Buzdağının altı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘İkinci 100 Günlük İcraat Programı’nda çarpıcı başlıklar var. Bugünkü gazetelerde her birinin değerlendirmelerini okumuş olmalısınız. 

Ancak bence en önemli bölümü manşetlere çıkmayacak kısmında. 

AK Parti hükümetlerinin bugüne kadarki icraatının en önemli kısmı ‘altyapı yatırımları’ydı. 

İkinci Program’da başka türlü ‘altyapı’ projeleri var. 

Ve bence çok daha önemli: ‘İnsan’ kaynağını ve ‘zeka’ altyapısını geliştirmeye, değerlendirmeye yönelik projeler... 

Cumhurbaşkanlığı, Milli Eğitim ve Sanayi Teknoloji bakanlıkları ile Savunma Sanayi Başkanlığı’nın ‘strateji, eğitim, bilim ve ar-ge’ konularına ilişkin strateji, proje, teşvik ve destekleri ‘buzdağının altındaki büyük kısmı’ işaret ediyor: 

1- Cumhurbaşkanlığı’nda ‘Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi ve Eylem Planı’ hazırlanacak. 

2- Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokuldan itibaren ‘yerli ve milli değerlendirme araçlarını’ uygulamaya koyacak; öğrencilerin yeteneklerini tespit edecek; öğretim programlarını ihtiyaçlara göre güncelleyecek. 

3- Üniversitelerde ‘kariyer merkezleri’ kurulacak, yönlendirme hizmeti verilecek. 

4- Lisans üstü eğitim için yurt dışına daha çok burslu öğrenci gönderilecek. 

5- Üniversitelerin mezunlarının iş performansı ölçülecek. 

6- Yurt dışındaki Türk bilim insanları, Türkiye’de imkanlar sağlanarak ülkeye davet edilecek. 

7- Yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürün geliştirmeye ve üretime yönelik çok sayıda teşvik ve destek programı geliştirilecek. 

8- Ar-Ge ve tasarım merkezleri sayısı arttırılacak; performansları ölçülecek. 

9- Fikri Mülkiyet Stratejisi hazırlanacak. 

10- Açık kaynak kodlu yazılımın desteklenmesi amacıyla Türkiye Açık Kaynak Platformu kurulacak. 

11- Kamu kurumları, savunma sanayi şirketleri bütün bilişim teknolojisi ürünlerinde yerli ürün ve şirketleri teşvik ve tercih edecek. 

***

Türkiye, yer altı zenginliklerine sahip olmamayı ‘bahane’ olarak kullanmayı bıraktı. 

Bir ‘yer üstü zenginliği’ olarak ‘insan’ ve ‘zeka’ yetiştirme dönemine geçiyor. 

Bugün ‘her şeye rağmen’ başta savunma sanayi olmak üzere teknoloji ve havacılık alanında başarıyla hayata geçirilen projeler, bundan sonra yapılabileceklerin de işaretini veriyor. 

Çok zaman ve kaynak tükettik, ancak İHA’ların, yerli ve milli helikopterlerin, bunları uçuracak jet motorlarının sadece ‘3-5 yıl içinde’ ortaya çıktığını düşününce, başarısızlık ihtimali yok!.. 

***

Program’da Dışişleri Bakanlığı’na ilişkin hedeflerde 3 maddenin altını da özellikle çizdim: 

1- Ülkemizin Arabuluculuk alanındaki öncü rolünün somut etkinliklerle güçlendirilmesi. 

2- ABD ile ikili ilişkilerimizin iyileştirilmesi/geliştirilmesi çalışmalarının sürdürülmesi. 

3- Ülkemizde insan hakları ve demokratikleşme alanında gerçekleştirilen reform sürecinin sürdürülmesi. 

***  

Ayrıca; 

Cumhurbaşkanlığı tarafından sürdürülecek iki projenin satır aralarında kaybolmaması gerekiyor: 

1- Türk Dili’nin doğru kullanımı, şehirlerdeki tabela kirliliği ile etkin mücadele. 

2- Türkçe’nin bilinçli kullanımı için internet, iletişim, medya ve eğitim alanlarında seferberlik. 

Dil, ‘anlama’nın anahtarıdır. 

Türkçe’yi doğru öğrenmek ve doğru kullanmak, yazık ki hala bir Milli Eğitim sorunu. 

Örneğin, ilköğretim kitaplarında matematik sorularının ‘doğru bir Türkçe ile’ yazılmaması, anlaşılmaması ve öğrencilerin ‘sıfır matematik’le yetişmesi için yeterli!.. 

Matematiğin öğrenilmesi için de ‘doğru Türkçe’ gerekiyor.