Bunlar Trump’ın iyi günleri

Trump’ın eski avukatı ve eski kampanya sorumlusunun yargılanmaları sırasındaki bulgular ve itiraflar, Başkan’ın iktidarı kaybetme ihtimalini artırdı. 

Özel yaşamıyla ilgili skandalların da ortaya dökülmesine neden olan yargı süreci, esas olarak Trump’ın rüşvet vermek, vergi kaçırmak ve kampanya paralarını yasa dışı yerlerle harcamakla suçlanmasının önünü açıyor. Ayrıca, ABD seçmenlerinin hiç affetmediği konu olan “yalan söyleme” durumu da söz konusu. Dolayısıyla Trump başkan olmasaydı, şimdiye kadar çoktan yargının önüne çıkacak kadar suçla anılıyor. 

Özel hayatına dair kısmı, muhafazakar ve dindar seçmen açısından ne ölçüde ayıp bulunuyor, orasını tam olarak bilemiyoruz. Ancak eşinin kendisini terk etmesine büyük katkı sağlayacağı açık. Eşinin Trump’ın yanında kalmaya meraklı olmadığını gösteren çok sayıda kare bulunuyor; üstelik basın önünde beden diliyle bunların gösterilmesinden de hiç çekinilmiyor. 

ABD basını, avukat ve kampanya sorumlusunun ifadelerinin basına yansıdığı günü Trump’ın en zor günü olarak açıkladı. Bu yorum gerçekçi değil, zira anlaşılan zor günler yeni başlıyor. 

 

Etme bulma dünyası

Evde ne olduğu bizi ilgilendirmez ama ABD Başkanı’nın eşinin herhangi bir eşten farkı olduğu hatırlatılmalı. First Lady’nin, Trump’ın “b... çukuru” dediği Afrika’ya gitme kararını açıklayıp bu geziye tarih vermemesinin nedeni, belki de azil sürecinde ABD’de olmak istemediğini ama bunun ne zaman başlayacağını da kestiremediğini ima etmeye yöneliktir. 

AB’ye, Çin’e, Rusya’ya, Meksika’ya, Türkiye’ye, İran’a ve daha başka yerlere ekonomik yaptırımlar uygulayan, sürekli tehditler savuran Trump’ın, bir karşı atakla karşılaşacağı açıktı; bugün bu yaşanıyor. ABD’nin başka ülkelerde iktidarları değiştirmek için uyguladığı yöntem, bugün ABD’de uygulanıyor. Üstelik bu süreç sadece ABD içi mekanizmalarla yürümüyor. Dünyanın birçok yerindeki iş çevreleri, liderler, belki istihbarat kuruluşları da Trump’ın görevden alınmasını sağlayacak katkılarını esirgemiyordur. Bu konudaki en kilit ülkenin ise Rusya olduğuna şüphe bulunmuyor. 

 

Gelen gideni aratır

Trump’ı bir kaç kez görevden almaya yetecek malzeme esas olarak Rusya’nın elinde bulunuyor. Rusya alenen öne çıkan ülke olmak istememiş ve bazı kişilerin FBI ile anlaşmasını “teşvik” etmiş olabilir. Ancak, öte yandan Putin’in Trump’a razı olabileceği, zira Başkan gidince iktidara gelecek Başkan yardımcısı Mike Pence’in dünya ve Rusya için daha tehlikeli olacağı hesaplanıyor olabilir. 

Bu olasılık, sadece Rusya’yı değil tüm dünyayı endişelendirmeli. Türkiye’deki rahibin iade edilmesini imkansız hale getiren, başka olaylarda neler yapmaz. 

Trump giderse, Mike Pence öncelikle bugüne kadar kızdırılan tüm ülkelere dönüp, “kabahatin bütünü Trump’a ait, biz onu uyardık dinlemedi” diyecek gibi. Ancak bu girişimlerin zeytin dalı anlamına gelmeyeceği hatırlatılmalı; zira yaptırım ve tehdit politikasının sahibi zaten Mike Pence. 

“Öpüşelim barışalım” dedikten sonra,  büyük ihtimalle “ABD’nin isteklerini yaparsanız dost kalabiliriz” tutumuna geri dönecek. Sonuçta, ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir başkan yerine, ne zaman ne yapacağı fazlasıyla belli olan bir başkan gelmiş olacak. Ancak uygulanan temel politikada büyük bir değişim olmayacak, hatta daha da sert tutumlar görülebilecek. 

İşte belki başka ülkelerin elindeki malzemeler ve Putin’deki arşiv bu günler için saklanıyordur. O gün geldiğinde, tek yargılanması gerekenin Trump olmadığını öğrenmek mümkün olabilir.