Buzlar çözülürken

Yoksula, yoksulluğun tüm bedenlerini, hayallerini paramparça ettiği çocuklar dünyasına adım attığım bu kısa zaman diliminde karşılaştığım iyi insanların varlığı bana inanılmaz bir huzur verirken ve aynı zamanda bu iyi insanların yoksulluğu, acıyı en aza indirme hayalini de izlerken bizlerin bu coğrafyada neden ve niçin son adres olduğumuzu da öğrendim. 

Bir ramazan ayı daha yaklaşırken 

Bir yerlerde yoksulluktan üşüyen bir anneye

Evine ekmek götürmeyen kanatları kırık bir babaya

Gözünde en kahraman olan babasının ezikliğini, çaresizliğini ağlayarak izleyen bir çocuğun ellerini 

Arkadaşları arasında zekâsı ile değil yoksulluğu ile hırpalanan genç kızın kanatlarına

İşsiz olduğu için kardeşlerine sahip çıkamayan, onları koruyup, kollayamayan abin yüreğine 

Yani sana, bana, hepimize bir el vermek adına o elleri tutmak ,o kanatları uçurtmam

Bir nefes olmak 

Sadece bir kaç saatimizi alacak olan bu iyi insan olma davranışı icin bir yerlerden bir teşvik yada bir çağrı beklememiz gerekmiyor. 

Eğer içselleştirebilirsek insana ulaşmayı önümüzdeki tek engel olan kendimizi aradan çıkarabilirsek bir insan bazen milyonların yapamayacağını gerçekleştirebilir onun için liderler doğar. 

Her insan yüreğine seslenmeyi sahici kılarsa kendi yaşam alanında birer liderdir. Hele ki bu liderlik arayışı insan hikayelerine dokunmak üzere inşa ediliyorsa bunun tarifi artık söz ve yazı ile yapılamaz değerdedir. 

Gelin ramazan ayına yaklaşırken 

Mahallemizdeki

Sokağımızdaki

Nefes aldığımız her yerdeki 

Yoksul, yetim ve öksüz ailelerinin hikayelerinin ortağı olalım 

Sofralarımızı 

Yüreklerimizi 

Ve sesimizi onlara açalım 

Çok zor bir şey değil, yeter ki isteyelim 

 

Bunları niçin söylüyor veya yazıyorum bu cumartesi günü Beyan Yayınları’nın misafiri oldum. Beyan Yayınları yıllardır geleneksel hale getirdiği her yılın ekim ayında başlayan ve mayıs ayının son haftasına kadar devam eden her hafta bir konuk programının bu haftaki konuğu bendim ve tıpkı bizim batman yada Diyarbakır’da olduğu gibi küçük iskemleler üzerine oturmuş her düşünce ve yaşta insanların toplandığı ülke meselelerinin tartışıldığı bir sıcacık ortam 

Beni en çok duygulandıran yanı ise bu sefer Türkiye’de ve bölgede ne olup bittiği meselesinden çok "Çocuklar üşümesin kampanyasının" nasıl olduğu, etkileri ve devam edip etmeyeceği ile yoğun isteğin olmasıydı. 

Katılımcıların hemen hepsi insan hikayelerine dokunmanın binlerce analizden daha değerli olduğunu ifade ettiler 

Evet bir ülkeyi yaşatacak ve onu yarınlara taşıyacak yegane nefes alanı o toplumun hikayelerinin olmasıdır. 

Bir toplumun hikayeleri bitmemeli 

Hikayeler kendini tekrar etmemeli, Ne yazık ki şu anda bizim hikayemiz kendini sürekli tekrar ediyor .buda toplumla siyasetin arasına derin bir uçurum döşüyor. 

Siyaset toplumun bir hayli gerisinde yol alıyor onun için çocuklar üşümesin kampanyası bu kadar değer görüyor 

O yeni bir hikayeye yolculuk ettiği için içince onbinlerce çocuğun hayali olduğu için 

En kıymetlisi de insanın insana yolculuğunu tarif ettiği içindir belki.