Bu vahþete, acýmasýzlýða, katliama, soykýrýma dur diyemiyorsak, elimizdeki imkâný -ne kadar küçük olursa olsun- bunun için kullanmýyorsak insanlýðýmýzý yitiriyoruz demektir.
Feryat figan etmeliyiz. Sadece Filistin'deki çocuklar için deðil, kendi insanlýðýmýz için de.
Benzer cümleleri o kadar çok kurdum ki. Çünkü artýk baþka bir þey yazmak istemiyorum.
Ayný þeyleri söylemeye, yazmaya devam edeceðim.
Elimdeki taþý her seferinde ayný hedefe fýrlatmaya, isabet ettiremesem de atmaya devam edeceðim.
Bu sefer lafým, Altýn Kelebek ödül sahnesinde, ödülü elinde, tüm kameralar kendisine yöneltilmiþken, tüm spotlar onu aydýnlatýyorken, belki de hayatýndaki en önemli o anda, þöyle yürekten, baþkaldýrýrcasýna Gazze'ye selam gönderemeyenlere...
Tam da konuþmasýný yaptýðý sýrada Ýsrail'in bombalarýna hedef olup vücudu parçalara ayrýlan çocuklarý anmayý gerekli görmeyenlere...
Ýki ay zarfýnda 7 bine yakýn çocuk katledilmemiþ gibi, elindeki ödülü havaya kaldýrabilenlere.
Evde býraktýðý köpeðine verdiði deðerin küçük bir miktarýný Ýsrail bombalarýyla öldürülen köpek ve kedilerden esirgeyen Ecem Erkek'e...
Tüm hayvan severler olarak kendisini esefle kýnamalýyýz bence.
Onun vicdan seviyesinde Gazze'de katledilen çocuklardan bahis açmayý doðrusu ayýp saydým. Enkazlar arasýnda annesini babasýný arayan yaralý çocuklardan, evlatlarýný kundaktaymýþ gibi kefenleyen anne babalardan, her biri birer melek olup bizi izleyen cennetin çocuklarýndan utandým.
Bu yüzden Gazze'nin köpeklerinden, kedilerinden söz açtým. Onlar da can çünkü.
Ama Ecem Erkek'in yüreðinde Gazze'de katledilen hayvanlarýn, köpeði Loli kadar deðil, Loli'nin týrnaðý kadar da olsa deðerinin olmamasýna doðrusu biraz þaþýrdým.
Biz neyi konuþuruz ki? Loli'nin aldýðý alkýþýn çok azýný aldý, baterist Sanlý Akgün'ün Gazzeli çocuklarý hatýrlatan konuþmasý.
Sanatçýsý hatýrlamýyor, sanatseveri bir alkýþý bile çok görüyor!
Oysa Batý'daki bir ödül baþkentinde sahne alma, mikrofona konuþma imkâný yakaladýklarýnda, nasýl da cesur, yürekli ve konuþkan olduklarýný çok iyi biliyoruz bu güruhun.
Coþkuyla paylaþýyorlar mesajlarýný.
Ülkelerini þikâyet etme fýrsatýný hiç kaçýrmýyorlar.
Neden böyleler dersiniz? Bu sadece bir vicdan problemi mi?
Bence deðil, bu çok büyük bir kalite problemi.
Ayný zamanda çok derin bir aþaðýlýk kompleksi.
Ýçlerinde gerçek anlamda bir sevgi taþýmýyorlar. Loli'yi bile sevmiyor bence o kadýn.
Çünkü kendilerini sevmiyorlar. Ancak öykündükleri kültüre tamamen asimile olduklarýnda sevileceklerini, kabul göreceklerini zannettikleri için tüm uzuvlarý ve duygularý seçici davranýyor. Kendilerini hatýrlatan þeyleri de sevmiyorlar. Çünkü kendilerini sevmiyorlar.
Apaçýk aþaðýlýk kompleksiyle malul bir sanatçý güruhu bizdeki.
Vicdanlarýný sadece öykündükleri kültürün onay verdiði þeyler yaralýyor. Filistin'de iki aydýr her gün yüzlerce çocuk katledilirken seslerinin çýkmamasý bundan.
Savunma olarak "Neden benim askerim Filistin'e gitsin" gibi saçma sapan cümleler kurmalarý da... Çünkü kötülük ve zekâ yan yana gelemiyor. Birinin olduðu yerden öteki göçüyor.
Düþlünün; Cem Karaca sað olsaydý nasýl bir þarký bestelerdi?
Barýþ Manço çýkýp nasýl bir manifesto okurdu kana bulanmýþ o çocuk bedenler için?
Ahmet Kaya nasýl gür sesle Gazze'yi haykýrýrdý?
Kalite yok ki vicdan olsun!
Ýnsan yok ki sanatçý olsun!
Sanat deðil ki komik olsun!
Bundan sonra týpký raflardaki Siyonist temizlik ürünleri gibi bunlar da boykot edilmeliler.
Esprilerine gülecek deðiliz artýk. Sadece kendilerine gülebiliriz, o da acýnasý hallerine...
Ýsrail'i kýnamayan, Gazze katliamýna dur demeyen, Filistin halkýna destek açýklamayan tüm 'sanatçýlar' ve fenomenler için diyorum bunu. Ýzleyicisi olan kim varsa, konuþtuðu þey üçten fazla kiþiye ulaþan herkesin borcudur bu.
Katliam karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr.
Çünkü biri öldürmeye devam ederken durdurmak için çabalamamak "durma öldür" demektir.