Türkiye, uçlarda gezmeyi seven bir ülke. Olaylarý açýklarken ya siyahý ya da beyazý tercih ediyoruz. Bir grup her olayýn arkasýnda gizli servisler ve komplolar arayýp kendi sorumluluklarýndan kaçmaya çalýþýrken, diðer bir grup ise Gezi Parký’ndan PKK’ya kadar her geliþmeyi iç dinamiklerle açýklayýp, dýþ müdahaleleri yok sayýyor. Defalarca tekrarladýðýmýz üzere, her iki yaklaþým da yanlýþ. Özellikle Snowden’ýn ifþa ettiði belgeler ýþýðýnda bakýldýðýnda, Türkiye’nin sürekli bir dinleme ve izleme altýnda olduðu görülüyor.
CIA’in ve NSA’in bilgisayar uzmaný ajaný Edward Joseph Snowden basýna sýzdýrdýðý en üst düzey gizli belgeler ile ABD’yi ve tüm dünyayý sarsmaya devam ediyor. Ýngiliz The Guardian gazetesinde yayýmlanan Snowden belgeleri ABD’nin tüm dünyadaki telefonlarý ve internet hareketlerini takip ettiðini, özel görüþmelere girdiðini kanýtlýyor. Üstelik Amerikalýlar sadece düþman ülkeleri deðil, Türkiye ve Almanya gibi müttefik ülkeleri de düzenli olarak dinliyormuþ. Hatta ABD yasalarýna aykýrý olmasýna raðmen, NSA Amerikan vatandaþlarýnýn özel hayatlarýný da kayýt altýna alýyormuþ.
Yaþananlar tam bir skandal. Siyaset bilimciler uzun yýllar bu tür toplu izlemelerin sadece totaliter rejimlerde olabileceðini iddia ettiler. George Orwell, “1984” adlý eserinde herkesi izleyen ve özel yaþama yer býrakmayan karakterin adýný ‘Büyük Birader’ (Big Brother) koymuþtu. Orwell’e göre totaliter rejimlerde özel hayata yer olmazdý. Bu baðlamda Batý dünyasý Sovyet Bloðu’na “demir perde ülkeleri” derken, kendisini “özgürlükler bloðu” olarak tanýmlamýþtý. Ancak Snowden belgeleri bize kanýtlýyor ki Batý’da da ‘Büyük Birader’ bulunmaktadýr ve herkesin mahremini kayýt altýna almaktadýr.
Snowden belgeleri Türkiye’de hak ettiði ilgiyi henüz görememiþ olsa da, ABD bu belgeler ile adeta sallandý. Rusya belgeleri sýzdýran ajan Snowden’ý ülkesine kabul edince ABD, Rusya ile iliþkilerini gözden geçirdi ve pek çok alanda iliþkiler dondu. Yakýn bir zamanda Rusya’da da Gezi Parký benzeri olaylarý görürsek þaþýrmayýn...
Her eve bir ajan
Snowden belgeleri sadece ABD’yi deðil, Avrupa’yý da sarstý. Ýngiltere belgeleri basan The Guardian’ý tehdit etti, hatta gazeteyi polisle basarak bazý bilgisayarlara ve belgelere el koydu... Londra Hükümeti terörle mücadele yasalarýný keyfi kullanarak, belgelerin daha fazla sýzmasýný engellemeye çalýþtý...
Belgelerse sýzmaya devam ediyor. Ayrýca skandal yeni skandallarý da tetikliyor: En son Almanlar, bilgisayar iþletim programý Windows 8’de ABD istihbarat servisi NSA’in kullanýmý için iki ‘arka kapý’ bulunduðunu açýkladýlar. Yani, Microsoft Windows 8’i bilgisayarýna yükleyen herkes evine bir ABD ajaný sokmuþ oluyor.
The Independent gazetesinde yer alan bir diðer sýzýntýya göre ise Ýngiliz elektronik izleme istihbarat servisi GCHQ Ortadoðu’ya dinleme üssü kurmuþ ve deniz altýndan geçen telefon ve internet kablolarýna girerek her türlü iletiþimi kaydedebiliyormuþ. Bekleneceði üzere Ýngilizler, Türkiye de dâhil bölgeden topladýklarý bilgileri ABD ile paylaþýyormuþ.
Anlaþýlan o ki Amerikalýlar ve Ýngilizler tüm dünyayý izledikleri gibi Türkleri de sokaktaki adamdan en tepedeki yetkililere kadar gizlice izliyor. Hepimizin yatak odasýnda, çalýþma odasýnda bir dinleme/izleme cihazý olabilir. Geçtiðimiz günlerde The Guardian, Maliye Bakaný Mehmet Þimþek’in Ýngiliz istihbaratý tarafýndan otel odasýnda dinlendiðini yazmadý mý? Ayný gazete, Baþbakan Erdoðan da dâhil diðer liderlerin de büyük ihtimalle gizlice izlendiðini iddia etmedi mi? Sözün özü, Büyük Birader hepimizi izliyor...