Cahit Yalçýn’ýn sýradýþý portresi

Hüseyin Cahit Yalçýn, uzun ömründe baþýndan çok þey geçmiþ bir gazetecidir. Siyasî duruþu ise, dönemden döneme deðiþim geçirmiþtir. Ýttihatçýlýktan Atatürk’e muhalefete, oradan yeniden CHP’ye geçiþ yapmýþtýr. Ýz býrakmýþ bir yazardýr.

ÝTTÝHAT TERAKKÝ GAZETECÝLÝÐÝNDEN SAKINCALI YAZARLIÐA

Hüseyin Cahit Yalçýn’ýn yazdýðý gibi, aslýnda kendisi de Ýttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üyesi olan “Millî Mücadele’nin þefi”, gerçekten de “en sadýk, en fedakâr maiyetini Ýttihatçýlar arasýnda buldu.” Ancak “þef”in maiyeti arasýnda Yalçýn bulunmuyordu! Yalçýn, mütarekede Malta’dan dönüþünde Ýstanbul’da yeniden gazeteciliðe baþladý. Kýsa zamanda da Ankara Hükûmeti’ne muhalefeti ile tanýndý. Takriri Sükûn Kânunu’ndan sonra Yalçýn’ýn Tanin gazetesi de 17 Nisan 1925 tarihinde kapatýldý. Hatýrlanmalýdýr ki, bu gazete döneminde Ýttihat ve Terakki’nin yayýn organýydý. Cumhuriyetin ilânýna ve Hilâfetin kaldýrýlmasýna karþý tavýr almýþ olan Yalçýn, Ankara Ýstiklâl Mahkemesi’nde yargýlandý ve Çorum’da süresiz sürgün cezasýna çarptýrýldý. Yalçýn henüz Çorum’da iken, bu kez de Ýzmir suikastý davasýyla ilgili görülerek Ankara Ýstiklâl Mahkemesi’nde yargýlandý ve beraat etti. Yasa deðiþikliði ve biraz da siyasî uzlaþmanýn sonucunda Çorum sürgünlüðü sona erdi ve Yalçýn yeniden Ýstanbul’a dönebildi. Ancak yazý hayatýna devam edebilmesi siyasî bakýmdan artýk mümkün deðildi.

Gümrük komisyonculuðu yaptý

Yalçýn bu aþamada basýn hayatýndan tamamen çekilmek zorunda kalacaktýr. Önce roman tercüme etti. Ýsmail Müþtak’la birlikte gümrük komisyonculuðu yaptý. Geçimini saðlamak için “üniversitede serbest bir demokrasi kürsüsü” istedi. Ancak talebi, dönemin Millî Eðitim Bakaný tarafýndan “profesörlere verilen maaþa lâyýk olmadýðý” gerekçesiyle reddedildi. Ýdadî mektebi müdürlüðü talebi de yine ayný âkýbete uðradý. Ancak Ýçiþleri Bakaný Þükrü Kaya aracýlýðýyla Yalçýn’ýn durumundan haberdar kýlýnan Baþbakan Ýsmet Ýnönü, onu Türkiye Sanayi ve Maadin Bankasý yönetim kurulu baþkanlýðýna getirdi. Bu bilgiler Rauf Mutluay tarafýndan yayýna hazýrlanan Yalçýn’ýn siyasal anýlarýnda yer alýyor.

Atamasý siyasi soruna yol açtý

Ancak bu son bilginin ayrýntýlarý tahkike muhtaç: Bu banka 1925 yýlýnda kurulmuþ ve 1932 yýlýnda Türkiye Sanayi Kredi Bankasý’na dönüþmüþtü Elimizdeki bir belge, bu atamanýn siyasî sorunlara yol açtýðýný gösteriyor. Yalçýn, anlaþýlan gerçekten de hükûmet tarafýndan 1932 yýlýnda yeni kurulmakta olan Türkiye Sanayi Kredi Bankasý idare meclisine üye olarak atanmak istenmiþti. Fakat bu atamanýn gerçekleþip gerçekleþmediðini tam olarak saptayamadým. Yalçýn, anýlarýnda görevlendirilmiþ olduðunu yazdýðýna göre, öyle olmuþ olmalýdýr.

