Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

Bu yeni ‘Amerikan Elçiliði Baskýný’, bölgemizde dengeleri alt-üst edebilir

Irak’ta aylardýr devam eden ve halk geniþ halk kitlelerinin bugüne kadar, -resmî açýklamalara göre- 500’ü aþan kurban vererek sürdürdüðü ve hükûmetleri düþüren ve yeni hükûmetler kurulmasýnýn yolunu da týkayan protestolarýn nereye varacaðý bilinmezken..

Irak ve Suriye’de, Amerikan güçlerine tehdit teþkil ettiði ileri sürülen bazý ‘Haþd-i Þa’bî’ karargâhlarýnýn üç gün önce Amerikan Hava Kuvvetleri tarafýndan bombardýman edilmesi ve (Irak’da, 2-3 yýl önce Ýran Liderliði’nin tavsiyesi ile oluþturulup, terör örgütü sayýlmamasý için de hemen, bir kanunla Irak’ýn resmî güvenlik güçlerine dâhil edilen)‘Haþd-i Þa’bî’ güçlerinden 28 kiþinin hayatýný kaybetmesi, bardaðý taþýran son damla oldu denebilir..

Geçen ay, Amerikan Baþk. Yard. Pence, Irak resmî makamlarýnýn hiçbir haberi olmaksýzýn Baðdâd’a gelip, doðrudan Amerikan iþgal güçlerinin karargâhýna gitmesi ve oradan da Erbil’e geçip Irak Kürdistaný’nýn eyalet hükûmetinin baþkaný Neçirvan Barzanî ile görüþtükten sonra, ülkesine geri dönmesi ve bu esnâda sadece Irak Baþbakaný Abdulmehdî’yle kýsa bir telefon konuþmasý yapmasý ve Mehdî’nin kendisine, ‘Irak halký izzetine çok düþkündür, bu gezi hoþ karþýlanmaz..’ diyebilmesi bile zâten bir derin hoþnutsuzluðu yansýtýyordu.

Derken.. Milâdî 2019 yýlýnýn son günü, 31 Aralýk günü, Baðdâd’daki Amerikan Elçiliði’ne, onca güçlü korumalara raðmen binlerce kiþinin saldýrýsý sonunda ele geçirilip bir kýsmýnýn ateþe verilmesi ve Amerikan bayraðýnýn yakýlýp yerine ‘Haþd-i Þa’bî’ örgütünün bayraðýnýn çekilmesi, Amerikan personelinin Erbil’e kaçarak kurtulmalarý, 40 yýl önce Tahran’daki ‘Amerikan Elçiliði’nin basýlýp, oradaki 52 diplomatýn rehine alýnmasýný hatýrlattý.

Yeni nesiller için bir masal gibi gelen o 40 yýl önceki hadise ne idi?

Ýran’da Þahlýk/Þehinþahlýk rejimini milyonlarýn 1,5 yýl süren silahsýz protesto gösterilerinde 100 binden fazla kurban vererek deviren ‘Ýslam Ýnkýlabý Hareketi’ dünyayý dehþetlere salarak gerçekleþtikten sonra.. Þah Mýsýr, Fas üzerinden Amerika’ya gitmiþti. Hastaydý. Ona raðmen, Amerika eski kuklasý ve sâdýk hizmetçisi durumunda olan Þah’ý kabullenmekten, ülkesinde barýndýrmaktan baþýna daha baþka sýkýntýlar geleceðini düþünüyordu. Ýran’ýn yeni ve inkýlapçý yöneticileri de Amerika’yý tehdit ediyorlar, ‘Þah’a ev sahipliði yapmasý halinde onun cinayetlerine ortak sayýlacaðýný’ açýklýyorlardý.

