Dikkat ettiyseniz son bir hafta içinde Türkiye iki önemli ve sorunlu komþusuyla en düzeyde bir araya geldi, hayati sayýlabilecek sorunlarýný çözmedi ama iliþkilerde ilerleme kaydetti. Rusya ile Suriye konusundaki görüþ ayrýlýðý aþýlmadý, Yunanistan ile Kýbrýs konusunda en azýndan þimdilik uzlaþýlmadý.
Ancak her iki toplantýda da yüzler güldü, eller sýkýldý, psikolojik bariyerler aþýldý, ticari iliþkilerin önü açýlmaya çalýþýldý. Türkiye kavga ederek deðil ikna ederek pozisyonunu muhataplarýna anlattý. Böylece üstünde uzlaþýlamayan alanlarýn uzlaþýlan alanlarý gölgelemesinin önüne geçildi. Ýleride varýlabilecek muhtemel uzlaþmalar için zemin hazýrlandý.
***
Görünen o ki iliþkilerin böylesine karmaþýk olduðu bir dünyada ikili iliþkilerde konularý birbirinden ayýrmak, sorun yaratanlarýn yaratmayanlarý engellememesini saðlamak gerekiyor. Ýþbirliði imkanlarýný ve karþýlýklý baðýmlýlýk alanlarýný arttýrarak çözmediðiniz sorunlarýný ertelemek en akýllýcasý.
En akýllýcasý çünkü, bir alandaki menfaatinizi koruyacaksýnýz diye tüm alanlardaki menfaatlerinizi zarara uðratmýyorsunuz. Pazarlýklarýnýzý her konunun kendi alaný içinde yapýyorsunuz, iþbirliði platformlarýný geniþletip derinleþtirerek muhataplarýnýzla aranýzda çatýþma yerine rekabete dayalý bir anlayýþýn oluþmasýna çalýþýyorsunuz.
Ýletiþim kanallarýnýz açýk oluyor, beklentilerinizi karþýlamayan her herhangi bir konuda karþýnýzdakini suçlamýyorsunuz. Baþbakan Davutoðlu’nun benim de katýldýðým Cuma ve Cumartesi günü gerçekleþen Atina ziyaretinde yaptýðý gibi, muhataplarýnýzý iþbirliði için cesaretlendiriyorsunuz, çözüm yöntemleri konusunda öneriler sunuyorsunuz.
Böylece zarar kontrolü mümkün oluyor, sorunun yönetimi saðlanýyor. Evet, ideal olan sorunlarýn çözümü. Mesela Kýbrýs sorunu çözülmeden Türkiye-Yunanistan iliþkilerinin normalleþmesi, daha doðrusu mükemmelleþmesi, ticari iliþkilerin rayýna tam olarak oturmasý, Ege anlaþmazlýklarýnda mutabakata varýlmasý çok zor.
Yunanistan da týpký Türkiye gibi “ana vatan” ve aslýnda Kýbrýs sorununun çýkýþýnýn ana nedeni. Üstelik de son bir kaç yýldýr bin bir krizden mustarip. Vatanýný pek seven Altýn Þafak’tan, meydanlara sýðmayan gösterilere kadar nice toplumsal “olguya” ev sahipliði yapýyor. Türkiye’ye karþý da oldum olasý önyargýlý.
Ayrýca, GKRY de müzakerelere tedavi molasý vermiþ durumda. New York’ta geçirdiði önemli bir ameliyattan sonra kendisini toparlamaya çalýþan Cumhurbaþkaný ve müzakere þapkasýyla Toplum Lideri Anastasiadis’in rýzasý olmadan Baþbakan Samaras’ýn Kýbrýs’a iliþkin Türkiye ile mutabakata varmasý imkansýza yakýn.
Fakat Türkiye ve tabii ki Yunanistan da 1999’dan, yani Öcalan’ýn Nairobi’deki Yunan Büyükelçiliði’nde yakalanmasýndan bu yana iliþkilerini Kýbrýs sorununa rehin býrakmamak, çözemeyecekleri kadar çok sorun yaratmamak konusunda kararlý bir siyasi irade sergiliyor.
***
Ýki ülke de 2010’da kurduklarý “Yüksek Düzeyli Ýþbirliði Konseyi” denen bir mekanizmanýn iþletilmesi için çaba sarf ediyor. Çeþitli düzeylerde ve farklý amaçlarla karþýlýklý ziyaretler gerçekleþtiriyor. Dýþiþleri müsteþarlarý arasýnda siyasi danýþmalar oluyor. Ýkili sorunlarýn konuþulduðu “istikþafi” temaslarýn 57. turu Eylül ayý itibarýyla tamamlanmýþ bulunuyor.
Umarýz iliþkilerin vardýðý aþama tek taraflý olarak atýlabilecek adýmlarýn atýlmasýna da yardýmcý olur. Ýliþkileri gölgeleyen, Kýbrýs ve Ege gibi sorunlarýn çözülmesi için gerekli olan siyasi iradenin ortaya çýkmasýný engelleyen azýnlýklara iliþkin sorunlar müzakere edilmesine gerek kalmadan, mütekabiliyet beklenmeden çözülebilir...