Burak’tan Messi olur mu?

A Milli Takım’ın Letonya ve Hollanda maçlarını izledim. İlk maça damgasını vuran isim Hakan Balta olurken, golü de Selçuk İnan kaydetti. Bu ikili Hollanda maçında da iyi işler çıkardılar.

Galatasaray’ın elinde bu kadar stoper varken neden yine stoper aradığına anlam vermek mümkün değil. İşte Hakan Balta... Yeri sol bek ama stoperde de taş gibi!.. İki milli takım maçı ortada..

Yani Hamzaoğlu, ‘kadrom eksik’ vs. gibi bahaneler üretemez. Üretmemeli de... Çünkü elinde 3 kupalı şampiyon bir takım var..

Başkan Dursun Özbek her uzatılan mikrofona “Büyük isimler gelecek... Hafta içi hallediyoruz” türünden açıklamalar yaparak gereksiz yere taraftarı beklentiye soktu..

Bu kadar taraftar çilek, kiraz vs. beklerken sofradaki dilimlenmiş elmalardan da oldular!

Son gün Melo ve Telles’in gidişi gerçekten sürpriz oldu. Peki bu sürprize gerek var mıydı?

Bence yoktu..

Melo geçen sezon bittikten sonra gideceğini deklere etti.. İnter’le flörtünü sağır sultan bile duydu.. O zaman ayak sürtmenin, oyalamanın anlamı yok.. Gönder gitsin... Eğer bu tür kararları zamanında almazsanız son gün elinizde patlar...

Melo ve Telles son güne kalmasa Kevin transferindeki o vahim hata da yapılmayacaktı. Yapılsa bile telafisi için zaman olacaktı..

Yapılan işlere bakıldığında tam bir acemilik işi gözüküyor...

Galatasaray büyük bir kulüptür ve öyle yönetilmelidir.. Böylesine büyük bir camia son gün adam satıp bir anda kadrosunu boşaltmaz..  Son gün apar topar adam almaz..

FIFA ile UEFA ile adam gibi yazışır... Her şeye rağmen geriye dönüp bakmanın artık anlamı yok... İleriye doğru umutlu bakmalıyız...

Hamza hocanın bu sezon için fazla bir bahanesi olamaz.. Elinde iyi bir kadro var.. Önemli olan bu kadroyu iyi hazırlamak ve istenilen sonuçları alabilmek.. Gereksiz polemiklere ve işlere girmemek..

Mesela; yılların Burak Yılmaz’dan bir Messi yaratmaya kalkmamak gibi..