Can Dündar neden konuşmuyor?

MİT Tırları ihanetine ilişkin görüntüleri Cumhuriyet gazetesine verdiği iddiasıyla yargılanan Enis Berberoğlu yeniden yargılanacak.. Bu sevindirici.. Zira kafamdaki soru işaretleri henüz giderilmemişti.. Nedir bu soru işaretleri?. İşte bozma kararını veren mahkeme bazı noktaların altını çizmiş zaten. Mesela, Ocak 2014’te Aydınlık gazetesinin yayınladığı görüntüleri bir sene sonra yeniden yayınlamak, gizli belgenin ifşası sayılır mı?.. Ya da görüntüleri verdiği iddia edilen Berberoğlu 25 yıl alırken, o görüntüleri yayınlayan Can Dündar neden 5 yıl 10 ay ceza alır? Veyahut o görüntüler sahiden o tırlara mı ait yoksa bir yerden bulunmuş bir takım tır dorsesi içi görüntüleri durdurulan tırların görüntüleri ile kolaj yapılarak mı verildi?.. Gibi gibi çok sayıda cevaplanmamış soru var hâlâ daha kafamda.. Ama asıl soru şu; Can Dündar ne zaman gerçeği açıklayacak?.. Bakın Enis Berberoğlu hakkındaki dava, eğer saklanan başka bir ifade, delil, belge-bilgi yoksa, başından sonuna kadar Can Dündar’ın kitabındaki ‘solcu milletvekili’ tarifine dayanıyor.. Savcılık bu tariften yola çıkarak yaptığı inceleme neticesinde, gerek yer bildirimleri gerekse telefon irtibatlarıyla, Enis Berberoğlu ismine ulaştı.. Yargılandı ve hüküm giydi Berberoğlu.. Bir günden bir güne de Can Dündar çıkıp, “Arkadaşlar eğer benim kitabıma bakarak yapıyorsanız bu yargılamayı yanlış yapıyorsunuz, aradığınız adam Enis değil…” demedi.. İnsanın aklına şu geliyor; ya Can Dündar, irtibatta olduğu bir FETÖ’cü polis, yargıç ya da askeri korumak adına Enis Berberoğlu’nu yakıyorsa?.. Ya o flash bellek alışverişi bahsettiği gün olmamışsa?.. Biz niye arkadaşlarını bile yarı yolda bırakan bir adamın lafına inanıyoruz ki?.. Bakalım bu yeniden yargılama sürecinde yeni bir açıklama yapacak mı?


Japonya ve Kapadokya

Üniversiteler bulundukları kentlere katma değer sağlamak gibi adı konmamış bir görevi de yerine getirirler… Her üniversitenin bulunduğu kentle ilgili çalışmalarına özel önem verilir bu anlamda.. Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi’nde Japon Dili ve Edebiyatı bölümünün açılması bende ilk olarak bu duyguyu uyandırdı.. Özellikle Japon turistler bakımından cazibe merkezi haline gelmiş olan Kapadokya, DEAŞ’ın iki Japon gazeteciyi öldürmesi hadisesinden sonra ciddi anlamda turist kaybetti.. Çünkü Japonya, Türkiye’nin Sivas’tan doğusunu ‘riskli bölge’ olarak ilan etmişti.. Bu anlamda Nevşehir kent idaresi ve Turizm Bakanlığı elbette elinden geleni yaptı ve yapmaya da devam ediyor.. Ama kentin üniversitesinde böyle bir hamle yapılmış olması çok ciddi katkı sağlayacaktır sürece.. Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı’dan başlamak üzere, emeği geçen herkesi tebrik etmek lazım..
 

Candaş Tolga’nın güme giden yazısı

Amerikan Büyükelçisi John Bass’ın, skandal basın toplantısına Posta gazetesi adına katılan Candaş Tolga Işık’ı selamlamamız lazım.. Vize krizi yaşanmaya başladıktan sonra herkes tepki gösterdi.. Ama özellikle Hilal Kaplan’a ve onun şahsında hükümete yakın medyanın tümüne yapılan büyük ayıp karşısında tepki koyan gazetecileri de, hiçbir şey olmamış gibi Bass ile selfie çektirenleri de tarih yazıyor.. ‘Büyükelçiden masallar’ başlıklı yazısında, sorusunun nasıl güme gittiği anlatıyor Candaş Tolga.. Ama asıl yazı güme gitti bu hengamede..
 

‘Troll’dü ‘Sazan’ oldu

Nevşin Mengü, kendisine ‘…girdisi - çıktısı 23 dakika..’ göndermesi yapan gazeteci Zihni Çakır’a tepki göstermiş.. Suçlamasındaki garip ‘cinsiyetçi’ yaklaşıma hiç değinmeyeceğim.. Zira söz zaten Nevşin Mengü’nün kendisine ait.. Fakat ‘Avaztürk Genel Yayın Yönetmeni’ Zihni Çakır’ı, TRT Avaz Genel Yayın yönetmeni zannetmesini nereye koyacağız? Gazetecilikten çok twitter trollü gibi takılan Nevşin Mengü, trollükten sazanlığa terfi etmiş bu defa..