Kasým-1979 baþýnda, kendilerini ‘Daniþcûyân-ý Hatt-ý Ýmâm / Ýmam Khomeynî’nin takibçisi Üniversiteliler’ olarak ilân eden binlerce genç, Tahran’ýn ortasýnda ve bir çam ormanýný andýran büyük bahçe içindeki Amerikan Elçiliði’ni basarak, 52 diplomatý rehine almýþlardý. Rehine alýnan bu 52 diplomat ülkenin birçok yerine gizlice daðýtýldý ve Amerika onlarý kurtarmak istese bile, nerede olduklarýný öðrenmekte zorlanacaktý.

Ve o Elçilik’in ele geçirilmesi sýrasýnda, USA Elçiliði’ndeki gizli belgelerin her birisi, Amerikalýlar tarafýndan derhal ve otomatik olarak kaðýd doðrama makinelerinde doðranmýþtý. Doðranan bu belgeler, daha sonra iyi Ýngilizce bilen 400 kadar elemanýn yýllarca süren hassas çalýþmalarýyla, hiçbir parçasý kaybedilmeksizin korunmasýndan sonra o parçalar yapýþtýrýlarak, 300’den fazla kitap halinde yayýnlandý ve Ýran içinde hattâ halk arasýnda az-çok güvenilir olarak bilinen bazý isimlerin bile Amerikan Elçiliði ile nasýl iþbirliði içinde olduðu belgelendi ve bu belgelerden elde edilen gizli bilgiler Ýnkýlab Hareketi’nin, iç entrikalardan kurtulmasýnda önemli etkileri oldu.

Amerikan hükûmeti ve dünya kamuoyu genelde, ‘elçilik baskýný’nýn uluslararasý hukukun ve diplomatik kurallarýn çiðnenmesi olarak aðýr þekilde eleþtirdi. Hattâ bir kýsým müslüman çevreler bile ‘Elçiye zeval olmaz..’ þeklindeki sözü esas alarak bu eleþtirilere katýldýlar. Ama o zaman, Ýmam Khomeynî, ‘Biz elçi’ye dokunmadýk. Elçilikte diplomat sýfatý ve pasaportu ile bulunup ülkemizde casusluk yapanlara biz dokunulmazlýk vermemiþtik..’ diyordu.

B. Amerika, ‘rehine’leri kurtarmak için Hind Okyanusun’ndaki bir Amerikan Üssü olan Diego Garcia adasýndan kalkan uçaklarla Nisan 1980’in son haftasýnda Doðu Ýran’da Tabes Çölü’ne bir hava indirmesi yapmýþ, ama, uçaklar inerken birbirlerine çarparak, o operasyon da tam bir fiyasko ile sonuçlanmýþ ve bütün Amerikan askerî personeli ve istihbarat elemanlarý ölmüþ, Amerikan Baþkaný J. Carter, henüz dünyada, Ýran da dahil, hiçbir ülkenin haberdar olmadýðý o baþarýsýzlýðý göz yaþlarý içinde dünyaya duyurmuþtu. Anlaþýlmýþtý ki, Amerikalýlar Ýmam Khomeynî’yi veya üst derece baþka lider kadrosundan baþkalarýný kaçýracaklar ve öylece o rehineleri kurtarmayý deneyeceklerdi.. Ama, hedeflerine varamamýþlardý. Ne var ki, 22 Eylûl 1980 günü, Irak lideri Saddam Huseyn de o hengâmede, Irak ordusunu Ýran üzerine saldýrtýyor, ve 8 yýl sürecek ve iki taraftan 1 milyona yakýn insanýn ölümüne yol açacak olan Ýran-Irak Savaþý’ný da Amerika ve bütün emperyalist dünyanýn teþvikiyle baþlatýyordu.

