Bizim sorunumuz karþýmýza çýkan herhangi bir hadiseyi, geçmiþinden, çevresel þartlarýndan, temelinde yatan felsefi nedenlerinden, amacýndan tamamen baðýmsýz deðerlendirmemiz, yani popüler deyimle büyük resmi görmememizdir. Nitekim Avrupa'nýn, tek özellikleri zenginlik olan en kýytýrýk ülkelerinde son günlerde baþlayan Kur'an yakma furyasýna da böyle bakýyoruz ve doðal olarak sergilediðimiz tepkileri de bu küçücük ülkelere, hatta bizzat mushafý yakan bedbahtlara hasrediyoruz.
Oysa geçmiþte bizi diðer medeniyetlerden ayýran en büyük özelliðimiz, her hangi bir hadiseyi, bir metni, bir haberi mutlaka geçmiþi, bugünü ve gelecekte almasý muhtemel biçimiyle deðerlendirmeye tabi tutuyor olmamýzdý. Öncü âlimlerimiz buna "Tefsir, Tevil ve Tabir" üçlemesi diyorlardý. Önce anlamak sonra ilk örneðiyle iliþkisini ortaya çýkarmak, ardýndan bugüne uygun bir kalýba dökmek. Olgunun sebep ve sonuçlarýný bilmek de diyebiliriz.
Biz bu hasletimizi terk edeli çok oluyor. Çünkü zaten siyasi, coðrafi, zihinsel anlamda bütünlüðümüzü kaybetmiþiz; artýk Sudan'ýz, Irak'ýz, Suriye'yiz, Yemen'iz, Türkiye'yiz, Mýsýr'ýz... Birbirinden kopuk irili ufaklý parçalarýz. Ufkumuz da içinde yer aldýðýmýz parça ile sýnýrlý ve dar. Koca Ýslam âlemi olmaktan çýktýðýmýz için de parçacý yaklaþýyoruz her þeye artýk. Bu yüzden her þeyimiz tepkisel oluyor. Tepkilerimiz de temsil ettiðimiz parçanýn cürmü kadar doðal olarak. Tepkilerimizin etkisi, canýmýzý acýtan baþka bir geliþme oluncaya kadar saman alevi gibi parlayýp sönüyor. Batý da özellikle hadiselere böyle bakmamýzý teþvik ediyor kuþkusuz. Bizi mest edeceðini bildiði için, son derece bilimsel (!) ve çaðdaþ (!) bir edayla "her olguyu kendi öznel koþullarýnda deðerlendirmek gerekir" deyince akan sular duruyor.
Oysa Batý hiçbir hadiseye öyle yaklaþmaz. Kaç yüz yýldýr, bizim geçmiþte yaptýðýmýz gibi yapýyor. Her þeyi etraflýca düþünüyor sonra uygulamaya koyuyor. Geçmiþiyle, bugünüyle ve geleceðiyle bütünsel bakýyor olgulara ve hiçbir sonuç da onun açýsýndan sürpriz olmuyor. Farkýmýz, biz bu yöntemi insanlýðýn yararý için kullanýyorduk, Batý insanlýðý sömürmek için kullanýyor.
Dolayýsýyla Kur'an yakma hadiselerinin Batý açýsýndan hali hazýrda bir anlamýnýn olduðunu, tarihsel bir temele dayandýðýný ve önümüzdeki sürece iliþkin bir amaca matuf olduðunu bilmemiz gerekir.
Sýk sýk tekrarlýyorum bu köþede. Önce coðrafyamýzý iþgal ettiler. Yeraltý, yerüstü bütün zenginliklerimizi talan ettiler. Ýnsanlarý aç sefil býraktýlar. Kültürümüzü, dinimizi, sosyal hayatýmýzý temelinden sarstýlar. Dinimizi hayatýn her alanýndan kovdular. Etnik ve mezhebi çatýþmalarýn tohumlarýný saçtýlar. Askeri iþgalin pahalýya mal olduðunu anladýklarý gün de yýllar içinde devþirdikleri adamlarýný yönetime getirerek çekip gittiler. Sömürü düzeni bu sefer bizden görünen adamlarýn eliyle devam ediyor. Kimse sömürü düzeninin devam ettiðini fark etmesin diye geçmiþte tohumlarýný saçtýklarý etnik ve mezhebi çatýþmalarý kýþkýrttýlar. Baþýmýza kayyým olarak atadýklarý adamlar da iktidarda kalmak, iktidar nimetlerinden yararlanmak için vatandaþlarýna her türlü zulmü yapmaktan bir an bile geri durmuyorlar. Hayat insanlar için çekilmez hale geldiði için de batýya doðru bir iltica akýný baþladý.
Þimdi Batý ortaya çýkan bu iltica olgusunu tecrübesinden yararlanarak ustaca kullanýyor. Kayyým býraktýðý adamlarýna her türlü zulmü yaptýrarak bir sosyal altüst oluþu gerçekleþtiriyor, dayanaðý tutanaðý, umudu, inancý kalmamýþ bir toplum ortaya çýkarýyor. Kanlý iç çatýþmalar yüzünden umutlarý tükenen insanlar da kendilerini batýnýn sahillerine atýyor. Bu sefer ikinci aþama devreye sokuluyor. Ýnsancýl (!) Batý televizyonlarýnda, medyasýnda Ýslam þeriatýnýn uygulanýþýna (!) iliþkin düzmece ama ürkütücü bazý videolar, haberler, timsah gözyaþlarý eþliðinde yayýnlanýyor. Ýnsanlara, bu kaçýþlarýn, bu ilticalarýn sebebinin Batýnýn sömürü düzeni deðil, Ýslam þeriatýnýn acýmasýz (!) uygulamalarý olduðu mesajý veriliyor. Tabii, þeriatýn kaynaðý Kur'an'ýn yakýlmasý da cehennemden kaçýp kurtulan masum insanlarýn masumane intikamý, haklý tepkisi olarak arkalanýyor, alkýþlanýyor.
Tam bir sahtekârlýk düzenidir Batý.