Ýnsanlarýn da bir borsasý vardýr, bir tabloda yazmasa da, ekonomi kanallarýnda hýzlý hýzlý geçmese de.
Böyle zamanlar turnusol kaðýdý gibidir, huzurun ve barýþýn yanýnda olaný, karþýsýnda olaný ayýrt edebildiðimiz.
Böyle zamanlar bir insan borsasý gibidir, görünmez bir þekilde insanlarýn deðer kazanýp kaybettiði.
Söylediðimiz her söz, yaptýðýmýz her hareket deðerimizi arttýrýyor ya da azaltýyor.
Artýk dijital çaðdayýz, sosyal aðlar vasýtasýyla her birimiz basýlý gazetelerden daha güçlüyüz.
Bir gazetenin ortalama 50 bin basýldýðý ve yarým yamalak okunduðu bugünün dünyasýnda 20 yaþýnda bir genç 100 bin kiþiye ulaþýyor kolayca.
Tarihi günlerden geçiyoruz ve tarihe hepimiz bir þekilde geçeceðiz.
Barýþa yaptýðýmýz katkýyla ya da savaþý körüklemekle.
Doðruya doðru diyebilmemizle ya da "Elalem ne der" korkusuyla iþimize gelmeyeni kötülelemizle.
Yanlýþ bir bilgiyi pervasýzca yayarak insanlarý galeyana getirmemizle ya da insanlara hakký ve sabrý tavsiye ediþimizle.
Hadi, seçin...
Ve þimdi söyleyin...
Siz tarihe nasýl geçmeyi tercih edeceksiniz?
* * *
Genç dostlar,
Çözümün anahtarýnýn bizde olduðunun farkýnda deðil misiniz?
Önyargýlarýmýz yokken, geçmiþin tortularýyla zihinlerimiz kirlenmemiþken.
En az biz düþmanýz þimdi , diðerlerimize...
Ve en az düþman olduklarýmýz da bize hala çok az düþmanlar.
Onlar da bizler de henüz yeterince bozulmadýk, yeterince kirlenmedi bilinçlerimiz ve altlarý.
Biz baðýrmayalým, biz kavga etmeyelim, bizim sesimize en kýzgýn halimizde bile sevgi ve umut serpiþmiþ olsun.
Kýzdýklarýmýza benzemeyelim.
Gelecekte yüz yüze bakacaðýz, büyükler orada olmayacaklar.
Gelecekte birbirimize bakacak yüzümüz kalsýn.