Çağan Irmak romantizminde doruk noktası

Çağan Irmak’ın son filmi Unutursam Fısılda, Babam ve Oğlum ile Issız Adam’dan sonra en fazla gişe yapacak filmi. Türk Hafif Batı Müziği’ne ve onun unutulmaya yüz tutmuş icracılarına bir saygı duruşu.

Çağan Irmak çok önemli bir yönetmen Türk sineması için. Filmleri çok gişe yaptığı için değil, Nuri Bilge Ceylan’ın başını çektiği bağımsız sinemaya sağlam bir alternatif yarattığı için. Onun sineması Yeşilçam’ın idealize edilmiş duygusallığı ile beraber Türk toplumunun bütün değişimlerine rağmen içinde taşıdığı çocuksu naifliği sergilediği için önemli.

Mustafa Hakkında Herşey ile başlayan macera Babam ve Oğlum ile zirveye vurmuşken Issız Adam ile sinemada çok da seslendirilmeyen bir sınıfın psikolojik ve sosyolojik çıkmazlarını ortaya koydu. Issız Adam bu anlamda çok da irdelenmedi ama toplumu sarstığı da bir gerçek. İnsanlar kimilerini filmden yola çıkarak ıssız adam olarak niteledi, böyle bir kimlik ortaya çıktı. Sonra Karanlıktakiler, Prensesin Uykusu, Dedemin İnsanları ve Tamam Mıyız? geldi. Dedemin İnsanları dışındaki diğer üç filmin Çağan Irmak’ın ruhunun kıvrımlarında dolaşan filmler olduğuna inanıyorum. Normal izleyicinin çok da haz alabileceği veya içselleştirebileceği filmler değildi. Sinemasal değerleriyle ilgili değil, direkt izleyicinin durumuyla ilgili geri dönüş aldı.

Bu hafta vizyona giren Unutursam Fısılda ise tarz ve etki olarak Babam ve Oğlum ile Issız Adam’ın devamı olacak nitelikte. Genel izleyicinin etkileneceği, göz yaşlarıyla alkışlanacak ve Türk sinemasının diline alternatif olacak bir yapım. Bazı filmler kendi içinde büyük tezatlar taşır. Unutursam Fısılda da benim için öyle bir yapım. Her şeyden önce Türk Hafif Batı Müziği’ne bir saygı duruşu var filmde. Filmin en çarpıcı ve konuşulması gereken yönü bu. Bizim gibi hafızasız toplumlar için Türk sinemasının en önemli etkisi bunlar olmalı. Biraz arkaya dönüp bakabilmeli. Arkaya bakış sadece darbelerle hesaplaşma veya politize olma anlamında da olmamalı. Bir de toplumun sosyolojisi, psikolojisi var.

KENAN DOĞULU İMAJI

Biz 1970’lerde ne yiyorduk, ne dinliyorduk? Seyrettiklerimizin dinlediklerimizin duygu dünyamızdaki yansımaları nelerdi? Bu anlamda Çağan Irmak, Kenan Doğulu ile mükemmel bir çalışma ortaya çıkarmış. Sadece film için şarkılar bestelemiş, sözler yazmış Doğulu. Filmdeki parçaları dinlediğimde benim kafamdaki Kenan Doğulu imajı da değişti. Filmin eminim soundtrack’i çıkacaktır. Merakla bekliyorum. O dönemin İstanbul’da nasıl yaşandığı, gençlerin hayatı, biraz bizim de yaş itibarıyla ucundan yakaladığımız güzellikler... O zaman bakıyorsunuz ki dünyanın geri kalanından çok da farklı değiliz. Filmi seyrederken “Nerede o insanlar” demeden yapamadım.

DÖRT MUHTEŞEM KADIN

Filmin kadrosunda iki genç oyuncu var ki beni kendilerine hayran bıraktı: Farah Zeynep Abdullah ile Gözde Çığacı sanki Hollywood’tan gelmişler, Türk sinemasının içine düşmüşler. Her ikisi de perdeye çıktıkları andan itibaren film başkalaşıyor. Karşılarında oynayan Mehmet Günsür ise bence büyük hayal kırıklığı. Filme o kadar büyük absürtlük katıyor ki onun oynadığı sahnelerde sanki bir tiyatro seyrediyorum. Tarık karakterinin hem gençlik halini hem de olgunluk halini canlandırıyor Günsür. Makyajla veya başka tekniklerle Günsür’ü gençleştirmişler.  Ama ya bakışlar. Günsür’ün bütün yaşı ve olgunluğu ne yazık ki bakışlarında. Onları da değiştiremiyorsunuz. Filmin en zayıf halkası ne yazık ki. Demin bahsettiğimiz iki genç kızın mükemmel performansının yanında iki tane devlet gibi kadın diyeceğimiz, muhteşem isimlere sıra geldi: Işıl Yücesoy ile Hümeyra Farah, Zeynep Abdullah ile Gözde Cığacı’nın yaşlılığını canlandırıyor. Dört kadın karakterin başarılı performansı beni Çağan Irmak’ın onların oyunculuğuna yoğunlaştığını düşündürüyor. Çünkü hepsi birbirinden mükemmel.

Filmde genç oyuncular Farah Zeynep Abdullah ve Gözde Çığacı’nın olgunluk dönemini Hümeyra ve Işık Yücesoy oynuyor. 

Son olarak da filmin kısa bir özetini yazayım, Ayperi ve Tarık küçük bir kasabada kaderin bir araya getirdiği iki gençtir. Kalbinin en derininde saklanan müzik aşkı, Tarık’la birlikte Ayperi’nin karşısına dikilir. Herkesten saklı hayaller, Tarık’ın besteleri ve Erhan’ın desteğiyle zirveye giden bir yolculuğa dönüşür. Ayperi, Tarık ve Erhan’ın İstanbul’daki şöhret dolu hayatları, onları hayallerinden uzaklaştırır. Ayperi, günün birinde kendini kasabasına bir bavulla dönerken bulacaktır...

Filmin Künyesi

Yönetmen ve senarist: Çağan Irmak -Oyuncular: Hümeyra, Farah Zeynep Abdullah, Işıl Yücesoy, Mehmet Günsür, Kerem Bürsin, Gözde Cığacı - Yapım: 2014, Türkiye, 118 dakika.