Cami işgali: Faşizm onların kefilidir, hepsi “iyi çocuklar”

73 genç... Cumartesi sabahı Fransa’nın değişik kentlerinden toplanıp, Poitiers kentine geliyorlar.  Fransız yetkililer, bu toplanma girişimlerinden haberdar bazı duyumlara göre...

Ama engellemiyor.

Poitiers kentinde inşaatı süren bir camiye giriyorlar. İçki şişeleriyle...

Dertleri Fransa’da İslam’ın ilerlemesi...

Fransa’da her yıl 4000 kişinin başka dinlerden Müslümanlığa geçtiğinin ve din değiştirenler arasındaki bir istatistikte bu sayının birinci sırada yer aldığı haberinin manşet olmasının hemen ertesi günü gerçekleşiyor bu saldırı. 

“732 Generation Identitaire” adını alan grup, 732 yılında Müslüman orduların durdurulmasını hatırlatıyor ve Fransa’da göçmenlere, cami inşaatlarına ve Müslüman sayısının artmasına karşı olduklarını duyuruyor.

Bunu mücadeleleriyle engelleyeceklerini ve bu “eylemi” de isimlerini duyurmak için organize ettiklerini söylüyorlar.

Polis müdahale ediyor. 73 gençten direnen 4’ü gözaltında ve gözaltı sürelerinin uzatıldığı haberi geldi.

Sol partiler ve dernekler hemen harekete geçip, olayı protesto ettiler ve grubun dağıtılmasını istediler.

Fransız sağı ise şimdilik sessiz. Niye ses çıkarsınlar ki, şimdiye kadar merkez sağ UMP’den faşist FN’e, Fransız sağ partileri İslamofobiyi kaşıyan açıklamalar yaptılar.

Hatta sorsanız belki, “Hepsini tanırız, iyi aile çocuklarıdır” diyecekler.

Avrupa’da en çok Müslüman’ın yaşadığı Fransa başta olma üzere, pek çok ülkede tehlike daha da büyüyecek gibi görünüyor.

İslamofobiye karşı Türkiye reçetesi

Aslında İslamofobiye karşı, Avrupa’nın elinde çok önemli bir fırsat da var. Türkiye’nin AB ile ilişkileri bu kanayan ve giderek derinleşen yaranın ilacı da olabilir.

Fransa, İslamofobik olayların sıklıkla yaşandığı bir ülke olduğu kadar aynı zamanda Türkiye’nin AB sürecini tıkayan ülkelerin başında geliyor.

AB ile müzakerelerde Fransa’nın engellediği beş başlıkta ilerlemeler olabilse, vize mevzuunda Fransa biraz adım atsa...

Liste uzatılabilir.

Ama Fransa adım atmıyor.

Bu beş fasıldan iki tanesi de tarım ve balıkçılık.

Tarım ve balıkçılık gibi iki faslın açılması niye engellenir ki?

Tarım Bakanı Mehdi Eker, önemli bir fuar açılışı için Paris’teydi.

Star’ın sorularını yanıtlarken, bu başlıklarda Fransa’nın adım atmaya yanaşmadığını söyledi. Kıbrıs Rum yönetiminin dönem başkanlığı bitince, AB cephesinde kıpırdanma beklentisi var kimilerinde.

Fransa cephesi de beklentilerin yoğunlaştığı yerlerden.

Özellikle de Fransa Dışişleri’nin iki numarası Pierre Sellal’in Ankara ziyareti bu beklentileri beslemişti.

Tarım Bakanı Eker’e göre, şimdilik en azından kendi dosyasındaki iki başlık için ufukta gelişme görünmüyor.

Mehdi Eker, Türkiye’nin tarım alanında 9 yıl önce, İspanya, Fransa ve İtalya’nın ardından dördüncü sıradayken, bugün 1. sıraya yükseldiğini anlatıyor.

Türkiye ile işbirliği yapmanın AB cephesinde, sadece sektörel bazda değil, bazı kanayan yaraların tedavi edilmesinde de getirisi olacak, Mehdi Eker’e göre.

Hükümetin AB konusundaki isteğinin azalmadığına dikkat çeken Eker, kendi bakanlığı cephesinde AB’nin bazı konularda işi ağırdan aldığına dikkat çekiyor.

Gülmeyin, burada moraller bozuk’

Tarım Bakanı Mehdi Eker ile OECD nezdindeki Türk büyükelçi Ecvet Tezcan’ın rezidansındaki davette konuştuk.

Evsahibi büyükelçi Tezcan, OECD Genel Sekreteri’nin kendisine “bak hep öyle gülerek dolaşmayın, burada moraller bozuk” dediğini anlatıyor. Krizle cebelleşen pek çok ülke yetkilisi, uluslararası kurumlarda gülmek bir yana, başı önde dolaşıyor.

İslamofobinin hasta ettiği, ekonomik krizden çıkış yolunu bir türlü bulamayan AB, elindeki altın fırsatı, Türkiye’den faydalanma fırsatını, görmüyor bile... Belki de genlerine işlemiş korkular nedeniyle özellikle görmek istemiyor...