Osmanlý ceza hukukunda, “Silsile-i cürüm” durumu vardýr. Birbirini izleyen, benzer seri suçlar kavramýný içerir... Suç iþlemeyi alýþkanlýk haline getiren sabýkalýlara karþý, katlamalý ceza sistemidir.
Sabýkalýnýn alacaðý son ceza, iþlediði suçla artýk doðru orantýlý deðildir. Benzer nitelikli suçu birden fazla iþlediðinde; sonuncusu en hafifi olsa bile, en aðýrýný alýrsýn ve katlama iþlemi bunun üzerinden çalýþýr. Silsile-i cürüm hukuku, seri suçlara karþý caydýrýcý bir tedbirdir.
Konuyu, Volkan-Caner ikilisinin bitmek tükenmek bilmeyen olaylar zincirine baðlamak istiyorum. Bunlar saha içinde sportif suç iþlemeyi fena halde alýþkanlýk haline getiren azýlý sabýkalýlardýr. Silsile-i cürüm tanýmýnýn tam da içindedirler. Bunlara, Osmanlý hukukunda olduðu gibi “Katlamalý ceza” uygulanmalýdýr.
Caner’in maç sonunda Bülent Yýldýrým’a da “Allah hepinizin belasýný versin” demesi; beddua mýdýr, centilmenliðe aykýrý hareket midir, hakaret midir diye hiç düþünülmeden, en aðýr þekilde cezalandýrýlmalýdýr. Adam devamlý silsile-i cürüm içinde... Hakareti alýþkanlýk haline getirmiþ... Daha ne düþünüyorsun? Vur beline kazmayý!
***
Ayný þekilde kaleci Volkan Demirel de, devamlý benzer suçlar içinde... Neredeyse her maçta vukuatý var. Bu azgýnlara karþý, bu ülkede bir dur diyecek adam, hukuk, yönetmelik, yönetici, PFDK yok mudur?
Bunca suç içinde; hala o maddeye mi girer, bu maddeye mi girer diye, az ceza için kývýracak yer arýyoruz. Yeter artýk!
Hakemin ve gözlemcinin rapor yazmasýna bile gerek yok. Mal meydanda... Son suçu geçmiþtekilerinin en hafifi olsa bile, cezada en aðýrýný vereceksin ki; haddini anca bilsin.
Bunlar laftan, güzellikten, nasihatten anlamýyor. Hakemlere, federasyona, sisteme kafa tutuyorlar, kafa buluyorlar. Ellerinde oyuncak olmayýn!