Dünün savaþ baronlarý bugün bize “Barýþ dili” diyor...
“Barýþ gazeteciliði” diyor...
Dün Daðlýca’ya PKK terör örgütü aðýr silahlarla saldýrdýðýnda, (2007 Ekim) “Kuzey Irak’ta savaþ uçaklarýmýz alçak uçuþ yapsýn Erbil’deki binalarýn camlarý patlasýn” diyenler...
Bugün, “Barýþ dilini koruma”dan söz ediyor!
Kendileri dýþýndakileri gazetecilik yapmamakla suçlayýp...
“... gazetecilik bayraðýný da yýllar önce gönderden indirmiþlerdi...” diyerek yaftalýyor.
“Yayýn ilkelerine ve evrensel gazetecilik kurallarýna uygun...” yayýncýlýktan dem vurup...
“...Eleþtirel ve baðýmsýz gazetecilik çizgisinde ýsrar etmek”ten söz ediyor.
Büyük büyük laflarý gözümüzün içine baka baka söylüyor.
Yalandan kim ölmüþ?
“Aydýn Doðan’ýn iki yýl önce ‘terör sorununun çözümü ve Kürt sorunu’ ile ilgili geliþmeler konusunda yaptýðý ‘barýþ dilini koruma’ uyarýsýndan sapmamak gerek” diyen de...
Aydýn Doðan’ýn sahip olduðu medyanýn üstlendiði rolü inkar eden de yine ayný...
“PKK’nýn yol kesmesi haber deðeri taþýr” cümlesini kurup o haber üzerinden gelen eleþtirileri savuþturayým derken bize “barýþ dilini” nasýl koruduðunu da ispatlýyor(!)
PKK’nýn yanýna “terör örgütü” ifadesini koymayarak...
“Barýþ diline” büyük katký saðlýyor sözüm ona..!
1990’lý yýllarda yayýnlanan Ülke isimli bir dergide Mustafa Þahin imzalý bir yazýnýn baþlýðýný hatýrlýyorum:
“Bu ülkenin iki sorunu var, biri Asaf Demirbaþ, diðeri Ertürk Yöndem”
Bu baþlýðý 2015 yýlýnýn Aðustos ayýnda þöyle deðiþtirmek isterim:
“Bu ülkenin iki sorunu var, biri Aydýn Doðan medyasý, diðeri Aydýn Doðan medyasý”
Zira, bütün gazetecilik deðerlerini “evrensellik” ya da “çaðdaþlýk” kisvesi altýnda tekelleþtiren Aydýn Doðan medyasýdýr..!
Benim de hazýr bulunduðum toplantýda Aydýn Doðan, dönemin Baþbakaný Tayyip Erdoðan’a dönüp, “Terörle mücadele konusunda biz devletimizden yanayýz” ifadesini kullanmýþ olmasýna raðmen...
Doðan Yayýn ilkelerinde “Toplum deðerlerine uyum” baþlýklý bir bölümün bulunmasýna raðmen...
Ayný metinde, “Terör ve terör olaylarý” baþlýklý bir baþka bölümün de olmasýna raðmen...
Aydýn Doðan medyasý “Toplum deðerlerine” ters, “terörü ve teröristi öven” yayýnlarýna her zaman devam etmiþtir.
Küçücük bir hatýrlatma yapayým da zihinlerimiz tazelensin.
Aydýn Doðan diyor ki, “Þiddet olgusunu ve suç olaylarýný konu alan her türlü yayýnda insanlarý ve özellikle çocuklarý etkileyebilecek, özendirici veya yöntem öðretici olabilecek ayrýntýlara, þiddeti yücelten dil ve anlatým unsurlarýna yer vermiyoruz.” (Doðan Medya Yayýn Ýlkeleri)
Peki ne yapýyor medyasý?
Çaðlayan Adliyesi’nde DHKP-C teröristleri tarafýndan rehin alýnan ve daha sonra þehit edilen Savcý Mehmet Kiraz’ýn rehin alýnma fotoðraflarýný tüm gazetelerinde birinci sayfadan basýyor!
Baþka..?
Gezi kalkýþmasý sýrasýnda Taksim’i iþgal eden bütün illegal örgütlerin basý sözcüsü gibi davranan ajansýný 24 saat canlý yayýn yapmak üzere Taksim Meydaný’na konuþlandýrýyor.
Baþka..?
Baþkasý yok... Bu iki örnek yetsin!
Yetmez diyenlere, Gezi kalkýþmasýnda polisin gaz fiþeði yüzünde hayatýný kaybeden Berkin Elvan’ýn ölümü üzerine gösterilen olaðan üstü dikkati ayýn dönemde DHKP-C teröristleri tarafýndan katledilen Burak Can Karamanoðlu için neden göstermediklerini hatýrlatayým yetsin.
Aydýn Doðan medyasýnýn “milli” olup olmadýðý ise baþka bir fasýl.
Lakin bize sürekli, “evrensel ilkeler”den, “baðýmsýzlýktan” dem vurarak gazetecilik öðretmeye çalýþanlarýn “sorumlu gazetecilik”ten hiç nasiplenmediðini ve bil hassa “barýþ dilini” yok ettiklerini kayýtlara geçirmek isterim!
Bu ülkenin gerçekten ana sorunlarýndan biri Aydýn Doðan medyasýdýr. Nokta!
Memur zammý Hürriyet’i gerdi
7 Haziran seçimlerine giderken muhalefetin özellikle CHP’nin dar gelirlilere yönelik vaatleri Aydýn Doðan medyasýnca olumlanmýþtý. Kaynak meselesinin sorunsuzluðundan, mali disiplinin bozulmayacaðýndan söz edenler de yine onlardý.
Bugün ise hükümet memurlarla yaptýðý toplu iþ görüþmesini nihayete erdirdi.
Ve Hürriyet’in ekonomi yazarý, memur zamlarýnýn mali disiplini bozacaðýný iddia ediyor. Üç kuruþluk zam üzerinden felaket tellallýðý yapan diyor ki, “... ekonomik istikrar için tek çýpa olan mali disiplin de artýk tehlikede. Bu çýpanýn da kaybolduðu algýsý oluþursa, içeriyi dýþarýyý kimse tutamaz, bu açýk...
Tek kiþinin çýkar ve hýrsý nedeniyle, her açýdan felakete gidiyoruz...”
Ekonomi yazarý, memura verilen ek zam ve ek ödeneklerin Türkiye’yi bir felakete götüreceðine inanýyor. Oysa CHP’nin vaatlerinin yanýnda memur zammý devede kulak!
Yoksa Ekonomi Bakaný Nihat Zeybekçi’nin “Krizlerde kalasýn e mi? Kendi kendinin krizinde kalasýn da kefen parasýný bulamayasýn” dediði yazarlardan biri de Aydýn Doðan’ýn bu kriz tellalcýsý mý?