Önceki hafta Diyarbekir'de "Ýttihadu'l Ulema"nýn düzenlediði 9. Alimler buluþmasýnýn ana konusu, "Aksa tufaný, ümmet ve ulemanýn mesuliyeti" idi. Aksa tufanýnýn birinci yýldönümüne denk gelen bu buluþmaya ben de katýldým, bir de konuþma yaptým. Ýslam aleminin birçok ülkesinden alimlerin katýldýðý geniþ bir toplantýydý ve Filistin, Gazze, Kudüs üzerine çok deðerli, ufuk açýcý konuþmalar yapýldý. Sanýrým sunulan tebliðler, tertip komitesi tarafýndan daha sonra kitap olarak da basýlacak.
Dikkat çekici konuþmalardan biri, Halepçe Üniversitesinden Dr. Abdurrahman Arif tarafýndan yapýldý. Kurtulmamýz gereken "en büyük put Sykes Picot putudur" dedikten sonra, "bu putu dokunulmaz, aþýlmaz kýlan þey "Müslümanlarýn Sykes Picot"u benimsemiþ olmalarý, benimsemekle kalmayýp bütün benlikleriyle, canla baþla onu korumalarýdýr" diye vurguladý. Bizi bugün Ýsrail'in Gazze'de uyguladýðý katliamlarý durdurma hususunda aciz, çaresiz býrakan da bu puttur, demek istiyordu. Üstad Arif bunlarý söylediði sýrada aklýma Yasin suresinin 74 ve 75. ayetleri geldi: "Yardým göreceklerini (varlýklarýný koruyacaklarýný) umarak Allah'tan baþka tanrýlar edindiler. Halbuki o sözde tanrýlar kendilerine yardým edemezler, aksine kendileri onlarýn baþýnda nöbet tutan askerlerdir". Hocanýn "Sykes Picot"ya put demesi son derece isabetliydi. Bugüne kadar bir putun kendisine kulluk edenleri koruduðu, kurtardýðý görülmüþ þey deðil, aksine tarih boyunca bütün putlar, tapýcýlarý tarafýndan korunmuþlardýr. Putlarýna zarar verme ihtimali belirdiðinde anýnda seferber olup zarar vermeye kalkaný linç ederler. Nitekim küçük putlarý parçaladýktan sonra baltayý "büyük putun" boynuna asan Ýbrahim'i de ateþe atmýþlardý. Nuh'un kavmi ise putlarýný korumak için büyük bir seferberlik ilan etmiþlerdi: Ey ahali, "sakýn tanrýlarýnýzý býrakmayýn... (onlardan) asla vazgeçmeyin" (Nuh, 23) diye kitleleri (güya kendilerini koruyacak olan putlarý korumaya) çaðýrmýþlardý. Eðer putperestler, putlarýn baþýnda nöbet tutmazlarsa hiçbir put ayakta kalamaz çünkü. Kýsacasý, hocanýn deyimiyle "Sykes Picot putu"nu ayakta tutan þey, bir putperestin putunu korur gibi onun sýnýrlarýnda nöbet tutan Müslüman milletlerdir. Þayet Müslümanlar bu putun arkasýndaki desteklerini çekerlerse yýkýlmasý ve Müslüman milletlerin birleþmesi kaçýnýlmaz olur. Sykes Picot'nun Ýslam aleminin kalbine dikildiði günden beri bir tane Müslüman ülkesini iþgalden, talandan, sömürüden, kýyýmdan, katliamdan koruduðu görülmediði gibi Ýsrail'in kurulmasýný, kurulduktan sonra küçücük parçalara bölünmüþ ümmetin topraklarýný iþgal etmesini ve son olarak da Gazze ve Lübnan'da katliamlar yapmasýný mümkün kýlmýþtýr. Buna raðmen Müslüman milletler, mabet bekçileri gibi büyük put mesabesindeki bu meþum anlaþmanýn sýnýrlarýný ölümüne korumaya devam ediyorlar. Dil uzataný veya ümmete biçilen bu deli gömleðini parçalamaya kalkaný doðduðuna piþman ediyorlar.
Dr. Abdurrahman Arif, "Sykes Picot"nun oluþturduðu sorun, þu veya bu ülkenin sýnýrlarýnýn yanlýþ çizilmesi, þu veya bu bölgenin haksýz yere bir baþka ülkenin sýnýrlarýnýn içine alýnmasý veya þu veya bu millete özgü bir sýnýrýn belirlenmemiþ olmasý olmadýðýný, bilakis asýl sorunun böyle bir anlaþmanýn ayný zamanda bizim beynimize de çizilmiþ olmasý olduðunu anlatmaya çalýþýyordu.
Bugün Gazze karþýsýndaki aciz durumumuzu göz önünde bulundurduðumuz zaman Dr. Abdurrahman Arif'e hak vermemek mümkün deðil. Çünkü Sykes Picot denen "büyük put" dýþarýdan batýnýn, içeriden Müslüman milletlerin sonsuz desteðine mazhar olurken, Ýslam'ýn mazlum milletlere bahþettiði özgürlük ruhunu dayanaksýz býrakmaktadýr. Necip Fazýl'ýn dediði gibi:
"Heykel destek üstünde/benim ruhum desteksiz"