Atatürk’ün emri ile atýldý

Fakat Yalçýn’ýn bu görevi kýsa sürdü. Birinci Türk Dil Kurultayý’nda dilde reform görüþünü ýlýmlý bir biçimde eleþtirince, “Atatürk’ün emri ile” iþinden atýldý. Haftalýk Yedigün dergisine politika haricinde yazýlar yazdý. Akþam gazetesinde de (Akþamcý) müstear imzasýyla günlük fýkralar… Ancak bu da uzun sürmeyecektir. Ýstanbul belediyesinin uygulamalarýna iliþkin bir eleþtiri yazýsý, Ýstanbul valisi ve belediye baþkaný Muhiddin Üstündað ile mahkemelik olmasýný gerektirince, Yalçýn Akþam’daki yazýlarýna son vermek zorunda kalacaktýr.

Yalçýn’ýn baþýný derde sokacak olan “Biriken Para” adlý yazýsý üzerine, Üstündað, deðiþik gazetelere birer mektup göndererek, yazýnýn sahibi olduðunu iddia ettiði Yalçýn’ýn siyasî kiþiliðine ve kimliðine dikkat çekince, Yalçýn, Üstündað hakkýnda hakaret davasý açmýþtý. Üstündað da Yalçýn aleyhine açtýðý bir hakaret davasý ile mukâbelede bulunmuþtu. Yalçýn yýllar sonra, ama Üstündað hâlâ vali, belediye baþkaný ve CHP Ýstanbul il baþkaný iken, dava nedeniyle mahkemede yaptýðý savunmanýn tamamýný kendisinin o sýrada yayýnlamakta olduðu Fikir Hareketleri dergisinde yayýnlayacaktýr.

Sonunda Yalçýn, Üstündað ailesinden gelen rica üzerine davadan ve tazminat talebinden “kayýtsýz þartsýz” vazgeçtiðini belirten bir dilekçeyi mahkemeye sunacaktýr. Yalçýn, Üstündað’ýn aleyhine açtýðý hakaret davasýndansa beraat edecektir. Davanýn üzerinden yýllar geçtikten sonra devir deðiþecek, Ýstanbul valisi ve belediye baþkaný, CHP Ýstanbul il baþkaný Muhiddin Üstündað, 1 Aralýk 1938 tarihinde yani Atatürk’ün ölümünden sadece birkaç gün sonra hakkýnda pek çok yolsuzluk davasý açýlarak görevinden alýnacak; buna karþýlýk Yalçýn 31 Aralýk 1938 tarihinde CHP Çankýrý milletvekili olarak Meclise katýlacaktýr!

Ýsmet Paþa’ya teþekkür mektubu

Elimizdeki belge, Yalçýn’ýn Baþbakan Ýsmet Paþa’ya yazdýðý kiþisel mektuptur. 22 Þubat 1933 tarihli mektubunda Yalçýn, atamaya iliþkin olarak þöyle diyordu:

“Basvekil Ismet Pasa Hazretlerine, 22 Subat 1933

Muhterem Paþa Hazretleri,

Yeni teþekkül eden [Türkiye] Sanayi Kredi Bankasý Ýdare Meclisi azalýklarý için Heyeti Vekile’ce kararlaþtýrýlan iki namzetlikten bendenize ait olanýn Reisicumhur Hazretleri tarafýndan tasdik buyurulmamakta olduðunu duydum. Bu muamelenin zatý devletlerini ne kadar üzeceðini tamamile müdrikim. Bana karþý göstermekte olduðunuz civanmerdane ve insanca hareketlerin, sizin için bir can sýkýntýsý menbaý olmasýna meydan býrakýrsam kendimi af edemem. Ýþin zatý devletlerinde en kolay ve üzüntüsüz þekli ne ise, onu tercihte hiç tereddüt buyurmamanýzý bilhassa istirham etmeyi, bu gibi hâdiselerle sarsýlmasýna imkân olmayan hürmet ve þükran hislerimin icabatýndan telâkki ederek, tazimlerimi arz eylerim efendim hazretleri.

