Galatasaray, bundan 16 yýl önce aldýðý UEFA Kupasý’da, kendi evinde Lazio’nun karþýsýna çýktý. Mustafa Denizli’nin sahaya sürdüðü takým, stoperlerden oluþuyordu. Ek olarak da Podolski, Sneijder ve Selçuk vardý!
Böyle bir takým niye çýkarýlýr? Hele de kendi sahanda oynuyorsan? Bunun cevabýný herhalde Denizli verecektir. Ya da bunu cevabý yoktur. Genellikle de futbol takýmýnýn kayýp yýllarýnda bu gibi sorular cevapsýz kalýr.
Galatasaray maçýn ilk 15 dakikasýnda biraz kýpýrdandý. Gerçekten de vasat bir takým olan Lazio karþýsýnda Sabri’nin ayaðýndan golü de buldu. Galatasaray için söyleyecek baþka hiçbir þey yok.
Taraftarýn en çok eleþtirdiði futbolcu Sabri golü attý. Sanki bu bir sinyaldi sarý-kýrmýzýlý futbolculara... Maçý býrakýp dalganýzý geçin diyordu. Sarý-kýrmýzýlý fubolvular da öyle yaptý.
Galatasaray son yýllarda olduðunca duran toptan beraberlik golünü yedi. Bu golden sonra galibiyet için hiçbir çaba görmek mümkün olmadý Galatasaray’da. Sneijder ve Podolski’nin çýrpýnýþlarý hariç.
Galatasaray’ýn maç boyu organize ataðý yoktu. Gerçi bu kadro ve bu diziliþle saha içinde üstünlük saðlayýp gol kovalamak mümkün deðildi tabi.
Felipe Melo’nun gitmesiyle Galatasaray’ýn savaþçý ruhu da gitmiþ. Gerçekten çok büyük paralar kazanan futbolcular, sahada gezinmekten öte neredeyse hiçbir þey yapmýyor. Galatasaray’ýn bu hale gelmesindeki en büyük sorumluluk, elbette yönetimde. Bu arada Hamza’ya deðinmeden de geçemeyeceðim. Eðer “Bu kadro yeterlidir ve Þampiyonlar Ligi’nde baþarýlý olur” gibisinden laflar etmeseydi; yönetime biraz olsun baský yapsaydý, belki Dursun Özbek transfer konusunda biraz daha etkin ve istekli davranýrdý.
Bu maç, Galatasaray’ýn Avrupa’ya veda ettiðinin habercisi. Sarý-kýrmýzýlý taraftarlarýn bir tek beklentisi var. O da mayýs ayýnýn bir an önce gelip bu sezonun bitmesi.