Adeta bir bela ve musibet yaðmuruna denk geldik. Ateþ çemberine dönen bölge ülkelerinden sýçrayan kývýlcýmlar Türkiye’yi de tehdit ediyor. Bir yanda Avrasya tünelinin açýlýþý gibi milletçe sevinç ve gurur duyacaðýmýz geliþmeler oluyor, diðer yanda terör ve siyasi cinayetler gibi milletimizi hüzne ve endiþeye sevk eden olaylar yaþanýyor.
Dolmabahçe’deki terör eylemi, ardýndan Kayseri saldýrýsý, onun ardýndan Rus büyükelçi suikasti… 15 Temmuz’daki darbe giriþimiyle Türkiye’yi teslim alamayan irade, üst üste ataklarla, terör saldýrýlarý ve suikastlerle netice almaya çalýþýyor.
Silahlý müdahale ile hükümeti deviremedikleri gibi, ekonomik hamlelerle de toplumun direncini kýramadýlar. Þimdi terör üzerinden bir dehþet hissi oluþturmak ve kaos görüntüsü vermek istiyorlar.
Yeni darbe söylentileri, kaos ve kriz tellallýðý, korku ve karamsarlýk pompalama… Fiilen yapamadýklarýný psikolojik olarak yapmaya çalýþýyorlar.
Tüm bunlarý karþý sabýr en büyük silahýmýzdýr. Saðduyu, teenni ve aklýselim en kýymetli hazinemizdir. Her türlü taarruza ve saldýrýya karþý direnebilmek umudumuzu ve inancýmýzý yüksek tutmaktan geçiyor. Sergilenen karanlýk oyun ne kadar büyükse aziz milletimizin basiret ve feraseti de o kadar büyük. Ülkemize düþmanlýk edenlerin sayýsý ne kadar çoksa, 80 milyon milletimizin birliði ve kardeþliði de o kadar güçlü…
Evet, sabýrla zorluklara direneceðiz. Ama bu sabýr pasiflik ve teslimiyet anlamýnda bir sabýr deðil. Bela ve musibetlere karþý koyarken, her türlü þer odaðýyla korkusuzca mücadele ederken karþýlaþacaðýmýz zorluklara sabýr...
Evelallah bu zorluklarýn hepsini aþacaðýz. 21’inci yüzyýlýn parlayan yýldýzý olan Türkiye’yi hiç kimse 20’nci yüzyýlýn karanlýklarýna geri çekemez.
Þunu da aklýmýzdan çýkarmayalým: Bu iktidar 14 yýldýr güllük gülistanlýk bir siyasi atmosferle bugünlere gelmedi. AK Parti 3 Kasým’da iktidara geldiðinde Refah Partisi iktidarý gibi üç-beþ ay ömür biçiliyordu.
O günlerde karþýlaþtýðýmýz saldýrýlar, korkutmalar, sabotajlar hiç de bugünkünden aþaðý deðildi.O gün AK Parti’ye yönelik hazýmsýzlýk, düþmanlýk, çekememezlik bugünkünden kat be kat daha fazlaydý. Hem müesses nizamýn aktörleri, sermayesi ve medya kuruluþlarý, hem de küresel güçler AK Parti iktidarýný büyük bir engel ve sorun olarak görüyordu.
Bugün yüzde 50’lere týrmanan ve gücünün doruðunda olan AK Parti kapatýlma tehdidiyle karþý karþýyaydý. AK Parti iktidarýnýn neredeyse attýðý her adým yüksek yargý tarafýndan engelleniyordu. Bu Meclis ne trajikomik olaylara þahit oldu, ne skandal yargý kararlarýyla bastýrýlmaya çalýþýldý.
Darbeciler, cuntacýlar, derin devlet yapýlanmalarý, çeteler, mafya AK Parti’nin yakasýndan hiç düþmedi.AK Parti bunlarý zayýflattýkça demokrasiyi güçlendirdi. Bu yapýlanmalarýn siyaseti ve iktidarý baskýlamak için kullandýðý enstrümanlarýn baþýnda hep terör geldi. Her kritik süreçte, referandum ve seçim gününde Türkiye patlatýlan bombalarla etki altýna alýnmaya çalýþýldý. Aktütün, Daðlýca, Silvan ve daha onlarca provokatif terör saldýrýsý AK Parti’nin kalbine niþan aldý.
Demem o ki, Türkiye ve AK Parti bu oyunlarýn hepsini defalarca yaþadý. Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn dirayetli duruþu ve milletimizin ferasetli tavrý her oyunu bozdu. Ne 17-25 Aralýk yargý darbesi, ne 15 Temmuz cunta giriþimi bugünkülerden daha geri deðildi. Büyük zorluklarý aþtýk ama mücadele bitmedi… Bugün bütün oyunlarýn bir anda ve tüm þiddetiyle sahneye konduðunu görüyoruz. Ýnþallah bunlarý da Allah’ýn izniyle püskürtüp büyük Türkiye yolculuðumuzu emin adýmlarla sürdüreceðiz.