genel Kurulu açýldýðý sýrasýnda gerçekleþen Anastasiades-Gül görüþmesi yakýnda Türkiye’ye de taþýnýr.
Yeter ki güven arttýrýcý önlemleri konuþmak için barýþ sürecinden fedakarlýk edilmesin, Ercan karþýlýðý Maraþ gibi konular yüzünden asýl çözüm týkanmasýn. Bir de yeter ki Türk tarafýnda var olan uzlaþma, yerel siyasete endeksli hesaplar yüzünden akamete uðramasýn.
Özellikle bu son konuda Türkiye’nin çok dikkatli olmasý, KKTC’de olan biteni yakýndan takip etmesi gerekiyor. Sorun tabii ki onlarýn sorunu, çözümü tabii ki onlar bulacak. Ama unutmayalým ki bedelini biz de ödüyoruz...