Camdan cama

Bir camlık yürekleri varmış. Müslüman Anadolu’nun evlatlarının canları giderken renkli camın ardında geviş getire getire ahkâm kesenler, kırılan bir camlarıyla benizleri soldu, kekelemeye başladılar. Alt tarafı, canlı yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sarf ettiği sözleri çarpıtılmasına tepki gösterenlerin oluşturduğu izdiham sırasında bir cam kırılmıştı. Cam bu, hassastır, kırılır; Hürriyet Gazetesi’nin camı daha bir hassasmış, hemencecik kırıldı! Camları hassas, canları tatlı...

Renkli camdan esip gürleyen, Batıcı Gezi Ayaklanması sırasında kırılan camlardan mest olan Ahmet Hakan bir anda sevgi pıtırcığı oldu, “kardeşlikten” dem vurmaya başladı. Anlamıştır herhâlde renkli camdan teröre destek vermenin, gazeteci arkadaşına camdan cama porno kaseti vermek olmadığını.

Ne diyor Ahmet Hakan gibiler “PKK, Recep Tayyip Erdoğan yüzünden saldırıyor”. Türkçesi, “Ey Müslüman Anadolu halkı, siz Recep Tayyip Erdoğan’ı seçtiniz, PKK da sizin çocuklarınızı öldürüyor. Müstahaksınız buna!” Bunlar için PKK’nın ‘Erdoğan yüzünden’ terör yapmasının bir sakıncası yok! Kimse de sormuyor, “Bu PKK neredeyse 40 yıldır saldırıyor, vuruyor, Recep Tayyip Erdoğan 40 yıldır Cumhurbaşkanı mı! Bizi niye aptal yerine koyuyorsunuz?” Analar canlarını toprağa verirken renkli camdan “Oy verdiniz canlarınız gitti” diye parmak sallayanların camları kırılınca parmakları havada kaldı. Bir cam kadar yürekleri varmış... Oysaki renkli camın ardında ne kadar da aslan yürekli gözüküyorlardı. Kendi bâtıl düzenlerini bozanları renkli camın ardında aşağılıyorlar, yargılıyorlar, linç ediyorlardı. Cam kırılınca “Kardeşlik” masalları anlatmaya, “Sözlerimize dikkat edelim” diye birbirlerini uyarmaya başladılar. Peki desteklediğiniz PKK’nın vurduğu canlar ne olacak, PKK’nın ismini saklayarak “bomba patladı” diye verdiğiniz haberlerdeki ölen çocuklar için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Cam takılır da, desteklediğiniz örgüt tarafından canları alınan çocukları geri getirebilecek misiniz?

“Alt tarafı bir cam” diyorum ama bunları canı kırılan camdaymış. Cam kırılınca can korkusundan altları da tutmamaya başlamış. Hürriyet Gazetesi’ndeki kaynağım gazetenin 100 numarasında uzun kuyruklar oluştuğunu söyledi!

Bir de alt tarafları değil de şahsiyetleri maya tutmayanlar var. Kompleksli tipler. Aşağılandıkça zevk duyan tipler. Her gün aşağılandıkları medya grubunun önünde “Geçmiş olsun” kuyruğuna girmişler. Yemekhanesi önüne bomba konulan, sahibine 22 kurşun sıkılan gazetemin önünden geçmeye korkan ama başı sıkıştığında yardım isteyen tipler, Batıcı medya organının önünde kuyrukta. Ne diyebilirsin ki, ne anlatabilirsin ki; şahsiyetleri maya tutmayanlara yapılacak bellidir, bozuk mayalarını etrafa bulaştırmamaları için uzak tutacaksın...

Bizden görünüp de Abdurrahim Boynukalın gibi dava şuuruna sahip genç bir milletvekiline, Müslüman Anadolu’nun sesi oldu için saldırılanlara gereken yapılmazsa, gerekeni yapmayanlar da gitsinler o medyanın önünde “Geçmiş olsun” kuyruğuna girsinler! Senin milletvekilin linç edilecek ve sen de bu linçe ortak olacaksın... Yuh olsun ervâhınıza!

Bir not: Camcı bir arkadaşa, “Kırılmayan cam yok mu” diye sordum. “Abi” dedi “Kırılmayan diyerek sattığımız temperli camlar yandan darbe alınca kırılıyor”! Aman dikkat edin, yandan darbe yemeyin!..