Baþka bir gerekçem vardý ama "Evinde kal" kampanyasýna denk geldi. 10 gün süreyle evden dýþarý çýkmadým. Bu zaman zarfýnda yazý da yazmadým. Korona haberlerini de bir miktar sosyal medyadan takip edebildim. Bugün itibariyle gecikmiþ bir korona baþlangýcý yaptým diyebilirim.
Maaile evde olmakla epeydir uzak kaldýðýmýz bir ortamý yaþadýk. Fena da olmadý, kavgasýz gürültüsüz bugüne geldik. Ebeveynlerin birbirine tahammülünün azaldýðý bir ortamýn aile olarak adlandýrýlmasý zor malum. Aile oluþumuzu da sýnýyoruz bu vesileyle. Ýyileþmek ve iyileþtirmek için bir imkan olsun diyelim...
Korona salgýnýnýn eþlik ettiði korku salgýný daha da endiþe verici. Ýnsanlýk olarak ciddi bir psikolojik buhranýn eþiðindeyiz belki de.
Yaþadýðýmýz "büyük kapanmanýn" ekonomiye etkilerini konuþmaya baþladýk ama insan psikolojisine olasý etkilerini henüz kavrayabilmiþ deðiliz. Ekonomideki durgunluðun kat be kat fazlasýný insan ruhu yaþayacak büyük olasýlýkla. Çünkü "Hiçbir þey eskisi gibi olmayacak" duygusu tamiri zor yýkýmlara yol açabiliyor.
Bakýyorum da, herkesin keyfi kaçýk. Hayat neþesi azalmaya baþlamýþ, yarýna dair endiþe katsayýsý artýyor... Ýnsaný ve dünya hayatýný merkeze koyanlarýn hepsi birer panik atak adayý..
Bu belirsizlik halini hazmedebilmek gerçekten çok zor.
Böyle ortamlarda ruhu diri tutacak gýdalara ihtiyaç vardýr. Fakat bunun için de yine insanýn insana ihtiyacý var. Maneviyatý güçlendirecek sohbetlere, Allah zikrinin yapýldýðý ortamlara... Bu dünyanýn imtihan yeri olduðunun idrakine ihtiyaç var...
Toplumsal buhranlar bazen kenetlenmeyi getirir, bazen de uzun süren anomi dönemleri gözlenir.
Bu, küresel bir buhran ve dünyamýz için quo vadis sorusunu sorduruyor. Dünya nereye gidiyor? Sonumuz ne olacak? Yarýnla ilgili bir plan yapmanýn ne anlamý kaldý? Çocuklarýmýza nasýl bir dünya býrakacaðýz?
Kuran'ý Kerim'de geçmiþ kavimlerin helak hikayeleri anlatýlýr. Biliriz ki Hz. Muhammed, Allah'ýn dinini tamamlamak için gönderdiði son peygamberdir ve artýk kýyamet gününe kadar hiçbir kavim için müstakil bir helak söz konusu olmayacaktýr. Ne kadar azgýnlýk yaparlarsa yapsýnlar, ne kadar kan dökerlerse döksünler, ne kadar masum hakký yerlerse yesinler...
Yani dünyanýn nereye gittiði mevzusu için uzak yakýn bir öngörüde bulunamýyoruz. O halde imtihan devam ediyor.
Demem o ki, bu büyük kapanmadan sonra evet, hiçbir þey eskisi gibi olmayacak. Ama nasýl olacak? Batý aklýnýn insanlýðý eriþtirdiði yer "üretilmiþ belirsizliklerin" meydana getirdiði kocaman bir "muamma". Belli ki yeni bir þeyin eþiðindeyiz. O þeyin ne olacaðýna yine Batý aklý mý karar verecek? Yani kainatý, yaratýcýyý, sünnetullahý deðil de insan aklýný merkeze alan Batý aklý mý?
Yeni bir baþlangýç için, yeni bir düþünce biçimi için fýrsat olabilir bu. Bilginin, yeniden evrenin terakkisi ve idraki olarak ele alýndýðý yeni bir bilme þeklinin...
Teknolojinin teknesine binip sürüklenmekten geri duracak bir akýl peyda olabilir bu vesileyle.
Dünyanýn ömrünü bilmiyoruz, þahitlik ettiðimiz çað gençliðine mi, yetiþkinliðine mi yaþlýlýðýna mý denk?
Biz yine de ahir zaman diyoruz.
Ahir zaman idrakiyle, bi durup düþünmeli insan...