Ýþ hayatýnda iþçi iþveren iliþkisi güven üzerine kuruludur.
Ýþveren ve iþçinin yaptýklarý yazýlý iþ sözleþmesinde yer alan koþullarýn yaný sýra birbirlerine verdikleri sözlü taahhütlerin de baðlayýcý yönü vardýr.
Diyelim ki, bir iþyerinde on bir yýldan beri çalýþýyorsunuz. Ýþveren temsilcisi size birkaç ay sonra kadro azaltmasýna gitmek zorunda kalýnacaðýný ve kadronuzun kaldýrýlacaðýný söyleyerek, þimdiden iþ aramaya baþlamanýzý tavsiye eder. Ayrýca, kýdem tazminatýnýzýn ödeneceði sözünü de verir. Siz de, tazminatýnýzýn ödeneceði sözünün verildiðini istifa dilekçenizde belirterek iþten ayrýlýrsýnýz. Ancak, kýdem tazminatýnýz bir türlü ödenmez. Dava açarsýnýz. Ýþvereniniz, sizin daha iyi koþullarda iþ bulmak için ayrýldýðýnýz yönünde savunmada bulunur. Daha iyi bir iþ bulmak için istifa eden iþçiye kýdem tazminatý ödenmesinin mümkün olmadýðýný öne sürer.
Sonuç ne olur?
Önce , ‘dürüstlük ilkesi’ ile ilgili düzenlemenin yer aldýðý Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesini okuyalým:
‘Madde 2 - Herkes, haklarýný kullanýrken ve borçlarýný yerine getirirken dürüstlük kurallarýna uymak zorundadýr. Bir hakkýn açýkça kötüye kullanýlmasýný hukuk düzeni korumaz.’
Söz konusu dürüstlük ilkesinin konumuzla ilgisi þudur;
- Olayýmýzda iþçi kýdem tazminatýnýn ödeneceðine dair güven üzerine istifa etmiþtir.
- Bu itibarla, iþverenin kýdem tazminatýný iþçiye ödeme yükümlülüðünün kaynaðý güven sorumluluðudur.
- Güven sorumluluðu ise yukarda belirttiðimiz Medeni Kanunun 2. maddesinde tanýmlanan dürüstlük ilkesinin bir gereðidir.
Þimdi de, ayný konu hakkýnda, Yargýtay Hukuk Genel Kurulu’nun (10.2.2010-39/71) kararýndan bazý alýntýlar yapalým:
‘Güven sorumluluðunun gerçekleþebilmesi için, bir kimsede hukuken korunmaya layýk bir güvenin olmasý, bu güvene dayanýlarak bir tasarruf iþleminde bulunulmasý, tüm bunlarýn da bir kiþiye isnat edilebilmesi gerekir.
Dosyadaki tanýk beyanlarýndan ve yazýþma içeriklerinden, davalý iþverenin, kadro azaltýlmasýna gidileceðinden bahisle, davacýya gelecekte mevcut iþini garantileyemediðini ve bu nedenle yeni bir iþ bulmasý gerektiðini söylediði anlaþýlmaktadýr.
Öte yandan, on bir yýl çalýþan bir iþçinin iþyerinden ayrýlmasýný gerektirecek herhangi bir neden yokken, beklenmedik þekilde iþ sözleþmesini feshetmesi ve bu feshin tazminatlarýndan vazgeçecek þekilde iþten kendi isteði ile ayrýlma (istifa) þeklinde gerçekleþmesi de, hayatýn olaðan akýþýna uygun düþmemektedir.
Daha da önemlisi, iþverenin beyan ve davranýþlarý ile iþçide yarattýðý güvenle çeliþki oluþturacak þekilde tazminat ödeme yükümünden kaçýnmasý çeliþkili davranýþ yasaðýný oluþturur ki, böyle bir davranýþýn hukuken korunmasý beklenemez.’
Sonuç olarak, iþveren temsilcisinin veya iþverenin kýdem tazminatýnýn ödeneceði sözüne güvenerek istifa eden çalýþanýn kýdem tazminatýnýn ödenme mecburiyeti iþverenin güven sorumluluðundan kaynaklanmaktadýr.
Güven üzerine istifa eden iþçinin kýdem tazminatý hakký, Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan düzenleme ve Yargýtay Kararlarý ile korunmaktadýr.