Burasý Kandil’in þubesi

Diyarbakýr annelerinin terör örgütü PKK’ya karþý baþkaldýrýsý 22 Aðustos’ta Hacire Akar’ýn, HDP il binasýna tek baþýna giderek, “Oðlumu bana geri verin” demesiyle baþladý. Akar’ýn bu cesur çýkýþýnýn terör örgütünü paralize ettiði biliniyor. Örgüt, Akar’ýn oðlunu kamera karþýsýna oturtup, “Beni zorla evlendirmek istediler, bu yüzden kaçtým” dedirtti, ancak Akar’ýn ýsrarý sonucu genci býrakmak zorunda kaldý. Örgüt elebaþlarýnýn açýkça aileleri hedef alan açýklamalarýný da not etmek gerekiyor. 

Ancak, cesaret bulaþýcý. Hacire Akar’ýn bu çýkýþý, çocuðu terör örgütüne kaçýrýlmýþ ya da terör örgütüne katýlmýþ diðer anneleri de cesaretlendirdi. HDP il binasý evlatlarýnýn geleceðinden endiþe duyan aileleri bir mýknatýs gibi kendine çekiyor. Eyleme katýlan aile sayýsý 8 günde 24’e yükseldi. 

Peki, nereden çýktý bu eylem? HDP, aileleri “devletin” yönlendirdiðini söylüyor. Eylemi bu þekilde açýklamaya çalýþmak, biraz suçluluk psikolojisi, biraz da kolaycýlýk. Oysa ortada basit bir denklem var. 

Evlatlarýnýn ölmesini istemiyorlar. Çocuklarýný daðda deðil, yanlarýnda istiyorlar. Bir annenin deyimiyle “ABD’nin maþasý olan” terör örgütünün uyguladýðý þiddeti olumlamýyorlar. Bunu aslýnda Sur, Cizre gibi ilçelerde yapýlan operasyonlarda gösterdiler. Örgüt, o operasyonlar sýrasýnda istediði halk desteðini bulamadý. Aksine, sebep olduklarý yýkým nedeniyle büyük bir öfkeyle karþýlaþtý. 

Operasyonlarla terör örgütü hareket edemez hale getirildiðinde, halk üzerindeki örgüt tehdidi ortadan kalktýðýnda, terör minimize edildiðinde, kendilerini özgür hissediyor ve konuþmaya baþlýyorlar. Bir babanýn “Oðlumun terörist olmasýný istemiyorum” demesi önemlidir. Ancak örgüt tehdidini artýrdýðýnda, can kaygýsý, mahalle baskýsýyla kabuklarýna çekiliyorlar. Annelerin benzer bir eylemi 2014 yýlýnda yaþanmýþtý, hatýrlayýn. “Çocuðum daða kaçýrýldý” diyen aileler o gün de BDP Diyarbakýr il binasýný basmýþ, çocuklarýný bu kör kuyudan çýkarmaya çalýþmýþtý. 

Özetle, bu eylem, operasyonlarla örgütün hareket edemez hale geldiði, daða çýkýþlarýn neredeyse sýfýrlandýðý dönemin, aileler için nefes alma imkaný yaratan konjonktürün sonucudur. Ýçiþleri Bakaný Soylu’nun Mayýs ayýnda verdiði rakamý hatýrlayalým. Örgüte katýlým 5 bin 556’dan ilk beþ ayda 38’e kadar geriledi. 

Peki, neden HDP il binasý? Aileler HDP’yi suçluyor. “Çocuðumuz bu kapýdan girdi, bir daha dönmedi” diyor. Emniyetin de tespitleri var. Örgütten kaçarak teslim olan þüphelilerin ifadesine bakalým.. 

“X ile görüþmek için HDP il binasýna gittim. Burada þahýsla görüþerek beni PKK terör örgütüne göndermesini istedim.” … “Ben ilk olarak HDP ilçe binasýna PKK’ya katýlým yapmak için gittim. Amacým Suriye’deki çatýþmalara katýlmaktý.” … “Ailemin, sevdiðim kýz ile evlenmeme razý gelmediðinden dolayý PKK terör örgütüne katýlým yapmaya karar verdim. HDP ilçe binalarýndan örgüte katýlým desteði verdiðini biliyordum. Bu yüzden ilçe binasýna gittim.” 

Bu tablo bize bir mekanizmayý anlatýyor. Ailelerin iddiasý ve emniyetin elindeki ifadelere göre HDP il, ilçe binalarý ve gençlik merkezleri bu mekanizmada önemli bir rol oynuyor. Diyarbakýr’da il binasýnýn merdivenlerine oturan bir babanýn “Burasý Kandil’in þubesidir” ifadesi boþuna deðil.