Ezan yasaðý 3 Þubat 1932’de; bir “Kadir Gecesi”nde baþladý. Özellikle Ayasofya Camii’nden baþlatýlmasý ve bütün Batýlý temsilcilerin davet edilmesi, meselenin ezaný anlayýp anlamamakla hiçbir ilgisi olmadýðýný gösteriyordu. Bugünlerde “Ayasofya Camii’ni sakýn ibadete açmayýn” diye yýrtýnanlar da o yasakçýlarýn devamýdýr. Ayasofya ibadete açýlmasýn çabalarý da, hiç bitmeyen “Ezan Türkçe okunsun” yani “aslýna uygun okunmasýn” yýrtýnmalarý gibi Haçlý Avrupa adýna vekalet savaþý yürütmektir. Çünkü Ayasofya Camii’nde “Ezan” okunmasý, “müjdeli fetih”in perçinlenmesi demektir.
O akþam 40 kiþilik cemaatin þaþkýn bakýþlarý altýnda baþlatýlan “Türkçe Ezan” saçmalýðý, ertesi günden itibaren bütün Türkiye’ye yayýldý.
Kanunî bir düzenleme olmadýðý için ezan okuyanlara her ildeki mülkî amirin din düþmanlýðý derecesine göre farklý müeyyideler uygulanýyordu. Zamanýn ruhu Müslümanlara zulümden yana olduðu için de aþýrý gidenlere kimse hesap sormuyordu.
Mesela Bursa’daki protestolarý, Atatürk; “Ýrtica” olarak nitelemiþ ve “aðýr” þekilde cezalandýrýlmalarý talimatý verilmiþti!
EZAN YASAÐINI DÝYANET TAKÝP ETTÝ
Asýl görevi dinin doðru uygulanmasýný saðlamak olan Diyanet’e, “Ezan Yasaðý”ný daha yakýndan takip etme görevi verildi.
2017 yýlýnda, “Ezan Yasaðý”ný kabul eden Ýsrail Parlamentosu’na dönemin Diyanet Ýþleri Baþkaný haklý olarak; þiddetli tepki göstermiþti. Gel gör ki Sayýn baþkanýn 1941 yýlýndaki selefi, Ýnönü’ye, “Din görevlilerini engelledik ama sivillerin Arapça ezan okumasýný engelleyemiyoruz” ihbarýnda(!) bulunarak, yasaðý tam uygulayabilmek için “kanun” istemiþti. Asýl görevi din düþmanlýðý olan CHP diktatörlüðü de bu talebi derhal yerine getirerek, “Ezan Yasaðý”na uymayanlarýn kamu düzenini bozduðuna dair kanun çýkardý.
Bir kiþi Arapça ezan okursa, üç ay hapis yatacak veya insanlarýn 6 liralýk yol parasýný ödeyemediði için 6 gün çalýþtýðý bir dönemde 200 lira ödeyecekti.
Artýk “Ezan Yasaðý”ný “kanun gücü” ile takip ediyorlardý. Polis ve askerin ilk iþi bütün camileri hatta evleri kontrol ederek “Arapça Ezan”ý engellemekti.
Tek kelime Türkçe bilinmeyen Arap ve Kürt köylerinde bile “Türkçe Ezan” ýsrarý yüzünden varlýklý aileler Irak ve Suriye’ye göç etmiþti.
FRANSIZLAR YÜZÜNDEN YASAKLANAMAMIÞTI
5 Temmuz 1938 tarihinde Hatay’a giren Türk ordusunu büyük bir coþkuyla karþýlayan halk, askerlerin ilk önce “Arapça Ezan”ý yasaklamasý karþýsýnda þok olmuþtu. Zira Anadolu’da 1932’de baþlayan “Ezan Yasaðý” Fransýz iþgalindeki Hatay’da uygulanamamýþtý.
“Arapça Ezan”ý anlayamadýklarý için yasakladýklarýný söylüyorlardý ama yýllardýr Türkçe okunduðu halde camiye hiç uðramýyorlardý. Üstelik Müslümanlarýn asla “Anlamýyoruz” þikayeti olmamýþtý. Çünkü dünyanýn her köþesindeki bütün Müslümanlar “Arapça Ezan”ý anlardý. O halde Müslümanlarýn ezanýndan ne istiyorlardý?
“ÝLK ÝÞÝMÝZ EZAN YASAÐINI KALDIRMAKTIR”
1950’de CHP diktatörlüðünü bitiren Adnan Menderes, “Ýlk iþimiz ezaný aslýna çevirmektir” demiþti. Cumhurbaþkaný Celal Bayar, “Bu son icraatýnýz olabilir” gibi bir tehditle engellemeye çalýþmýþsa da Menderes, “Tek icraatým da olsa ezaný aslýna döndüreceðim” demiþ ve “Arapça Ezan Yasaðý” 16 Haziran 1950’de Meclis kararýyla sona ermiþti.
18 yýl önce Kadir Gecesi’nde baþlatýlan zulüm, Ramazan hilalinin doðmaya hazýrlandýðý bir Cuma günü son bulmuþ, ilk teravihe hazýrlanan Müslümanlara büyük bir müjde olmuþtu.
Sultanahmet Camii’nin dört minaresinin 16 þerefesinden ayný anda “Ezan” okuyan 16 þanslý müezzin, Ayasofya Camii’nin 18 yýllýk intikamýný almýþlardý.
Yýllar önce ezan sevgisi yüzünden cezalandýrýlan Bursalýlar, yine Ulucami’de toplanarak ilk ezaný hasretle dinlemiþlerdi. Müezzin Bayram Sarýcan, þahit olduðu manzarayý; “Sanki Ýslamiyet eskiden varmýþ ama bir ara yok olmuþ, þimdi yeniden doðuyormuþ gibi bir hal vardý” diye tarif etmiþti. Bir baþka camide ise “Ezan”a susayan müezzinler ikindi ezanýný 7 defa okumuþlardý.
Bütün Türkiye’de adaklar kesiliyor, Baþbakan Menderes’e teþekkür telgraflarý yaðýyordu.
MENDERES EZAN ÞEHÝDÝDÝR
Ezan yasaðýný kaldýrmasý, Menderes’in “son icraatý” olmamýþtý ama “sonu” olmuþ, 16 Haziran’ýn hesabýný on yýl sonra sorulmuþtu.
Ýskilipli Atýf Hoca’yý, “Þapka küfür alametidir” dediði için “toplumu isyana sevk etti” bahanesiyle asanlar, Menderes’i de “Ezan Yasaðý”ný kaldýrdýðý için “milleti birbirine düþürdü” bahanesiyle astýlar.
Merhum an Menderes, ezan üzerindeki Haçlý iþgalini; caný pahasýna kaldýrdý ama ne yazýk ki, “minberdeki iþgal” hâlâ devam ediyor. Cuma namazýnýn bir parçasý olan hutbe, asýrlardýr Arapça okunur, muhtevasý Cuma namazýndan önceki veya sonraki vaazlarla anlatýlýrdý. CHP’nin “Ezan Zulmü” sýrasýnda hutbe de tahrif edildi.
Ýstiklâl zaferimizin tescili, ancak dinimizdeki ve camimizdeki ipoteklerin kaldýrýlmasýyla mümkündür.