
Meğer kavga başka imiş Netanyahu'nun geçtiğimiz yıl Eylül ayındaki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 'Yeni Orta Doğu Haritası' başlıklı haritayla yaptığı konuşması sonrası 7 Ekim ile ucu ateşlenen fitilin hedefi: 'doğu-batı' hattında oluşturulmak istenen ve Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak yaptığı başarılı sınır ötesi operasyonlarla engellenen o 'koridorun' 'kuzey-güney' olarak güncellenmek isteniyormuş.
Yakın dönemde Türkiye ile Irak arasındaki diplomatik temasların meyveleri toplanmaya başlamış, Irak hükümeti 'Kalkınma Yolu Projesi'nin ilk etabı için 2,96 milyar dolarlık bütçe ayırdığını duyurduğu anda başlaması bu sürecin düşündürücü.

O noktada ABD ile İran arasında yürütüldüğü iddia edilen diplomatik sürecin içeriği de gelen açıklamalardan anlaşılıyor. İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, "İsrail'e uygun yanıt verme hakkımızı saklı tutuyoruz" derken İran'ın ABD'ye 'İsrail'in Gazze Şeridi'nden tam olarak çekilmesi ve kalıcı ateşkes ilan etmesi karşılığında misilleme yapmayacağını bildirdiği' haberleri düşüyor ajanslara. Eş zamanlı olarak Kamala Harris'in İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'ndeki konuşması sırasında salonda bulunmayarak ABD Başkanı olması durumunda izlemesi muhtemel siyasetin ilk sinyalini vermişken Başkan Yardımcısı olarak seçtiği ismin İsrail destekçisi bir isim olmayıp 'solcu ve iç siyasette deneyimli öğrencilerin sevdiği' biri olması 'daha ne olsun' dedirtiyor.
