Antalya Film Festivali, ardýnda bir takým soru iþaretleri býrakarak tamamlandý. Son festivalin konsepti Türk sinemasý açýsýndan geleceðe dair kuþkularý da beraberinde getiriyor.
53. Antalya Film Festivali sona erdi ama sinemamýza etkisi ne oldu, bunu biraz konuþmalýyýz. Çünkü Antalya, Türk sinemasýnýn genel durumunun en iyi analiz edilebileceði etkinliktir...
Antalya’yý deðerlendirmeden önce festivallerin Türk sinemasý için ne kadar önemli olduðunu belirtmeliyiz. Hatta hiçbir ülke sinemasý için festivaller bizdeki kadar önem arz etmez. Çünkü bizim sinemamýzýn 2000 sonrasýnda yapýlanmasý festival-sanat filmi üzerine yoðunlaþmýþtýr.
“Para ödülleri azaltýldý halbuki festival filmlerini üretenler için bu ödüller çok önemli.”
Sinemanýn yeni damarý
Bu anlamda genel izleyicinin ilgisinin bu sinemaya yaklaþýmý da ortadadýr. Son dönemde bu tür sinemayla var olan ülke sinemasýnýn tüketildiði asýl yer de festivaller olmakta. Kýsacasý sinemanýn yeni damarý, festivaller olmasa kurur. Hiçbir ülke böyle bir darboðazda deðil. Onun için festivalleri dikkatle deðerlendirmeli ve nereye doðru evrildiðini belirlemeliyiz. Tarihi ve geleneði ile Uluslararasý Antalya Film Festivali, Ýstanbul Film Festivali’nden sonra en önemli festival. Antalya’nýn attýðý her geri adým sinemamýza yansýyacaktýr. Antalya Belediye Baþkaný Menderes Türel’in ilk döneminde festival altýn günlerini yaþamýþtýr. Dünyaca ünlü yýldýzlarýn gelmesi, Yeþilçam ünlülerinin festivalde konuk edilmesi, elit yönetmenlerimizin filmlerinin yurt içi prömiyerinin festivalde yapýlmasý ve bu sac ayaðýnýn hiçbir ayaðýnýn bir diðerinden kýsa kalmamasý festivalin diriliþinin sebebiydi. Daha sonra ise belediye seçimleri yüzünden yönetim deðiþti. CHP’li belediye baþkaný Mustafa Akaydýn ve komitesi festivali baþka bir hale soktu. Antalya’nýn sanki tek etkisi Antalyalý sinemaseverlere seslenmesiymiþ gibi bir yanlýþ saptama yapýp festivali yerelleþme yoluna soktular. Ulusal sinemamýzýn merkezinde yer alan festival küçülüp ilk yönetmenlerin filmlerini sergilediði ikinci sýnýf bir festivale dönüþtü. Belediye seçimlerinde tekrar Menderes Türel seçilince vizyonuyla festivali tekrar ayaða kaldýrmak için kollarý sývadý. Türel bir komiteyle yola çýktý. Ama ne olduysa bu komite ilk dönemin stratejisi yerine baþka bir yol seçti. Bu sefer de festival Türkiye ile iliþkilerini zayýflatan bir strateji belirledi. Þimdi bu söylediðim cümle hem festival komitesi hem de bazý sinemacýlar tarafýndan tepkiyle karþýlanacak.
Para ödülü azaltýldý
Onun için bunu biraz açmalýyýz. Öncelikle ulusal yarýþmada verilen para ödülü azaltýldý, yýllar içinde de kaldýrýlmasý planlanýyor. Halbuki biliyoruz ki festival filmlerini üretenler için bu ödüller çok önemli. Adana Film Festivali, Malatya, Edirne ve daha birçok festival ellerinden geldiði kadar bu ödülleri artýrma çabasýnda. Doðal olarak birçok yönetmen baþka festivalleri tercih etme aþamasýna geldi. Yönetim prömiyer þartýný kaldýrarak baþka festivallere de giren ve En Ýyi Film Ödülü’nü almamýþ bütün filmlere kapýsýný açtý. Böylece Antalya’nýn Türk sinemasý için ifade ettiði bazý deðerler törpülendi. Mesela daha önceleri Antalya’ya gittiðimizde 10-15 adet hiçbir yerde görmediðimiz filmi seyredip sinemamýzýn geneli için bir çýkarýmda bulunabiliyorduk.
Bir festival kendine neden zarar verir
Bu yýl ise daha önce bir festivale katýlmamýþ üç film vardý. Diðer filmlerin yarýsýný Ýstanbul Film Festivali’nde geri kalanlarý ise Adana’da seyretmiþtik. Hatta bir tanesi vizyona bile girmiþti. Peki niye bir festival böyle kendine zarar veren bir uygulama yapar? Festivalin bir diðer dikkat çeken yönüyse ulusal yarýþmada yer alan ‘Toz’ ve ‘Tereddüt’ filmlerinin ayný zamanda uluslararasý yarýþmaya da katýlmalarýydý. Üstelik ödüller açýklandýðýnda uluslararasý yarýþmada ‘Tereddüt’ün bütün ödülleri topladýðýný gördük. Uluslararasý yarýþmada deyim yerindeyse tulum çýkartan film ulusal yarýþmada neredeyse sadece bir ödülle dönüyor. Yani ‘Tereddüt’ün yarýþtýðý yabancý filmler kalitesizdi de yerli filmler mi çok kaliteliydi? Neyse bütün bunlarý üstüste koyduðumda festivalin ayný Cannes gibi tek bir yarýþma bölümü yapma hedefinde olduðunu düþünüyorum.
Yani o yýla ait elit bir iki filmi uluslararasý bölümde yarýþtýrýp geri kalanýný ‘Rengarenk’ gibi bir özel bölümde gösterip olayý kapatacaklar.
“Tereddüt uluslararasý yarýþmada birçok ödül alýrken ulusal yarýþmada bir ödülle döndü. ”
Türk geleneði yok
Zaten festivalin odaðýnda Türk sinema geleneðinin artýk çok da yer almadýðýný görüyoruz. Ne eskisi gibi Yeþilçam ünlüleri vardý festivalde ne de biz basýn mensuplarýnýn koklayacaðý böyle bir hava. Festival özellikle yeni kurulan Film Forum üzerine odaklanlanmýþtý. Ben de bu yapýlanmayý önemsiyorum. Hatta daha fazla kaynak aktarýmý yapýlsýn istiyorum. Ama bunu festivalin yapýsýný tamamýyla deðiþtirip Türk sinemasýný önemsizleþtirerek yapýlmasýna karþýyým. Bu yapý Fransa’da iþler. Çünkü Fransýz sinemasýnýn dünya sinemasýyla entegrasyonu bu yapýlanmayý olanaklý kýlýyor. Ama sözkonusu Türkiye ise yapýlan þey Türk sinemasýna darbe vurmaktýr.
Ulusal sinemamýzýn merkezinde yer alan festival küçülüp ilk yönetmenlerin filmlerini sergilediði ikinci sýnýf bir festivale dönüþtü.