Cam fanus içinde büyütülen çocuklar

Aþýrý koruyuculuk çocuðun duygusal, sosyal, ruhsal ve fiziksel geliþimi üzerinde olumsuz izler býrakýyor. Bu izler, çocuðun yetiþkin dönemde bazý zorluklar yaþamasýna sebep oluyor.

Ýlgi ve kaygý konusunda aþýrý tutumlarý olan anne-baba ile büyüyen çocuklar baðýmsýz hareket edemiyor, inisiyatif almayý ve karar vermeyi öðrenemiyorlar. Ayrýca baðýmlý bir kiþilik yapýsý geliþtiriyorlar ve kendilerine olan güvenleri son derece düþük oluyor.

Aþýrý koruma kaygý yaratýyor

Bütün bunlar çocukluk, ergenlik ya da eriþkinlik dönemlerinde depresyon, kaygý bozukluðu, takýntý hastalýðý gibi psikolojik sorun riskini artýrýyor. Aþýrý koruyucu anne-babalar ayný zamanda aþýrý kaygýlý oluyorlar. Çocuklarýnýn her anýný kontrol etmeye çalýþýyorlar. "Aman çocuðum! Teneffüslerde  sakýn bahçeye çýkma. Düþersin... Kolunu, bacaðýný kýrarsýn... Büyük sýnýflarla tartýþma, da-yak yersin..." þeklindeki ifadeler çocuðun doðal geliþimini engelliyor. Dahasý bu anne-babalar hayatta yaþanabilecek en kötü olaylarý sürekli hatýrlatmak suretiyle kaygýlý ve korkak çocuklar yetiþmesine sebep oluyorlar.

Aþýrý sevgi de geliþimi engelliyor

Anne babanýn çocuða vereceði en güzel þey sevgidir. Ancak sevginin ölçüsü ve niteliði çocuðun davranýþsal geliþimi açýsýndan son derece önemlidir. Aþýrý sevgi çocukta sevilmeme, deðer görememe kaygýsýný paradoksal olarak artýrýyor. "Ya anne-babamýn sevgisine layýk olamazsam, ya yeterince sevilmezsem, ya yeterince deðer göremezsem" kaygýlarý geliþebiliyor. Bu çocuklar suçluluk duygularý yaþayan öfkeli insanlar olabiliyor. Ergenlik ve eriþkinlik dönemlerinde karþý cinsle iletiþim sorunlarý, cinsel problemler ve baþarýsýzlýk korkularý yaþayabiliyorlar. Aþýrý kýskanç, kimseye güvenemeyen ve hep yüksek bir sevgi beklentisi içinde olan bireyler oluyorlar. Dolayýsýyla sorunlu iliþkiler yaþayan doyumsuz insanlar oluyorlar.

Zamaný gelince çocukla yataklarý ayýrmalý

Metin Akpýnar bir oyununda çok korunarak büyümüþ bir çocuðu canlandýrýyordu. Yeni tanýþtýðý bir arkadaþýna annesinin bu tutumunu: "Yedi yaþýna kadar kadýnlar hamamýna gitmiþim. Bir gün hamamcý kadýn 'Haným haným kocaný da getir' bari deyince annem beni götürmemeye baþladý" diye hicvediyordu. Çocuklarý 4-5, 9-10 hatta 17-18 yaþýna gelseler bile onlarla ayný yatakta uyuyan anne-babalara rastlamak mümkün. Belli bir yaþa gelince gerek çocuðun gerekse anne-babanýn belli bir mahremiyeti tesis edebilmeleri kiþisel olgunluk açýsýndan çok önemli.