Büyüme üzerine

2012 yılı ekonomik büyüme oranlarımız açıklandı. Sabit fiyatlarla 2012 yılının büyümesi %2,2 oldu. 2011 yılının son çeyreği ile 2012 yılının ilk çeyreğinde ekonomik daralmanın sinyalleri gelmişti. Bu işaretler doğru imiş ve büyüme son on yılın en kötü üçüncü yılı olmuştur.

Benim gördüğüm kadar, ekonominin yavaşlaması daha çok dış etkenlerden ortaya çıktı. İçerideki siyasal kavgalardan pek etkilenmedi. Eskiden siyasi liderler kavga eder, bütün ekonomik göstergeler tepe taklak olurdu. Suriye’nin iç kargaşası, AB’deki pazar daralması bizi de etkilemişe benziyor.

Büyüme ile ilgili olarak sektörel bazda girdi çıktı çalışmaları verilmediği için detaylı bir inceleme ile yorum yapmak olanaksız. Ancak yayınlanan istatistik bülteninde cari fiyatlarla Yurt İçi Hasıla (GSYH) birinci ve ikinci çeyrekteki $ bazında, 1.çeyrek -%1,2, ikinci çeyrek için -%4,5 iken, Sabit fiyatlarla TL ie ölçüldüğünde birinci çeyrek için %3.3, ikinci çeyrek için %2.9 artış olarak yansıyor. Bir başka deyimle geçen yılın ilk yarısında GSYH $ bazında büyüme -%5,6 olmuşken, sabit fiyatlarla TL bazda ölçüldüğünde  %6,3 oluyor. Bu iki ölçüm arasındaki fark %12’leri buluyor. TUİK bu önemli sapmayı incelemeli ve rakamlarını revize etmelidir. Bu dönemdeki $ paritesi, daha doğrusu döviz sepetinin değişimi bu farkı açıklayabiliyor mu, bana göre açıklayamıyor.

Son on yıllık AKP iktidarının ekonomik performansını değerlendirirsek, bu dönemin, yetmişli ve doksanlı yılların ekonomik performansının yüzde elli daha fazlası olduğunu görürüz. İnönü devrine kıyaslanırsa o dönemin dört katı bir ortalama büyümeden bahsetmek mümkün. AKP iktidarı, ANAP döneminin ekonomik performansına yaklaştığını söyleyebiliriz. Bu iktidar, içte yakalanmış olan istikrardan yararlanırken dış etkenlerden sıyrılamamış görünüyor. 2009 yılındaki -%4,7 gibi çok büyük bir daralma yaşanmasaydı ortalama büyüme ANAP dönemi ortalamasını bulabilecekti.

Yapılması gereken, sanayi ve ticaret sektörleri üzerindeki yükleri hafifletmek, devleti küçültmek, vatandaşa aldığı hizmetleri bedava vermemek. Tipik bir örnek, öğrenci devlet üniversitesine giderse her şey bedava, ama vakıf üniversitesine giderse ortalama 20.000 TL ödemek durumunda. Ayni hizmeti iki ayrı yerden çok farklı fiyata alıyorsunuz, bu durumda bir garabet yok mu?