Büyük Birliðe hazýr mýyýz?

Avrupa’da olan iki önemli geliþme ‘Avrupa sorununun’ ciddiyetini ortaya koyduðu gibi, bu sorunun olduðu gibi ortaya çýkmasý da oldukça ‘derin’ bir paniðe yol açtý. Birincisi Ýtalyan seçimleri ve buradan bir siyasi ve ekonomik çözümün ortaya çýkmamasý. Ýkincisi ise G. Kýbrýs’ýn borç sorununun çözümü daha doðrusu çözümsüzlüðü. Bu çözümsüzlük hali, Avrupa’nýn ayrýþmasýný tam anlamýyla ‘ayyuka’ çýkardý ve birliðin fiili olarak bittiðini bize bir kez daha teyit etti. Yani Güney Avrupa ile Merkez Avrupa (ki bu büyük ölçüde Almanya’dýr) arasýndaki farkýn, bu þartlar altýnda, hiç kapanmayacaðýný bize anlattý. Aþaðýda grafiklerde, Güney Avrupa ile Merkez Avrupa’nýn borçlanma (finansman) maliyetleri ile emek maliyetleri arasýndaki farký görüyorsunuz. Borçlanma maliyetleri ile emek maliyetleri arasýndaki paralellik sorunun çok derinde olduðunu da gösteriyor. Yani örneðin Ýtalya’da ya da Ýspanya’da göreli bir düzelme olsa ve borçlanma maliyetleri azalsa bile, emek maliyetleri ve verimlilik farklarý bir yapýsal ayrýþma noktasý olarak var olduðu sürece Avrupa’nýn ortadan ikiye bölünmesi süreci kaçýnýlmaz olacaktýr. Bu durumda çözüm nedir?

Bu sorunun cevabý basit deðil; ancak süreç kendi cavaplarýný ve alternatiflerini ortaya çýkarýyor. Biliyorsunuz, bundan bir müddet önce, ABD ve AB arasýnda Transatlantik Serbest Ticaret Anlaþmasý (TAFTA-Transatlantic Free Trade Agreement) süreci Obama’nýn açýklamasý ile bir yerde resmen baþlamýþ oldu. Esasýnda bunu, geçen sene, Hillary Clinton açýklamýþtý. Ancak Clinton’ýn açýkladýðý ticaret bütünleþmesinin Asya-Pasifik ayaðý da vardý. Burada ABD, Malezya’dan G. Kore’ye kadar Asya ülkelerini, Avustralya’yý ve Latin Amerika’yý potansiyel imzacý olarak görmekteydi. Ama Çin, Japonya ve G. Kore gidiþi gördüler ve AB-ABD arasýndaki bütünleþme sürecine paralel yeni bir bütünleþme süreci baþlattýlar. Çin Ticaret Bakanlýðý sözcüsü Þin Danyang, bu hafta Çin, G. Kore ve Japonya arasýndaki serbest ticaret görüþmelerinin ilk turunun 26-28 Mart tarihleri arasýnda Seul’de baþlayacaðýný ve bu yýl üç tur görüþme yapýlacaðýný duyurdu. Bu görüþmeler, sýnai ve teknoloji ürünlerinin standartlarýndan, deniz anlaþmazlýklarýna kadar birçok konunun ve siyasi-ticari sorunun giderilmesine yönelik olacaðý gibi, nihai olarak da tam anlamýyla bir serbest ticaret birlikteliðini amaçlayacak. Öte yandan Rusya, eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde Gümrük Birliði’nden baþlayarak- ki bunun ilk uygulamasý 2010 yýlýnda baþlayan Rusya-Belarus-Kazakistan arasýndaki Gümrük Birliði’dir- büyük bir ekonomik ve siyasi bütünleþme stratejisini ortaya koymuþtur. Rusya’nýn G. Kýbrýs’da olmasý ve milyarlarca dolar yatýrým yapmasý bunun bir sonucudur ve bu krizle birlikte ortaya çýkmýþtýr.

Gümrük Birliði’ne dikkat!

Yani dünya ekonomisi ve siyaseti büyük bir entegrasyona gidiyor. Ekonomik verimlilik, teknoloji, emek maliyeti, altyapý, çevre, eðitim gibi yapýsal farklýlýklarýn giderek küresel düzlemde ortadan kaldýrýlacaðý bir kapitalizme doðru gidiyoruz. Çünkü sistemin, býrakýn uzun vadeyi orta vadede bile, ayakta kalabilmesi için bu farklýlýklarýn giderilmesi gerekir. Bir önceki dönem (sistem paradigmasý) tam aksine bu farkýlýklar üzerine oturuyordu. Geliþmiþ ülke-bölge farklýlýklarý bunun sonucu ve gereði idi. Þimdi bunu geride býrakýyoruz. Gümrük birlikleri, serbest ticaret anlaþmalarý, standartlarýn aynýlaþtýrýlmasý, emeðin serbest dolaþýmý ve verimlilik farklýlýklarýný ortadan kaldýracak altyapý yatýrýmlarýnýn her yerde yapýlmaya baþlanmasý ayný anda olmaya baþladý. Bu altyapý yatýrýmlarý, küresel sermayenin marifetiyle geliþmekte olan ülke hükümetleri borçlandýrýlarak kotarýlýyor.

Ancak burada Türkiye’nin önemli çabalarý ve farkýndalýðý olmasýna karþýn, gerekli hazýrlýklarý yok. Örneðin, AB-ABD serbest ticaret birlikteliðinin olmasý halinde ya da Asya’da G. Kore, Japonya ve Çin gibi devasa bir birlikteliðin gerçekleþmesi halinde, Türkiye’nin alternatif dýþ ticaret similasyonu ve buna baðlý dinamik bir dýþ ticaret politikasý ve siyaseti var mý? Türkiye’nin AB ile yaptýðý Gümrük Birliði, bu þartlar altýnda Türkiye’nin aleyhine iþlemeye baþlamýþtýr. Türkiye’nin, çok hýzlý olarak ya tam üyelik þartlarýnda bir ticari entegrasyona ya da Gümrük Birliði anlaþmasýnýn yeni koþullara göre tadilatýna ihtiyacý vardýr.

Öte yandan tam buradan önümüze gelen güncel siyasi ve ekonomik sorunlara, geliþmelere baktýðýmýzda bunlarýn neden-sonuç iliþkilerini çok kolay kurabiliriz. Bugün Türkiye, bütün engellemelere raðmen, barýþ sürecini tamamlamak üzere. Bu, yalnýz yeni bir Türkiye deðil, yeni bir Ortadoðu demektir ve tabii ki, Türkiye’nin yukarýda anlattýðýmýz büyük birliðe siyasi olarak hazýr olmasý demektir. Tabii ki bu sürecin darbelerle örülü, ekonomik olarak yaðmaya dayanan bir dönemin mahkum edilmesiyle çakýþmasý da çok anlamlýdýr. Nevruz ilk defa bu kadar umutlu oluyor bu topraklarda, hayýrlý olsun!