Büyük sýkýþma ve yeni denge planý

Evet; ben de herkes gibi çok iyi biliyorum ki, günümüz dünyasý, yani reel politik dünya 5-10 yýl öncesinin dünyasý deðil. Kapýmýzýn hemen önünde Ortadoðu merkezli bir çatýþma var ve küresel dengeler yerinden oynamýþ durumda. Burada dile getirilmesi bile insaný yoracak, sayýlmasý olanaksýz birçok faktörün etkisiyle Türkiye bu yeni dengeler içinde politika kurmakta çok zorlanýyor. Dolayýsýyla yeni bakýþ açýlarýna; kimi esnekliklere ve radikal açýlýmlara ihtiyaç var.  Selefi/Cihatçý güçlerin Ýslami radikalizmi ve Kürt ulusallaþmasýnýn yarattýðý tektonik yer altý dalgalarý bir yandan; büyük güçlerin Ortadoðu’ya çullanmasý ve bizi oyun dýþýna itmesi diðer yandan, büyük bir sýkýþýklýk, daralma ve yalnýzlýk yaratýyor.

Özellikle ABD'nin Ortadoðu ekseninde Ýran'ýn etkisini kýrmaya dönük politikalarý, herkesi, her aktörü ve dolayýsýyla da Türkiye'yi yeni bir mevzilenmenin içine doðru itmeye devam ediyor. Rakka'nýn DEAÞ'tan temizlenmesi planý aslýnda Ortadoðu’nun yeni güçler dengesi üstünden yeniden inþasý planýndan baþka bir þey deðil. Suriye’deki savaþýn seyri ve baþta ABD olmak üzere, Ýran ve Rusya'nýn geliþtirdiði yeni ve yerel ittifaklar, hem DEAÞ sonrasý yeni siyasi haritaya iliþkin ciddi ipuçlarý veriyor hem de yeni siyasi mutabakatlarýn özüne dair ikna edici göstergeler sunuyor.

''..DEAÞ’den kurtarýlan Tabka Üssü’ne Amerikalý güçlerin yerleþeceði, YPG’nin Irak-Suriye sýnýrýnda Ürdün’den beslenen muhaliflerin eðitildiði Tanaf üssüne sevk edileceði, Rakka’dan sonra Deyrezor operasyonunun baþlatýlacaðý ve Kürtlerin Ýran unsurlarýný önlemede misyon üstleneceði yönündeki iddialar ile Kürtlerin Katar-Suud krizinde Suudi Arabistan’ý kayýran acýkmalarý “Amerikan-Kürt ortaklýðý nereye gidiyor” sorusuna yol açýyor.''

Geçen gün Basnews þöyle bir haber geçti;'' YPG’nin ABD’nin talebi üzerine Suriye-Ürdün-Irak üçgeninde yer alan El Tanaf bölgesindeki askeri üsse güç göndereceðini, Kürtlerin Ýran baðlantýlý gruplarý önlemede rol alacaðýný iddia ediyor'' diye yazdý.

Bütün bu geliþmelere paralel olarak bir de sahada yaþanan kimi durumlarý eklediðimizde meselenin þimdilik hangi boyutlara ulaþtýðýný kestirmek artýk mümkün. YPG’nin Fýrat’ýn güneyine geçerek Tabka Üssü’nü ele geçirip ardýndan Rakka istikametinde Suriye ordusunun önünü kesen hamlelerde bulunarak Suriye ve Rusya’yý dikkate alan ihtiyatlý yaklaþýmdan vazgeçtiðini gösteren emareler var.

ABD’nin Tanaf ile ilgili planý, Suriye-Ýran güçlerinin, YPG güçlerinden önce Irak sýnýrýna ulaþmasýyla boþa çýktý. Ama bu durumda bile ABD'nin bu plandan vazgeçtiði anlamýna gelmiyor. Ürdünde eðitip donattýðý güçleri kýsa sürede o bölgeye sevk etmeye devam edecek. Çünkü ABD, Suriye’nin yeniden yapýlandýrýlmasýnda Rusya ve Ýran’dan daha avantajlý konumda olmak istiyor.

Aslýnda yazý masasýna oturduðumda niyetim Kürdistan Bölgesel yönetimi ile Türkiye arasýnda 25 Eylül’de yapýlacak ''Baðýmsýzlýk referandumuna '' iliþkin iki tarafýn çýkarlarýný öne çýkarýp, bu süreçte taraflarýn bana göre, mümkün ve uygulanabilir, gerçekçi ihtiyaçlarýna vurgu yapmaktý. Ama yazý elimden kaydý ve daha çok Türkiye ve Kürdistan bölgesel yönetimi neden kader birliði yapmak zorundalar sorusunun analizine dönüþtü.

Bir bakýma çok da iyi oldu. Çünkü tayin edici nedenler konusunda ikna olmaksýzýn, bir siyaseti hayata geçirmek ve o siyasetin arkasýnda durmak çok zor olabiliyor. Cumartesi günü ayný paralel'de hem Suriye’deki pratik geliþmelere hem de Kürdistan bölgesel yönetimi ile Türkiye arasýnda kurulmasý lazým gelen hayati köprülerden söz ederek konuya devam edeceðim.