Burak Yıldırım'ın gerçek katilleri hepinizi saygıyla (!) alkışlıyorum...

Türk futbolunun iki güzide (!) kulübü Fenerbahçe ile Galatasaray arasıdaki bir derbi daha geride kaldı. Biri kazandı, biri kaybetti... Bir haftadan fazla süren alkış polemiğinde beklendiği gibi bir fair-play emaresi görülmedi...

Fair-Play'den vazgeçtik, saha içinde futbolcular bile bırakın normal bir oyun oynamayı ortalığı ateşe verdiler. Sert futbolu anlarım, ama hemen her sertlikten sonra birbirlerine girmeler, itişip kakışmalar ve finalde Volkan Demirel ile Sabri Sarıoğlu'nun birbirine girmesi...

Ayıptır... Ayıptan öte de vahimdir... Bu iki futbolcu giydikleri forma bir yana Milli Takım'da yıllarda beraber futbol oynadı, aynı masada oturdu, aynı yemeği yedi, aynı amaç için ter döktü, 2008 Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye'ye yaşattıkları başarıda sarmaş dolaş oldu.

Ama bir de derbide yaşananlara bakıyorum. Birbirlerine girmişler, tırnaklamalar, boğazından sıkmalar...

Ya Emre Belözoğlu'na ne demeli. Melo, Webo'ya sert bir faul yapıyor. Ardından da özür dilemek için yanına gidiyor. Emre efendiye ne olduysa, Melo'nun özür dilemesini engellemek için araya giriyor, ortalığı kızıştırıyor. Ama Melo kararlı biraz sonra yine Webo'nun yanına gidiyor ve özür diliyor. Emre anında orada bitiyor, yine Melo ile itişip kakışıyor. Melo'nun dilediği özür, ortamdaki gerginliği biraz olsun azaltacak. Emre bundan niye rahatsızlık duyuyor... İlginç.

Fenerliler'in bir kısmı "Sabri sahaya provokasyon için girdi" iddiasında. Haklı olabilirler. Çünkü daha girer girmez sıradan bir faul pozisyonunu abarttı, ardından hiç gereği yokken Volkan'a sataştı, yukarıdaki malum olay meydana geldi.

Ancak Fenerliler Sabri'ye kızarken önce Emre'ye de bir baksınlar. Sabri oyuna girmeden, zaten o gereken provokasyonun bir kısmını yaptı... Emre de Milli Takım'da Galatasaraylı kardeşleriyle birlikte ter döken bir isim... Peki bu nefret niye?..

Bunu sttata izleyen, televizyonda gören fanatikler, dışarıda birbirlerine neler yapmaz... Nitekim yaptı da. 19 yaşında genceik bir çocuk hayatını kaybetti.

Değdi mi?

Sen değil Süper Lig şampiyonu, istersen uzay şampiyonu ol... Pisi pisine hayatını kaybeden bu gencin hayatına değer mi?

Devam edin!.. Türkiye alkışa hazır değilmiş... (Ama isteyince oluyor... PTT 1. Lig'de iki maçta yaşandı.) Birbirinizi alkışlamayın, ortamı germek için de biriniz "şampiyonuz" diye 50 bin Fenerli'nin önünde ortamı gerin, diğeriniz de "derbiyi kazandım" diye gerginliği artırın.

Sonra da dışarıda fanatikler birbirine girsin...

Atatürk "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" demiş. Zeka ve çevikliğinize lafım yok... Ama iş ahlaka gelince, orada biraz durun. Fırınlarca ekmek yeseniz de o biraz zor...

Hepinizi saygıyla (!) alkışlıyorum!.