(Bu arada Amerika, hastahanede yatmakta olan Þah M. Rýzâ Pehlevî’yi ülkeden çýkarmak zorunda kaldý ve Panama’ya gönderdi; tedavisine orada devam edildi. Þah birkaç ay sonra da Panama’dan çýkarýlýnca, Mýsýr’a geldi. Ekim-1981 baþýnda Hâlid Ýstanbulî isimli bir teðmen tarafýnda öldürülecek olan Enver Sedat ona kucak açtý ve Kahire’de 1980-Temmuzu’nun ilk haftasýnda vefat etti ve orada defnedildi.)

Amerikan Baþkanlýðýna seçilen ve Ýran’ý tehdit ederek seçilen Ronald Reagan’ýn 1981 Ocak ayý baþýnda vazifeye baþlamasýna bir gün kala, Carter rejimi ile Ýran arasýnda varýlan bir anlaþma sonunda Amerikalý rehineler 444 gün sonra serbest býrakýlmýþlardý.

Ama, Amerika ile Ýran arasýndaki sürtüþme hiç bitmedi, hâlâ da devam ediyor.

***

Bu bilgileri, 31 Aralýk günü Baðdâd’daki Amerikan Elçiliði’nin de saldýrýya uðramasý üzerine hatýrlamanýn faydalý olacaðýný düþünerek tekrarladýk.

Þimdi bu saldýrýnýn o kadar basitçe geçiþtirilemiyeceði tahmin edilebilir. Çünkü aksi halde, -her ne kadar, güçperestliklerinden ve kibirlerinden dolayý çok dar kafalý olsalar da- her yerdeki USA Elçiliklerine saldýrmak isteyenlerin daha bir cesaret kazanacaðýný anlamayacak kadar aptal deðildirler herhalde, Amerikalýlar..

Nitekim Trump, ‘Ýran organize ediyor, çok aðýr olacak bir bedeli ödeyecek..’ diyor..

Gerçekten de Ýran’ýn parmaðý var mýdýr, bu saldýrýda?

Buna ‘Evet’ veya ‘Hayýr’ demek, Ýranlý yöneticilerin iþi elbette..

Ancak, Irak’daki ‘Haþd-i Þa’bî’ güçlerinin, Ýran Liderliðinin tavsiyesiyle veya ‘Velayet-i Faqih’ anlayýþý çizgisinde bir halk gücünün oluþturulmasý emrinin Ýran’daki itiqadî liderlik tarafýndan verildiði bizzat kendi açýk-seçik beyanlarýyla ortada..

3 gün önce Haþd-i Þa’bî merkezlerine yapýlan Amerikan hava saldýrýlarýnda 28 kiþi hayatýný kaybedince, Ýran Ýnkýlâb Muhafýzlarý Ordusu sözcüsü, ‘Bu Amerikan saldýrýlarýna karþý Haþd-i Þa’bî gereken cevabý verecektir.’ demiþti; açýkça ve öyle de oldu, verildi de.. Ýran lideri Khameneî ise, ‘..Bu mesele Ýran'la ilgili deðil. Ayrýca, eðer siz mantýklý olsaydýnýz -ki deðilsiniz-, Irak, Afganistan ve diðer ülkelerde iþlediðiniz suçlarýn, halklarýn sizden nefret etmesine yol açtýðýný anlardýnýz" ifadelerini kullandý, dün yaptýðý konuþmada..

***

B. Amerika, 10 ay sonra yeni bir baþkanlýk seçimine girerken, Trump’ýn, zafiyet göstermemek için, kuru-sýký tehditlerle yetinmeyeceði, aksi halde kendi baþkanlýðýný tehlikeye atacaðý ihtimalinin reflektif yaptýrýmlarýný da düþünmek gerekir. O zaman da, sadece Ýran’ýn deðil, bütün bölgenin yeni bir ateþ çemberi içinde kalmasý kaçýnýlmaz hale gelebilir. Çünkü, Ýran böyle bir durumda, bölgedeki bütün Amerikan üsslerine ve merkezlerine karþý gerekli tepkiyi vereceðini gizlemiyor ve bu tehdidin sözde kalmayacaðý da tahmin edilebilir.