Büyüksün Sneijder

Galatasaray, devre arasında Sneijder’i aldığı zaman, futbol ulemaları, çok eleştirmişti bu transferi. Sneijder’in uzun süredir oynamadığını, Galatasaray’ın orta sahasında leterince futboclu olduğunu, takıma hiçbir katkıda bulunmayacağını yazıp çizdiler.

Sneijder, Arena’da Real Madrid’e karşı yavaş yavaş kendine geldiğini gösterdi. Nefis de bir gol attı. UEFA, Hollandalı fgutbolcuyu maçın adamı seçti.

Dün akşam Karabük karşısında, Sneijder bıraktığı yerden devam etti. Çok şık da bir golle Galatasaray’ı öne geçirdi. Dün akşam Burak’ta, nedense müthiş bir durgunluk vardı. Aldığı topları iyi kullanamadı, Drogba ile o artık alıştığımız pas alışverişlerini yapamadı. Girdiği pozisyonları da harcadı.

Sahanın en iyilerinden biri de Melo idi. Geçen yılki formunu yakalamışa benziyor.

Karabük; kendi sahasında ve seyircisi önünde oynamasına rağmen, hiçbir şey yapamadı. Lua Lua’nın dışında, futbol oynamak isteyen kimse yoktu. Bu arada; hiç sözünü etmediğimiz Riera’ya da değinmek gerekiyor. Geldiğinden bu yana, yavaş yavaş da olsa futbolunun üstüne koyuyor her hafta.

Maçın 86. dakikasında Sneijder çıktı, yerine Umut girdi. Sneijder, hala 2 doksan dakikayı arka arkaya oynayacak durumda değil anlaşılan. Çünkü ikinci yarının son bölümünde oyundan düşmeye başlamıştı.

Drogba; yavaş yavaş Hagi’yi hatırlatıyor. Maç boyunca takımı hem yönlendiriyor hem yönetiyor. Galatasaray kalesine atılan korner ve duran toplarda savunmacılara nerede durmaları gerektiğini bile gösteriyor. Eğer dün Burak gününde olsaydı; hem Drogba hem de kendisi gol atabilirdi. Hamit de; Melo gibi yavaş yavaş kendini buluyor. Aslında zamanlama çok iyi. Çünkü geriye kalan 5 maç da final maçı gibi.

Bu arada; Karabüklü Ahmet İlhan’a da Galatasaray’ın bir teşekkür borcu var. Çünkü 91. dakikada topa vurabilseydi, G.Saray’ın 2 puanını alıp götürebilirdi. İşte bu yüzden, Galatasaray’ın ilk golü bulduktan sonra ikinciyi de atması gerekiyor. Kaza golüyle, F.Bahçe ile arasındaki puan farkının kapanması içten bile değil.