“Karga ile Tilki” hikayesini bilirsiniz.
Hani þu; karganýn aðzýndaki peynire göz dikerek, “Karga kardeþ, sesine bayýlýyorum, bir þarký söyler misin” diyen tilkinin, iltifatlarla dolduruþa gelen karga aðzýný açýnca yere düþen peyniri sýrýtarak kapmasý hikayesi...
Bu ara Türkiye’de tam da bu yaþanýyor...
***
Bir zamanlar,“Nüfusunun yüzde 95’i Müslüman” denen bu ülkede, kamu ve özel sektör programlarýnda, sanki Haçlý alemindeymiþiz gibi namaz kýlacak yer bulamazdýk.
Þimdi bütün otellerde mescidler hazýrlanmasýna, sizi oraya götüren yön levhalarýna bakmayýn.
Sadece 10-15 yýl önce, ayný otelde “Namaz kýlacak bir yer var mý” diye sorduðunuzda aldýðýnýz cevap, “Maalesef…” idi.
“Ýkna odalarý”nda “Ya okul, ya tesettür” diye tehdit edilen kýzlarýmýzý, “peygamber ocaðý”ndaki oðlunun yemin törenine katýlamayan analarýmýzý hatýrlýyor musunuz?..
Bunlar o kadar gerilerde kaldý ki, neredeyse yaþanmamýþ gibi oldu.
“Baþörtülülere ayarlý mayýn tarlasý” anlamýna gelen “kamusal alan”da baþörtüsü artýk o kadar sýradanlaþtý ki, özellikle yeni kuþaklarýmýz, bu ortamýn “doðuþtan” olduðunu zannetmeye baþladý.
Hatta “tesettür modasý” ve bazý tesettürlülerin þaþýrtan yaþam tarzý, çok zor ulaþtýðýmýz bu nimetleri yozlaþtýrmaya bile baþladý.
***
Çoðumuz “Verilen hak geri alýnmaz” masallarýna inanarak, o karanlýk günlere artýk asla dönmeyeceðimizi zannediyor ama çok yanýlýyor.
Bizler kavuþtuðumuz bu ortamýn verdiði rehavetle kendimizden geçmiþ olabiliriz ama yýllar boyunca bize; kendi ülkemizde “parya” muamelesi yapanlar hiç alýþamadý.
Sadece diþlerini sýkarak “þartlarýn deðiþmesini” bekliyorlar.
Milleti kandýrýp yetkiyi ellerine geçirdikleri gün yapacaklarýnýn hayaliyle yaþýyorlar.
Bugün devleti hukuksuzlukla itham edenlerin, hukuksuz düzenlerini kurmak için hukuku nasýl kullandýklarýný hep birlikte görürüz.
Bütün bunlar için milleti bir kere kandýrmalarý yeterlidir.
Onun için meydanlarda sürekli, “karga kardeþ” masallarý anlatýyorlar.
Öyle özeniyorlar ki, neredeyse Müslümanlar; mevcut þartlardan çok daha iyisine kavuþacaðýný zannedecek.
Abdestsiz yere basmadýðýný, en az 50 defa namaz kýldýðýný (?) söyleyen, Ýslam düþmaný CHP’nin adayý Muharrem Ýnce, “Baþörtüsünü yasaklayacaðýmý iddia ediyorlar, yok böyle bir þey” diyor ya…
Düzenbaz tilkinin hesabý yalan söylüyor.
Siyasi ömrü namaza ve baþörtüsü ile savaþmakla geçen, “Baþörtülüler davet edildi” diye Erdoðan’ýn resepsiyonunu protesto eden Ýnce’nin sizce genleri mi deðiþti?
Sanki resetlenip yeni program yüklenen PC’den bahsediyoruz!
Ya diðerleri?..
Siz bu “beþ benzemez”i, Türkiye’ye olan ortak aþklarýnýn mý bir araya getirdiðini zannediyorsunuz?
Onlarýn tutkalý “Erdoðan düþmanlýðý”dýr.
Dýþarýdan ve içeriden pompalanan, “Erdoðan olmasa her þey düzelecek” palavralarýna inanýyor musunuz?
Bu düþmanlýðýn Erdoðan’ýn ülkeye hizmetlerinden, Müslümanlar için saðladýðý iyileþtirmelerden kaynaklandýðýný anlamýyor musunuz?
Bütün bu entrikalarýn amacý, milletin oyunu kapmaktýr.
Bu sýrtlanlarýn tuzaðýna düþen milletin vebalini alýr.
Seçimlerde nükseden bir hastalýðýmýz daha var.
Meslek odalarýnda yýllardýr; iyi organize olmuþ yüzde 20’ler, boþ vermiþ yüzde 60’larý yönetmektedir.
Bu seçimin en büyük riski de okullarýn kapanmasýyla, uzun bayram için memlekete gidenler, tatil planýný ertelemeyenlerdir.
Bayramlarýmýzý zehir eden karanlýk günleri unutmayýn ki bu, “son bayramýnýz” olmasýn.