Bu zihniyetle çözüm olmaz!

PKK dünyasý ve paydaþlarýnýn son dönemde çok sýk kullandýðý kliþelerden birisi de “bu zihniyetle çözüm olmaz!” þeklinde. Bu kliþenin patent hakký PKK’ya ait deðil. Zira 12 yýldýr AK Parti’nin el atmak durumunda kaldýðý birçok baþlýkta benzer bir tepkiye þahitlik ettik. Bazýlarý iþi daha da ileri götürüp o kadar büyük genellemeler yapýyorlar ki, geriye deðiþtirilecek bir zihniyet de kalmýyor. Yalnýzca, “AK Parti iktidardan düþerse” ilgili soruna dair bir çözüm umudu ortaya çýkabilir düzeyine geliyorlar. Bir de, “medya özgür olmadan Kürt meselesi çözülmez”, “laik bir zihniyet olmadan yeni Anayasa olmaz”, “AK Parti kafasý oldukça, demokrasi olmaz” tarzý lakýrdýlar var ki, gündem yapmanýn bile anlamý yok. 

Bu özgüven patlamasýnýn kaynaðýný gerçekten merak etmekle beraber, ‘bu zihniyetle çözüm olmazcýlar’ýn hangi zihniyetle nasýl bir çözüm olur konusunda neler düþündükleri þimdilik asýl meselemiz. Çözüm Süreci’nde, tartýþmayý bir zihniyet sorunsalýna gömmek, meseleyi varoluþsal bir krize dönüþtürme giriþimi anlamýna geliyor. Oysa ortada bir zihniyet sorunu olmakla beraber, Çözüm Süreci, özcü zihniyet tartýþmalarýna gark olmadan ya da paranteze alýnarak kanlý dönemlerin bitirilmesinin ortak hedef olduðu zeminde, rasyonel bir müzakere ile sorunu bitirme iradesini ortaya koyma çabasýndan ibaret.

Aksi takdirde, iþ zihniyet sýnamasýna kalýrsa; Kandil’e hapsolmuþ, son tahlilde etnik milliyetçilikten motivasyonunu devþiren bir yapý ile karþý karþýya kaldýðýmýzýn altýný çizmemiz gerekiyor. Bu yapýnýn liderliði fanatik seküler, tabaný büyük ölçüde Müslüman dindar. Öte yandan, anti-emperyalist diskuru kullanýp baþka baþkentlerde fink atmaktan bitap düþmüþ durumdalar. Zihnen Brüksel’de, fiziken Þemdinli’de yaþarken, ahlaken Cihangir’den beslenip, folklorik elbiselerle senede birkaç kez ancak Kürt olabiliyorlar. Böyle bir zihniyetle neler yapýlýp, neler yapýlmayacaðýný da konuþmamýz gerekir ki, hiç tevessül etmesek yeridir.

Çözüm Süreci’nde, 2014 boyunca, en hafif ifade ile ‘yeterince zihni karýþmýþ’ olan PKK cenahý, siyasallaþmayý varoluþsal bir tehdit olarak gördüðünden beri, bizzat sorunun kaynaðýna dönüþmüþ durumda. Hâlihazýrda, en baþýndan beri çözüme dair atmasý gereken adýmlarýn neredeyse hiçbirisini atmamýþ, ortaya çýktýðý ilk gün ne yapýyorsa hâlâ aynýsýný yapmaktan öte bir tutarlýlýðý olmayan, dað ile ova arasýnda sýkýþmýþ, arafta yaþayan bir zihnin çözümü hazmetmesi bekleniyor.

Sol-liberal aydýn patronajýnda, ‘anti-emperyalist mücadelesinde’ baþka baþkentlerin jeopolitik nesnesi olmaktan imtina etmeyenlerin çözüm için münasip göreceði ‘zihniyetin’ hiçbir þey deðilse ‘ilginç’ olduðu kesindir. Lakin böylesi bir zihniyetin, 2015’te iktidarda aranmasý oldukça beyhude bir çabadan ibaret. Aksine, aranan zihniyet ortadan kalktýðý için Türkiye’de kurucu bir iktidar var.

PKK dünyasýnýn, bütün aparatlarýyla birlikte çözüm için münasip görecekleri bir zihniyet arayýþý içinde olmalarý yaþadýklarý travmanýn tezahür etmesi anlamýna geliyor. Zira kurucu bir siyasal akýl ortaya koyamayýnca referanslar dünyasýna savrulan her aktör gibi, PKK dünyasý da ‘özcü bir savrulma’ yaþýyor.Bunda þaþýlacak bir durum yok. Çünkü Çözüm Süreci, 2013’ten beri ele alýndýðý þekli ve çerçevesiyle, karmaþýk bir sorunun basit ama temel adýmlar üzerinde saðlanan mutabakatla ilerlemesini hedefliyordu. Gelinen noktada silahsýzlanýp siyasal bir aktöre dönüþme konusunda karar bile veremeyen bir zihniyetin sebep olduðu sorunlardan baþka bir gerçeklik de yok. 

2002’den beri büyük bir zihniyet devrimiyle, önce kendi kitlesini, ardýndan da bütün Türkiye’yi Kürt Meselesi baþta olmak üzere, demokratikleþme zemininde pedagojik bir formasyona tâbî tutan siyasal akýlla çözüm bulamayacaðýný düþünenlerin, hiçbir þeyi deðilse bile ‘ciddiyeti ve tarihsel hafýzasý’ sorgulanýr. En sert örgüt yapýsýna sahip aktörün ise benzer bir dönüþümün cüzi bir kýsmýný bile gerçekleþtirememiþ olmasý asýl zihniyet krizine iþaret etmektedir.

Çözüm Süreci’nde gelinen noktada, kimin ne yapmasý gerektiði de, kimin yapmadýðý da aþikârdýr. Siyasallaþma cesareti gösteremeyenlerin ve silahsýz bir siyaseti hayal bile edemeyenlerin zihniyet tartýþmasýna savrulmasý ancak trajik olabilir. Çünkü benzer bir sorgulamayý kendileri için yaptýðýmýzda, ekolojik toplumdan baþlayýp Kobane’de komunal özyönetime varan ilginç bir zihniyet ortaya çýkacaktýr.

En naif ifadeyle, gerçeklikten kopuk ezberlerini tekrar etmeyi siyaset yapmak zanneden ve kurucu bir siyasal akýldan yoksun bu zihniyet, Çözüm Süreci adýna, bahis mevzuu edindiðimiz ‘özcü savrulma’nýn adresi olmaktan öte tek bir olumlu referans ortaya koyamamaktadýr. Baþlýktaki kliþe cümleye yeniden dönersek, sahi hangi zihniyet çözümün önündeki bariyeri oluþturmaktadýr?