TÜRK sinemasý belki kalitesiyle deðil ama son dönemlerde seçtiði konularla cesaret baðlamýnda kendini aþmaya baþladý. Cesaret deyince son yýllarda çekilen 12 Eylül filmlerinden bahsetmiyorum. O filmler 90’larda çekilseydi bir cesaret söz konusu olurdu. Ama bu iktidarýn yarattýðý sivilleþme hareketinden sonra sadece ucuz kahramanlýk derim. Halbuki köy ensitütüleri için ayný þey geçerli deðil. Yakýn tarihimizin en tartýþmalý konusu, hala aydýnlarýn birbirlerini kýrmayý göze aldýklarý bir tartýþmanýn ortasýnda köy ensitütülerini anlatmak. Hem de bunda bir taraf olarak anlatmak çok önemli bir cesaret ve sinemacý kimliði gerektiriyor. Burada filmin ne dediði tabii ki çok önemli. Ama ben sinemacý olarak filmin ne dediðinden çok bir þey söyleme cesaretini sevdim.
Hepimizin siyasi bir kimliði ve inanýþý var. Onun için bu filmin söylediklerini seven de olacak sevmeyen de. Ama filmin yönetmeni Ali Adnan Özgür, senaryo yazarý Dilþah Özdinç, yapýmcýsý ve oyuncusu Erkan Can ayný þeyleri baþarýyla bu sorunu aþýyor. Bu da baþlýbaþýna bir uyum ve pozitif deðer. Oyuncu kadrosunda asýl öne çýkan isimlerden Türkü Turan’ý o kendine has fiziðini zaten severim. Bu fizik ile oyunculuk yeteneðini birleþtirmeyi bilen bir yýldýz. Ufuk Bayraktar ise benim en önemsediðim isimlerden. Çünkü onda Allah vergisi kabiliyet var. Bu konuda Zeki Demirkubuz’a teþekkür etmeliyiz. Ufuk Bayraktar’ý çay bahçesinde keþfedip sinemamýza kazandýran isim odur. Böyle konularda keþfeden önemli ama asýl keþfedilenin o hiç sunileþmemiþ, doðal kabiliyeti daha da önemlidir. Zeki Demirkubuz’un Kader filminde zaten kendini sonuna kadar kanýtlamýþtý Bayraktar. Bu filmdeki baþarýsýnýn tesadüfi olmadýðýný gösterdi Topraðýn Çocuklarý ile. Filmin yönetmeni Ali Adnan Özgür ise maddi yetersizliklerle uðraþýp ayný zamanda çok büyük bütçe gerektiren bir filmi insani iliþkileriyle kotarmasýyla büyük baþarý kazanmýþtýr.
CESUR KONUSUYLA ÖZEL BÝR FÝLM
Filmin sinemasal deðeri tartýþmaya açýk. Eðer görmek istersek bir dolu eksiklik ve oyuncu yönetiminde zafiyet bulabiliriz. Ama yönetmen Ali Adnan Özgür söyleyeceðini cesaretle söyleyebildiði için ve parasýz bir þekilde bu filmi kotarabildiði için herþeyden önce birkaç þans verilmesini de hak ediyor. Ondan baþka filmler ve baþka sýnavlara girmesini bekliyoruz. Çünkü bu ülkenin her günü baþka bir senaryo. Bu senaryolarý filme çekebilecek yetenek de yönetmenimiz de var. Ama o yüreðe sahipler mi derseniz cevabýný biraz zor veririz. Bu anlamda Özgür’ü çok önemsiyoruz. Gelelim filmin konusuna: 1940’larýn sonunda köy ensitütüleri toplumda ayrýþmanýn sebebi olarak görülmeye baþlamýþtý. CHP’nin kendi içindeki ayrýþmalar da burada etki ediyordu. Sonunda Adnan Menderes zamanýnda kapandý. Ýþte bu kapanma günlerinin eþiðinde kampý saldýrýya uðrayan bir Roman kýzý Karika, köy enstitüsü öðrencisi Cevher tarafýndan kurtarýlýr ve Ýsmail Hakký Tonguç’un yardýmý ile koruma altýna alýnýr. Bu durumdan rahatsýz olan köy halkýnýn Romanlarýn enstitüden çýkartýlmasýný istemesi üzerine bölge komutaný Necip, Enstitü Müdürü Kemal Öðretmen’i gözaltýna alýr. Artýk Kemal öðretmenin özünde bu dava bütün köy ensitütülerinin yargýlanmasý anlamýna gelmektedir. Filmdeki yardýmcý oyunculardan Suzan Kardeþ sesi kadar oyunculuðunun da ne kadar baþarýlý olduðunu bize gösteriyor. Bu filmi seyrederken aklýma þu sözü sarf etmek geldi: “Bazý filmler filmden daha büyük þeyleri ifade eder.” Topraðýn Çocuklarý da böyle bir yapým, sinemasal estetik açýsýndan deðil ama konusu itibariyle özel bir film...
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Ali Adnan Özgür
Senaryo: Dilþah Özdinç
Oyuncular: Türkü Turan, Ufuk Bayraktar, Erkan Can, Þebnem Sönmez, Suzan Kardeþ
Tür: Dram
Yapým: Türkiye, 2012