Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nun, en geç 2012 yýlýnda yapmasý gereken bir düzenlemeyi gecikmeli olarak yerine getirmesi sürecinde kamuoyuna hakim olan tüm tartýþmalardan fena halde sýkýlmýþ durumdayým...
Türkiye’de sistem, 21 Ekim 2007 günü yapýlan referandumla deðiþti,üzerinden tam 10 yýl geçti, hadi o sýrada eski sistemle seçilmiþ bir cumhurbaþkaný, Abdullah Gül vardý, deðiþimi sindirmek 5 yýl alabilirdi ama son 5 yýlda gerekli düzenlemenin bir türlü yapýlmamýþ olmasýnýn bir izahý var mý, yok!..
21 Ekim 2007 günü Türk halký referandum için sandýk baþýna gitti ve cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesini kabul etti, 2014 yýlýnda daRecep Tayyip Erdoðan seçimin birinci turunda yüzde 52 oy alarak cumhurbaþkaný seçildi.
Ýþin özeti bu...
Böyle bir durumda, aklý baþýnda siyaset derhal kollarý sývar, milletin kabul ettiði metinler doðrultusunda anayasasýný, seçim sistemini hale-yola koyar...
Bin defa yazdým, tekrar söylüyorum... Cumhurbaþkaný’nýn doðrudan halk tarafýndan seçilmesinin hangi sistemi iþaret ettiðini herhangi bir hukuk ve siyasal bilgiler fakültesi öðrencisine sorduðunuzda alacaðýnýz cevap bellidir: Baþkanlýk veya yarý baþkanlýk...
Üçüncü yolu var mý, yok...
O zaman 10 yýldýr ve günümüzde neyi tartýþýyoruz, anlamak mümkün deðil...
Sabih Bey neredeler
Balýk hafýzalý olmayýn, her þey gözümüzün önünde 10 yýl önce yaþandý, unutup, meseleyi birbirinden kopararak tartýþmayýn...
Ne yapýyorduk 10 yýl önce, görev süresi biten Ahmet Necdet Sezer’in yerine bir cumhurbaþkaný seçmeye çalýþýyorduk...
Ýktidar partisinin meclisteki sandalye sayýsý 354’tü ve en kötü þartta üçüncü turda, aday gösterdiði Abdullah Gül’ün seçilmesi kaçýnýlmazdý... Ortaya Yargýtay eski Baþsavcýsý Sabih Kanadoðlu çýktý... Zaten 26 Aralýk 2006’da Cumhuriyet’te yayýnlanan yazýsýnda cumhurbaþkanlýðý seçimi için oylamalara en az 367 milletvekilinin katýlmasý gerektiðini söyleyerek önceden çýkmýþtý... Onun, o güne kadar hiç uygulanmamýþ bu çýkýþýna Deniz Baykal sahip çýktý, ilk tur oylamanýn yapýldýðý ve Gül’ün 357 oy aldýðý gün konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taþýdý, ayný günün akþamýnda siyaset bir de genelkurmaydan gelen e-muhtýra’yý yedi...
Sonrasýnda da Anayasa Mahkemesi, Kanadoðlu’nun 367 varsayýmýna sahip çýkarak bütün oylamalarý iptal etti, memleket erken seçime gitti...
Bunlarý yaþadýk mý, yaþadýk... Yapýlan seçim sonrasýnda MHP oylamalara katýlacaðýný açýkladý, katýldý, 367 krizi sürmedi, Gül de cumhurbaþkaný oldu...
Eh, siyaset de, yaþanýlan bu berbat olaylardan sonra tedbirini aldý, cumhurbaþkanýnýn artýk halk tarafýndan seçilmesini öngören anayasa deðiþikliðini referanduma sundu, halk da bunu kabul etti...
Baktým, 367 krizinin siyasi aktörü Deniz Baykal, Genel Kurul’da çýkmýþ, yeni anayasa deðiþikliði ile ilgili laflar ediyor, Kemal Kýlýçdaroðlu da konuþmayý “mükemmel” falan diye yorumluyor... Aslýnda bir fiyaskonun tarihi görüntüsünden baþka bir anlamý yoktur... Baykal oradaydý, sahi, Sabih Bey neredeler...
“Vesayet güçlerinin”peþine takýlýp 2007’de siyaseti, siyaset dýþý aktörlerle zorlamasaydýnýz, bugün yaþanýlanlar yüksek ihtimal olmayacaktý!.. Bunu unutup, hala, ortaya çýkmýþ filli duruma yasal zemin saðlamaya çalýþanlara direnmenin bir anlamý var mý, yok...
Bakýn, 10 yýllýk direniþiniz, sistemde yaþanýlan yalpalama, döndü-dolaþtý, 15 Temmuz’a kadar vardý, az daha memleket elden gidiyor, üzerinde çok titrediðiniz laiklik, Amerika’dan uçaða konulup gönderilecek bir emekli imamýn iki dudaðýnýn arasýna býrakýlýyordu...
Ýstifa edip baþbakan olsa ne yapacaksýn?..
Tamam. Baþkanlýk sistemi olmasýn. Cumhurbaþkaný’nýn yetki ve sorumluluklarýný sembolik hale getirelim, demokratik parlamenter sistem içindeki geniþ yetkili baþbakana yürütmeyi verelim. Erdoðan istifa edip, partisinin baþýna geçse ve gelip baþbakan olsa, ne halt edeceksin?..
Baþbakanlýk’ta seçilme süresi kýsýtlamasý da yok. Erdoðan 2019’da bir daha seçildiðinde 2024’te köþesine çekilmek zorunda...
Ne yapacaksýn söyle bana... “Baþbakan da olmasýn” diye kampanyalar mý düzenleyeceksin...
GLADIO-A,2007’de yaptý yapacaðýný... GLADIO-B (FETÖ) 2013’ten bu yana yarým kalmýþ iþi tamamlamaya çalýþýyor... Hepsi milletin duvarýna çarptý, daðýldý...
Ama yeter...
Bu kadar aptallýk çok fazla...
Boþ yere kavga-gürültü... Siz bunlarý, vesayet rejiminin hukukçularýyla generallerine güvenerek yola çýktýðýnýzda düþünecektiniz...
Yüzünüze söyleyeyim, tarihe de not düþsün...
Erdoðan’ý adým adým baþkanlýða götüren ne AK Parti seçmeni ne de Bahçeli... Sizsiniz...
Oh!.. Birinin söylemesi gerekiyordu, söyledim... Artýk rahat uyuyabilirim...