Vahdettin ÝNCE
Vahdettin ÝNCE
Tüm Yazýlarý

Bugün geçmiþe suyun suya benzediði kadar benziyor

Bugün Ýslam dünyasýnda Batýlý bir üniversitede okumak, Batý'da akademik çalýþma yapmak, Batýlý bir titre, unvana sahip olmak, Batý dillerinden birini bilmek, bu imkân yoksa en azýndan Batý menþeli bir ideolojiye kendini nispet etmek, mesela liberal, demokrat, modernist, reformist, ateist, deist, agnostik... falan olmak, hatta Batýlýlar gibi giyinmek itibar kazandýrýyor, "ne fiyakalý, ne entelektüel adam" dedirtiyor. O kadar ki Batýlýlarýn normal görmeye baþladýklarý sapkýnlýklar bile kimi hastalýklý zihinler nezdinde bir "onur" (!) muamelesi görüyor. Batýlý deðerlere baðlý olmanýn statü sahibi olmanýn kapýlarýný açtýðý, halk nezdinde muteber olmanýn ve devlet nazarýnda yüksek makamlara layýk görülmenin gerekçesi sayýldýðý bir zamanda yaþýyoruz. Böyle olunca da bu kimseler (en azýndan bir kýsmý) kendilerini toplumdan üstün görmeye, toplumlarýnýn baþta dinleri olmak üzere bütün deðerlerini küçümsemeye baþladýklarýný da biliyoruz. Ýyice Batýlý, medeni, modern, elit görünmelerini engellediklerini düþündükleri bütün köylü, kasabalý, taþralý taraflarýný gizlemek, orijinal kimliklerini deðiþtirmek için maddi ve manevi anlamda ameliyat olmaktan çekinmediklerini de gözlemliyoruz. Bu arada gerçekten bilim yapan, yaptýklarý özgün araþtýrmalarla toplumsal deðerlere katký sunan, sahip olduklarý titrlerin hakkýný veren, toplumun deðerleriyle, gelenekleriyle kavgalý olmayan araþtýrmacýlarý istisna tuttuðumuzu belirtmeliyiz. Biz sadece kendi deðerlerine savaþ açmýþ, edindikleri unvanlarý Batýlalar nezdinde bir "aferin" almanýn aracý olarak gören bir kýsým hastalýklý zihinleri kast ediyoruz.

Meðer bu hastalýk yeni deðilmiþ. Tarihte de benzeri süreçler yaþanmýþ. Mesela Emevîlerin son dönemlerinde, özellikle Abbasiler zamanýnda bugünlerde hiçbir itibarý, fiyakasý kalmamýþ, Zerdüþtiliðin kutsal kitabý Zend'e inanan kimse anlamýndaki Zýndýklýk da Ýslam toplumunda böyle bir popülariteye sahipmiþ. Hatta bazý kimseler inanç olarak zýndýk olmadýklarý halde sýrf devlet nezdinde bir makama gelmek, toplum içinde de saygý görmek için kendilerinin zýndýk olduklarýný söylüyorlarmýþ, zýndýklar gibi giyiniyorlarmýþ. Mesela Abbasî halifesi Mansur'un doktoru inanmýþ bir Hristiyan olduðu halde sýrf bu yüzden Zýndýk olduðunu söylüyormuþ. Bugün Batý hayraný devletlerin nezdinde saygý görmek, elit görünmek için liberal, laik, reformist, ateist, agnostik, deist... Vs. olduðunu söyleyen, ama aslýnda inanç olarak Müslüman olan kimseler gibi.

Gerçekte zýndýk olmayýp yukarýda saydýðýmýz gerekçelerden dolayý zýndýk görünenlerin kafa karýþýklýklarý doðal olarak davranýþlarýna da yansýdýðý için komik duruma da düþüyorlarmýþ. Bir Arap þairi sýrf elit görünmek için zýndýk olduðunu söyleyen arkadaþýnýn hazin durumunu þu ifadelerle tasvir ediyor:

Ýnsanlar kendisine "ne fiyakalý, ne elit adam" desinler diye (öyle olmadýðý halde) "ben zýndýkým" dedi

Zýndýklýk üzerine yapýþtý kaldý, kimse de "ne fiyakalý, ne elit adam!" demedi

Elit bilinmek uðruna taþralý, üçüncü sýnýf hoca kompleksinden kurtulmak için bütün geçmiþini, kendisini var eden bütün deðerlerini elinde balyoz bir "yapýbozumcu" fiyakasýyla yýkan, ama yine de batýlý beyaz adamdan kara kafalý doðulu muamelesi görmekten kurtulamayan bir kýsým hocalarýn düþtükleri hazin duruma ne çok benziyor deðil mi!. Neticede Ýbn Haldun demiþ: "Geçmiþ geleceðe suyun suya benzediði gibi benzer" demiþ.

Batý ve Batý deðerleri karþýsýnda bu tarz bir komplekse girilmiþ olmasýný anlýyoruz. Ýbn Haldun'un dediði gibi "maðluplar galipleri taklit eder." Batýlýlar bizi, en ölümcülü, en bitiricisi birinci cihan harbi olmak üzere bir dizi hezimetlere uðrattýlar, hala hezimet üstüne hezimet yaþýyoruz. Fakat Zýndýklýðýn bir zamanlar Ýslam dünyasýnda bu tarz bir statü ve popülarite kazanmýþ olmasý izaha muhtaç. Maðluplarýn galipleri taklit etmesi kuralý burada iþlemiyor gibi görünüyor çünkü. Malum, o süreçte Müslümanlar deðil, Zýndýklýðýn kaynaðýný oluþturan Ýran yenilmiþti. Þu halde neydi maðlup Ýran'dan gelen Zýndýklýðýn, bugünkü batýlý kavram ve ideolojiler gibi adeta referans kaynaðý, itibar sebebi, kariyer basamaklarýnda yükselmenin gerekçesi olmasýný saðlayan þey?

Bu sefer Ýbn Haldun deðil ama TDV Ýslam Ansiklopedisinde "Zýndýk" maddesini kaleme alan Mustafa Öz hoca yapýyor tespiti:

"Ýlk dönem Ýslam toplumuna katýlan Ýranlýlar, çok eskiden baþlayan din ve devlet tecrübeleri dolayýsýyla toplumun seviyesinin üzerinde yer alýyorlardý." Bu demektir ki askeri olarak maðlup olan Ýranlýlar kültürleriyle galip gelmiþlerdi. Bir süre sonra bütün devlet yönetimini ele geçirmeleri ve zýndýklýk gibi dini kavramlarý Ýslam toplumunda etkin hale getirmeleri bu yüzdendi. Yani yukarýda belirttiðimiz gibi görünürde iþlemediðini söylediðimiz kural burada da iþlemiþ. Ýbn Haldun bir kez daha haklý çýkmýþ oluyor.

Ýranlýlar askeri ve dini anlamda galip gelen Müslümanlara benzerken, Müslümanlar kültürel anlamda galip gelen Ýranlýlara benzemiþler.

Bugün durum, her iki açýdan da Batýlýlarýn lehinedir. Biz hem askeri anlamda yenildik, hem de kültürel olarak derin bir komplekse düþtük. Ýçimizden hastalýklý zihinlerin çýkmasý bu yüzdendir.

Adamlar hem ülkelerimizi iþgal ettiler hem de evlatlarýmýzý devþirdiler.