Cadılar Bayramınızı tebrik eder, dua bekleriz..

Hristiyan inancındaki Azizler Günü'nü temsil eden Cadılar Bayramı kutlamaları bu yıl Türkiye’de de özellikle cemiyet hayatında (ne anlama geldiğini ben de bilmiyorum, sanıyorum kapısında magazincilerin beklediği işletmeler ve magazinciler orada diye oraya gelip sonra da onlardan kaçarcasına uzaklaşan ünlü simalar) kutlanmaya başladı.

Seneye birçok işletme, birçok gece kulübü, restaurant ya da bar da sırf o gün dükkanı doldurmak için kapıya oyulmuş kabak görseli koyacak.

Ve biz buna hiç şaşırmayacağız bu yılki haberleri hatırlayıp.

Seneye birçok genç, bu yılki ünlülere özenip o mekanlara gidecek.

Bilimle, araştırmayla sağlayamadığı modernliği böyle etkinliklerle sağlayan bazı üniversitelerimizin güzide öğrencileri yaza merhaba, kışa hoşgeldin, sonbahara beşgittin, karda kartalkaya, güzde kapadokya turlarının yanısıra bir de cadılar bayramı partileri düzenlemeye başlayacaklar. Okulda el broşürleri dağıtılacak.

O gençlere kostüm kiralamak üzere kostümcüler cadılar bayramı öncesinde de tıpkı yılbaşında Noel Baba kostümleri gibi cadılar bayramı kostümleri getirecekler.

Getirmekle kalmayacaklar, bir de web sitesine ürünleri koyup, internet reklamları verecekler : “Happy Halloween, Cadılar bayramı kostümünüzü dert etmeyin, çeşit çeşit kostümler bizde”.

5 yıl içinde ufaktan homurtular, “cadılar bayramı da neymiş canım”lar eşliğinde gelenekselleşecek cadılar bayramı.

Sadece #cadilarbayrami etiketiyle instagramda paylaşılan fotoğraflar 10 bine yakın. Bu etiketi arattım, sadece Türkiye’den atılanları görebilmek için, bir de bu etiketle paylaşmayanlar var, bir de hiç paylaşmayanlar var.

“Adet yerini bulsun diye yapılanlar listesine” girecek 15 yıl içinde.

Bizim ufaklık (şimdi 6 aylık) büyüdüğünde belki ezelden beridir yapılagelen bir ritüel gibi gelecek.

Davetiye geldiğinde “E tabi gitmek lazım” denilecek birçok çevrelerce.

Bütün ithal, yabancı menşeli, hristiyan patentli adetlerin geldiği gibi yavaş yavaş gelecek.

Adım adım…

Damla damla zerk olacak serum gibi bünyeye.

Ve bir gün gelecek, gece partiye gidecek olan oğlunun halloween kostümünü dikecek annesi ikindiyi kıldıktan sonra.

Kültürel erozyon, manevi deformasyon böyle böyle başlıyor. Ve senin sahip çıkmadığına bir başkası sahip çıkıyor. Senin kültürünle yoğrulmayanı yoğuracak bir kültür bir anda türeyiveriyor.

Son bir not: Biliyor musunuz, küçük oğlunuz/kızınız içeride yatmadan önce yatağının kenarına çöküp, ellerini birleştirip dua ediyor, çizgifilmde gördüğü gibi...

Bilin istedim. Tarihe not olsun istedim.

KELİMELER BİZİM, NİYE TESLİM EDELİM?

Kasım ayında, kitap fuarında okuyucuyla buluşacak olan kitabımın kapağında bir kapı var. Görenler espri yapıyor, “Sızıntı’nın kapağında da kapı vardı aman abi başına iş açılmasın?

Gidiyorum birkaç ay geriye, Sri Lanka seyahatinden Ananas getirdim eve birkaç tane, görenlerde yine aynı espri, “Aman abi, ananas filan sakat kelimeler”.

Daha nice kelime;

Başta hizmet,

Sonra himmet,

Sonra Türk aile yapısının temel taşlarından abi, abla…

Sonra sızıntı.

Sonra zaman.

Bir dakika beyler, kelimelerimizi ellerimizle teslim mi edeceğiz? Hizmet kelimesini hainliğe kalkan etmişler diye, hizmet etmek gibi güzel bir kelimeden mi vazgeçeceğiz?

Kabul etmek gerekir, kelimelerle, kavramlarla ve sembollerle çok güzel oynadılar.

Ama teker teker geri kazanmalıyız, psikolojimizi, değerlerimizi, kelimelerimizi, kavramlarımızı.

İçlerini boşalttıkları, kirlettikleri ne varsa geri almalıyız.

iPhone 7 alabilmek için isminizi değiştirir miydiniz?

Ukrayna’da yeni bir akım başlamış. Eski telefonlarının daha sözleşmesi bitmediği için iPhone 7’yi "taahhütlü” olarak alabilmek için mahkeme kararıyla isimlerini değiştirmeye başlamışlar.

Teknolojinin bizi gelecekte korkutucu bir yere götüreceğini söyleyip dururuz hep.

Belki de yanılıyoruzdur.

Belki de teknolojinin bizi götüreceği korkutucu yere artık yavaş yavaş gelmeye başlamışızdır.

Bir teknolojik ürünü almadan önce cevaplanması gereken birkaç soru hazırladım size, lazım olduğunda kullanırsınız.

1- Bu ürüne gerçekten ihtiyacım var mı?

2- Bu ürünü almazsam öncekiler de işimi görüyor mu?

3- Bu ürünü aldığımda ona vereceğim paraya değecek mi?

4- Bu ürünü almazsam işim ne kadar aksayacak?

Bir de almama kararı verirseniz sizi rahatlatacak maddeler.

1- Nasılsa önceki modelden çok büyük bir farkı yok.

2- Nasılsa bir düşmede tuzla buz olacaktı, farzet ki aldım da düştü kırıldı.

3- O ürüne vereceğim parayla bir aile 3-5 ay geçiniyor.

Hayırlı, verimli, bereketli bir hafta sizin olsun.