Bütün kapýlar Ýsrail'in güvenliðini tahkime çýkýyor

Küresel etkileri olan deðiþimler yaþanýyor ve bu deðiþimlerin merkez üssü yaný baþýmýz. 2010'da bambaþka bir atmosferde baþlamýþtý deðiþim. ABD'nin yakýndan takip ve teþvik ettiði, Suudi Arabistan'ýn mutlak monarþisi için ölümcül tehdit saydýðý, Ýsrail'in güvenliðini tesis üzere biçimlenen Ortadoðu düzenini deðiþtirme istidadý taþýdýðý düþünülen devrimler rüzgarý sert bir darbeyle kesildi.

Bir suikastla öldürülen Enver Sedat'la birlikte "Ýsrail'in güvenliði" konseptine baðlanan ve o günden bu yana Ýsrail statükosuna hizmet eden Mýsýr'da Tahrir devriminden umduðunu bulamayan ve meydanýn "kozmopolitliðinin" iktidara taþýnmadýðýndan þikayete baþlayanlar, Suudi Arabistan'ýn finansörlüðü, ABD ve Almanya'nýn garantörlüðünde yapýlan darbeyi gözleri kapýda bekledi ve alkýþladý. Dünyanda olup biten her þeyi ABD'nin baþýný çektiði adýna "yeni dünya düzeni" denilen perspektiften yorumlayan Türk laik elit kesimler de Mursi'yi deviren darbeyi memnuniyetle karþýladý.

O günlerde darbenin sadece Mýsýr'daki Müslüman Kardeþler’e yapýldýðýný zannedenler, Suriye'deki isyanýn bölgeyi de içine çeken bir iç savaþa dönüþebileceðini tahmin etmekte zorlandý.Suriye tam bir felaket oldu. ABD'nin zaten kýlýný kýpýrdatmaya niyeti yoktu, zira zaten amaç hasýl olmuþ, Suriye'yi parçalayacak ve tüm bölgeyi birbirine düþürecek domino taþýný hareket ettirmiþti. Kutuplaþmanýn þiddetlenmesi için önce Ýran Þii jeo-politiði derinleþtirildi. Obama'nýn ikinci dönemi Suudi Arabistan ile ABD'nin en kötü dönemi oldu neredeyse.

Ardýndan Trump iktidara geldi ve þu meþum "sihirli küre" ortaya çýktý. Bu sefer Suudi Arabistan ve ABD, Sisi'yi de yanlarýna alarak Ýran'ý tümden hasýmlaþtýran ve Körfez ülkelerini "Ya bizimlesiniz ya düþman" parantezine alarak yeni bir Ortadoðu planý üzerinde uzlaþtýlar.

Katar ablukaya alýndý. Filistin'de Hamas'a diz çöktürüldü ve El Fetih'le masaya oturtuldu. FETÖ dahil tüm kirli yapýlarla iliþkileri bilinen ve BAE tarafýndan kullanýlan Dahlan yine baþroldeydi. Kral daha ölmeden görevi devralmýþ gözüken Veliaht Selman'ýn muhalifleri sindirmesi ve Hizbullah'ý aradan çýkarmak üzere Lübnan'ý hedefleyen operasyona tam destek vermesi de kurulmak istenen bu yeni düzenle ilgili.

Yerleþik Batý düzeninin, ulus devletler merkezli Ýslamcýlýðý bu yönüyle eleþtiren ve 'fetihçi' bulan 'liberal' vizyonu, Ortadoðu'da tarihsel derinliði olan ulus devlet dahi býrakmamak üzere harekete geçti. Bölgeyi yeniden 1. Dünya Savaþý'ndan sonraki nüfuz bölgelerine dönüþtürmek üzere bir hareket bu neredeyse.

Öyle "ABD Ortadoðu'dan el çekmek istiyor aslýnda" þeklindeki sav da tam bir yutturmaca. Suudi Arabistan'ýn bugün içine düþtüðü zillet ise Arap Baharý'nda Ýhvan'ý cesarete getiren þeyin bir benzeri belki de; þeytanýn saðdan yanaþmasý...

32 yaþýndaki Veliaht Selman, kadýnlar ve gençleri hedefleyen iki 'ýlýmlý' hareket yaparak devirdiði çamlarý nasýl toparlayacak belli deðil. Ülkeyi yakýndan tanýyanlarýn söylediði þey aþaðý yukarý ayný; bu süreç önce bu prensi yiyecek.

Ve günün sonunda bütün kapýlar aslýnda Ýsrail'in güvenliðinin tahkimine çýkýyor. ABD dikkatini baþka yöne çevirmek istiyor olabilir ama bunun için önce olasý tüm tehdit algýlarýnýn ortadan kaldýrýlmasý ve Ýsrail'in güvenliðinin tam olarak saðlanmasý gerekiyor.

Ýslamcýlýðýn tasfiyesi bunun içindi. Dirençli ulus devletlerin parçalanmasý olmuyorsa zayýflatýlmasý ve etnik-mezhebi temelli tam baðýmlý devletlerin kurulmasý da bunun bir parçasý.

Batý’nýn Ortadoðu'ya bakýþý böyle. Ýslam'ýn dinamizmi hala en büyük tehdit!

Ýslam Hýristiyanlýðýn geçirdiði evrimi geçirmediði müddetçe Ýslam korkusundan kurtulmayacaklar. Mutlak monarþilerini, diktatörlüklerini devam ettirebilmek için her teklife açýk aktörler lazým onlara. Demokratik rejimle idare edilen Müslüman ülkeler ise en büyük korkularý.