Büyük turpu beklerken heybeden Şahin Alpay çıktı

Karar verin artık... Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olsun mu, olmasın mı?

Kemal Kılıçdaroğlu, “Olmasın” diyor.

Eski Maocu, yeni paralel liberal Şahin Alpay, “Olsun” diyor...

Şahin Alpay hekimlerden umudunu kesti. Çünkü Başbakan’ı “tıbbi kontrole” tabi tutmuyorlar... Gezi kalkışması ve bürokratların darbe girişiminden de sonuç çıkmadı. Çıkmayacak... “Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olsun ki, işi sandıkta bitirelim” diyor.

Detayı kendisinden alalım: “Geçmişteki hizmetleri ne olursa olsun, bugün toplumu ‘vatanseverler’ ve ‘vatan hainleri’ diye ikiye bölen, topluma nefret aşılayan Erdoğan gibi bir politikacıyı Cumhurbaşkanlığına layık gördüğüm anlamına gelmiyor. Tabii ki Erdoğan Cumhurbaşkanlığına aday olsun ve seçimi kaybetsin isterim. O zaman belki Başbakanlıkta kalan (muhalif bir Cumhurbaşkanı ile geçireceği) günlerde daha makul bir yol izler.”

Şunu demek istiyor Şahin Alpay:

Erdoğan aday olursa, seçilemez. Çaresiz Başbakanlığa döner. Kalan günlerini muhalefetin seçtireceği Cumhurbaşkanı’yla geçirmek zorunda kalacağı için bugünkü ölçülerde rahat hareket edemez, Çankaya tarafından dizginlenir.

Bu eski Maocular hep mi böyle?

Ya da şöyle soralım:

İnsan realiteden kopunca böyle mi oluyor?

Şimdi sırasıyla duruma bakalım...

Birincisi: “Kalan günleri” diye şerh koyduğuna göre, demek ki Şahin Alpay Erdoğan’ın Başbakanlıktaki günlerinin “sayılı” olduğunu düşünüyor... Muhtemeldir ki, heybeden çıkacak “büyük turpu” bekliyor ya da önümüzdeki (genel) seçimin AK Parti’nin hezimetiyle sonuçlanacağını düşünüyor.

İkincisi: Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığına layık görmediğine göre, birileri Erdoğan’ın seçilmeyeceği yönünde Şahin Alpay’a “sufle” verdi, bu yüzden elini bol tutuyor: “Aday olsun...”

Fakat kötü haber:

Erdoğan’ın karşısında (şayet adaylığını açıklarsa), bir aday bulunmuyor.

Muhalefet bir isim önerisi yok. Önereceği ismin de seçilme garantisi yok...

Hatta hiç yok.

Erdoğan aday olursa, birinci turda değilse de, ikinci turda mutlaka seçilir...

Şahin Alpay’ın bundan haberi yok...

Önümüzdeki seçimin AK Parti’nin hezimetiyle sonuçlanacağı düşüncesi ise, “hoş” ve “boş” bir düşünce.

Şahin Alpay’ın bundan da haberi yok...

Ben bu yazıyı (Şahin Alpay’ın yazısını), “cemaatin temennisi” olarak okudum.

Bu da şunu gösteriyor:

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı, cemaat tarafından desteklenmeyecek. “Maklubeli” toplantılar, bu kez, muhalefetin adayı için düzenlenecek... Muhalefetin adayı lehine sonuç oluştursun diye kahhariyeler okunacak, mülaane ve mübahale yapılacak... Muhalefetin adayı kazansın diye “abiler” ve “ablalar” seferber edilecek...

Hedef, naçar Başbakanlığa dönecek Erdoğan’a “kalan günlerini” zehir edecek bir Cumhurbaşkanı seçtirmek.

Erdoğan, bir önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i işaret ederek, “Ben o isimden çok çektim” demişti.

Sezer, sadece Başbakan’a değil, Türkiye’ye de çektirmişti... Meclis’ten çıkan neredeyse her yasayı veto ederek, ülkeye milyarlarca dolar kaybettirmişti.

Demek ki Şahin Alpay ülkeye “çektirecek” bir isim arıyor.

Bu isim kim olabilir?

Ben Mümtaz Soysal’ı öneriyorum... “Anayasa’ya Giriş” kitabının müellifi olan bu değerli hukukçuyu, süreç içinde, “anayasadan çıkış” fikriyatını savunurken gördük ve çok sevindik.

Uygun bir isimdir.

Hem vesayetçidir, hem katı devletçidir, hem de piyasa ekonomisine karşıdır... “Çektirme” potansiyeli yüksek bir devlet adamıdır.

Sezer’i aratmaz, İsrail’le ilişkileri iyi tutar.