Hüseyin Câhit [imzâ: Câhit]”

Mektubun altý kýsmýnda yer alan paraftan metnin bizzat Baþbakan Ýsmet Paþa tarafýndan okunduðu anlaþýlmaktadýr. Baþbakan, mektubun altýna kendi el yazýsýyla “R[eisi]C[umhur] H[a]z[retleri] ile görüþeceðim. Kendisine cevap vereceðim.” notunu düþmüþtür. Ancak bu mektubun etkisini ve sonucunu bilemiyoruz. Yalçýn Baþbakan tarafýndan himaye edilmek istenmekte, fakat Cumhurbaþkaný aksi görüþü savunmaktadýr. Anlaþýlan Baþbakan bu görüþ ayrýlýðýnda bir þekilde aðýr basmýþ olmalýdýr.

YALÇIN’IN SAVUNMASI

Yalçýn, dâvâdan beklentilerini mahkeme huzurunda þöyle ifade ediyordu: “Memlekette mutlakiyet devrinden kalma meþ’um bir hatýra vardýr ki, kanunun yalnýz âciz ve biçarelere hüküm geçirebildiðini, büyüklerin daima kendilerini kurtarmak yolunu bulduklarýný zihinlere fýsýldar. Müddei Umuminin sarih þahit ifadelerine bile zýd manalar vererek, beni mes’ul tutmak sureti ile valinin cezasýný düþürmek yolundaki akýllara durgunluk getiren talebi, bu eski ve fena ananeyi maatteessüf baltalayacak mahiyette deðildir. (…) Mahkemeye müracaat ettiðimi duyunca gülümsemiþ olanlara hak verecek misiniz? Son istibdat günlerine gelinceye kadar bazý paþalar ve beyler, kimsesiz halka karþý birer derebeyi kesilmiþlerdi. Halk hayatýndan, namusundan emin deðildi. Çünkü o serirler arkalarýný mabeyne dayamýþ olduklarý için, ne kanuna ehemmiyet verirlerdi, ne [de] cezadan korkarlardý. Eðer bana alelâde bir fert böyle bir tecavüzde bulunsaydý, hiç ehemmiyet vermezdim. Fakat hakaretin kuvvetine, mevkiine güvenen, kendisine kanunun hiçbir þey yapamayacaðýný zanneden ve ancak bu cesaretle bir vatandaþýn haysiyetini kýrmaya, ocaðýný söndürmeye kalkan bir belediye reisi ve validen sâdýr olmasý, beni adalet kapýsýna yapýþýp, hak isterim diye baðýrmaya sevk etmiþtir. Çünkü bugün bizler bir padiþah kölesi deðiliz. Ýnkýlâbýn doðurduðu bir halk cumhuriyetinin hür vatandaþlarýyýz. Onun içindir ki, Cumhuriyetin kanunlarýna dayanarak adalet istemeye kendimde hak ve kuvvet buluyorum. Bir vali ile alelâde bir ferdin huzurunuzda müsavi olacaðýna iman ettiðim içindir ki, kendimde bu cesareti buluyorum. Siz inkýlâp Türkiyesi’nde bütün o eski tegallüb ve tahakkümler için yer kalmadýðýný bu dava ile efkârý umumiyeye bir kere daha gösterecek bir mevkide bulunuyorsunuz. Vaziyetiniz zordur demeye dilim varmaz. Çünkü hâkim için kanun haricindeki mülâhazalar dolayýsý ile zorluk yoktur. Bu hâkimlik hayatýna girerken, burada leziz dünya nimetlerine kavuþmayacaðýnýzý biliyordunuz. Sizin hâkimlik mesleðinde aradýðýnýz nimetler ve ikballer, yalnýz adalete ve vatana hizmetten ve bu hizmetin mükafatý olarak vicdanýnýzýn duyacaðý zevk ve iftihardan ibaretti. Arkanýzda faziletkarane geçmiþ, namuslu, müstakim ve müstakil bir hâkim hayatý var. Önünüzde de ayný þerefli yol size açýktýr.”