Büyükelçisini tehdit eden senatör otoriter değil!

Ankara Büyükelçiliği, sadece ABD için değil hemen bütün dünya ülkeleri için önemli bir kariyer. Bu özelliği son yıllarda daha da önem kazandı. Etkili ülkelerin çoğunun Ankara elçiliklerinin başında Türkçe konuşabilen isimler var. Ve sayıları artıyor. 

O yüzden gözler bir süredir ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’den boşalan koltuğa gelecek John Bass’ta.

Diplomasi muhabirleri kadar siyasetçiler de yeni büyükelçi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Dışişleri Bakanı John Kerry’nin özel kalemi olması nedeniyle Kerry’nin politikalarını temsil edeceği yorumları yapılıyor. Kerry’nin İsrail yanlısı ama yasadışı yerleşimler karşıtı olması artı puan sayılsa da, Mısır’da darbecileri desteklemesi, aynı anda Tunus’ta Arap Baharı’nı övmesi tutarsız bulunuyor. Başkan adayı olduğu 2004’te ‘bir öyle bir böyle konuşan’ anlamında ‘Flip-flop Kerry’ diye eleştirilmişti.

ABD Kongresi’ndeki ‘mülakat’ Bass’ın nasıl bir elçi olacağı hakkında ipuçları verirken,

Cumhuriyetçilerin nasıl bir elçi istediğini de ortaya koydu.

Senatörlerin sınavından geçen Bass, “Türkiye’nin İsrail, Kıbrıs (Rum yönetimi) ve Ermenistan ile ilişkilerini yenilemesi gerektiği” gibi ABD’deki baskı gruplarına şirin mesajlar vermeye çalıştıysa da; eski Cumhuriyetçi başkan adaylarından Arizona Senatörü John McCain’in derdi başkaydı.

“Başbakan Erdoğan’ın bağımsız medya ile internet özgürlüğüne sınırlamalar getirmesi otoriterizme yöneliş mi” diye sordu.

Bass, “Erdoğan demokratik olarak seçilmiş bir başbakan...” diyecek oldu;

‘Yaşlı kovboy’ geri adım atmadı.

Tam 6 kez sözünü kesti, ısrar etti.

Bass, “Bu ihtimaller gerçeklik kazanırsa...” diyecek oldu;

McCain “Sorumu yanıtlamayarak adaylığınızı tehlikeye atıyorsunuz” diyerek “atanmanı veto ederim” tehdidi savurdu.

Diplomasi bitmiş, ‘hard power’ devreye girmişti.

Bass, ‘evet’ dememek için iki deneme daha yaptı, McCain yine sözünü kesti.

Sonunda pes etti.

Erdoğan karşıtı koalisyonun heyecanla beklediği cevabı verdi:

“Evet, o doğrultuda bir yönelim var.”

Cumhuriyetçilerin, işkence altında ifade almak için Ebu Gureyb’e veya Guantanamo’ya ihtiyacı yokmuş!

Erdoğan’ı otoriterlikle suçlayan McCain’in ‘otoriter olmayan’ sorgusuna ‘evet’ diyerek kariyerini kurtaran Bass, Ankara’da ‘hayır’ dedirtme baskısına maruz kalır mı? Sanmıyorum. Daha özgür bir ortam bulacaktır konuşmak için. Ancak, ülkesinden gelen bu ‘cumhuriyetçi otoriter baskı’ altında Türkiye’de fazla konuşmamayı tercih edebilir.

***

Peki McCain, neden ülkesinin büyükelçisini ‘tehdide boyun eğen adam’ durumuna düşürmek pahasına Erdoğan’a ‘otoriter’ dedirtmek için uğraştı?

McCain, dedesi ve babası gibi ‘amiral’ olamadı, albaylıktan emekli oldu. Afganistan ve Irak’la başlayarak dünyayı terör bataklığı haline getiren Cumhuriyetçi baba-oğul Bush döneminin saldırgan politikalarını temsil ediyor.

Doğal olarak, ABD askerlerini kuzeyden Irak’a sokacak ‘1 Mart tezkeresi’nin TBMM’den geçmemesini unutmamış. Ayrıca, Cumhuriyetçilerin ikinci kırmızı çizgisi olan “İsrail’i her şart ve durumda savunma”nın gereği olarak, Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı’na  ‘One minute’ çıkışını da...

Bunların üzerine, gizleme gereği duymadığı ‘güneyli’ ırkçılığı ve yenilgiyi gördüğünde rakibinin kişiliğine saldırma içgüdüsünü de ekleyin...

Bunu 2008’de rakibi olduğu Obama’ya karşı da sergilemişti.

Obama’nın siyahi, babasının da Müslüman olması gayet ‘kullanışlı’ydı. 

***

Bu şahsiyet cellatlığı bugünlerde bize de pek yabancı değil!

O yüzden, tehditle alınan ifadenin ‘Erdoğan karşıtı koalisyon’da “ABD: Erdoğan diktatör” başlıklarıyla sunulması; “ABD Erdoğan’ı istemiyor; yeni büyükelçi de gelmeden çakmaya başladı” yorumlarının yapılması da şaşırtıcı olmadı. Cumhuriyetçilerin bilinen görüşünün “Washington’un görüşü” diye sunulması da!

Enteresan bir koalisyon bu.

Başlığına ayet koymadan köşe yazmayan da var, Amerikan emperyalizmini dilinden düşürmeyen de... Elbette ‘Amerikalı finansör’ parasıyla ‘bağımsız’ yayın/yorum yapanlar da...

Anlaşılan McCain, Türkiye’deki ‘Erdoğan karşıtı koalisyon’a malzeme sunmak için Kongre’yi ve pozisyonunu iyi kullanmış.

McCain’in Bass sorgusu, Obama yönetiminin nasıl bir Cumhuriyetçi baskı altında olduğunu da 
gösteriyor.