Bürokrasi ve kriz yönetme sanatý

Kriz yönetmek lafý çok kullanýlýr ama çok az kiþi gerçekte bunu yapabilir. 

Tamamen þeffaf olmak da bir kriz yönetimi biçimidir, Tamamen sessizliðe bürünmek, Yargý süreci varsa, “sonunda açýklama yapacaðýz” demek de bir tercihtir.

En olmamasý gereken krizi alevlendirecek, toplumun krizle çok da alakasý olmayan kesimlerinin de dikkatini bu noktaya çekecek açýklamalar yapmaktýr.

Üst düzey her bürokratýn kriz iletiþimi bilgisine sahip olmasýný beklemek doðru olmaz.

Ancak bu hafta gördük ki, bürokrasinin, bu konuda  en azýndan yeterli danýþmanlýk hizmetini almasý gerekiyor.

***

Son dönem yaþadýðýmýz krizleri bir hatýrlayalým... En büyük kriz VW’nin emisyon sahteciliði yaptýðýnýn ortaya çýkmasýydý.

Önce þeffaf davranarak kriz yönetme yoluna gittiler. Sonra bu davranýþ modelinin konuyu gündemde tuttuðunu fark edip sessizlik politikasýna büründüler.

Dikkat ederseniz, VW’nin sahibi ya da ortaðý olduðu markalarda da bu tür bir sahtekarlýk yapýlýp yapýlmadýðýna dair açýklamalar ve haberler aniden kesildi.

Krizi en iyi yöneten, emisyon deðerlerini deðiþtiren yazýlýmý yapan Bosch firmasý oldu.

Ýlk gün çýktýlar ve dediler ki “Evet yazýlým bizim ama her araçta kullanmayýn diye tavsiye ettik, onlar buna uymadýlar” Tek bir açýklamayla sektörün taþlarýný yerinden oynatan bir iþten sýyýrdý Bosch.

Ceo’sunu kanal kanal dolaþtýrmadý, sayfa sayfa konuþturmadý ya da sosyal medyada propaganda yapmadý.

 Týpký BP’nin Meksika Körfezi’nde yol açtýðý çevre felaketinden sonra gevezelik yapmak yerine yasal süreçlere uyacaðýný açýklayarak, soðuma stratejisi izlemesi gibi...

***

Çok konuþup hemen unuttuðumuz 3 yaþýndaki çocuðun yüzüne asit fýrlatýlmasý olayýnda da ayný durum yaþandý.

Medya önce marka yazmadý, bir restoran demekle yetindi. Sonra Develi’nin avukatý konuþtu ve markayý ifþa etti, güvenlik kameralarýna dair cümleler kurdu.

O günden sonra Develi adýný temize çýkarmak için çok uðraþtý.

En azýndan yazýlan ya da sýzdýrýlan bazý haberlerde markanýn temize çýkma çabasý fazlasýyla hissedildi... Kötü kriz yönetimi örneklerinden birisidir bu....

***

Türkiye’de iletiþim birimleri ve genellikle halkla iliþkiler, marka kýyafetler giymiþ, alýmlý hanýmlar olarak kodlanýr.

Oysa þirketlerin en önemli organlarýndan biridir iletiþim birimleri... Düzgün çalýþanlarýn kriz senaryolarý, yol haritalarý, marka algýsýna dair yaptýrdýklarý çalýþmalar vardýr. Bir CEO’nun ne zaman susup ne zaman konuþacaðýna bile onlar karar verirler.

Mesela akýllý bir iletiþimci, yöneticisi bir televizyon kanalýna çaðrýldýðýnda ekranda ya da bekleme odasýndaki diðer konuklarýn kim olduðuna bile bakar, can sýkýcý ya da emri vaki olacak karþýlaþmalarý engeller.

Türk medyasýnda þirketlerin kriz yönetiminde baþarýlý olup olmadýklarýný deðerlendirmek gibi bir alýþkanlýk yok.

Daha kötüsü Türk medyasý için kriz yönetimi demek büyük reklam veren þirketlerin baþlarýný belaya sokacak haberlerin verilip verilmeyeceðidir. Bu da baþlý baþýna bir krizdir...