Caný sýkýlan erkekler

Bahar temizliði yapýlýrken erkeklerin ayak altýnda olmamasý istenir malum.  

Peki temizlik boyunca erkek nereye gidecektir? 

Erkek kýsmýnýn kendini oyalamak için yaptýklarý þeyler pek acýklýdýr. 

Arkadaþlarýný arar mesela. Daha evvel pek arayýp sormadýðý arkadaþlarý da þaþýrýr, “Hayýrdýr hangi daðda kurt öldü?” derler. Sonra iþin rengi anlaþýlýr ki erkek bahar temizliði için evden atýlmýþtýr da kendine ahbap aramaktadýr. Tabi erkeðin aramasýyla arkadaþlarý yollara dizilecek deðil ya. Herkesin kendine göre iþi var meþgalesi var. 

Arkadaþlardan umduðunu bulamayan erkek. Kendini çarþý pazara atar. Gezip dolaþacak yerler arar. Biliyor musunuz alýþ veriþ merkezleri caný sýkýlan erkeðe uðraþ olmak konusunda pek elveriþli sayýlmazlar. Neden derseniz alýþ veriþ merkezleri aheste gezen kiþilere göre dizayn edilmiþtir. Azýcýk o maðazada azýcýk bu maðazada vakit geçecek ama illa ki aðýr hareket edilecektir. 

Peki sormak lâzým alýþ veriþi aðýr aheste yapabilen kaç erkek vardýr? 

Cevap malum; erkek kýsmý alýþ veriþi mümkün olan en kýsa zamanda bitirip kendi meþgalesine dönmek ister. Böylesine tez canlý olana alýþ veriþ merkezi ne yapsýn? Erkek orada da aradýðýný bulamaz. 

Bir yere oturup gazete dergi okumak kalýr geriye. Onu da dener erkek ama bir zaman sonra uykusu gelir. Gazeteler erkek kýsmýný dandilleyip uyutmak için vardýr sanki. Çünkü gazete her telden çalar ekonomi, siyaset, spor ama erkek her telden çalamaz. Bir, bilemediniz iki meraký vardýr onu arar gazetede. Okuyup bitirince de caný sýkýlýr. Can sýkýntýsý erkekte uyku yapar. 

En son çare olarak telefonuyla oynamak kalýr geriye. Ama kafeler, pastaneler bir bardak çay uðruna beþ saat masa iþgal edeni pek sevmezler. Telefonla oynayan erkek, kafe sahiplerinin rahatsýzlýðýný sezer ve ya yeni bir sipariþ verir ya da kalkmak zorunda kalýr. 

Kafeden de canýný dýþarý atan erkek eninde sonunda bir parka gider. Yaþadýðý yerde muhakkak bir park yeri, bir yeþil alan vardýr. Ve caný sýkýlan erkek oraya gidince görür ki park emekli erkeklerin son duraðýdýr. Erkekler ölmeden evvel parklara doluþuyordur sanki. Hani bazý balýk cinsleri var yumurta býrakmak için doðduðu yere gider ve yumurtayý býrakýr ve ölür. Ýþte emekli erkekler de yumurta býrakacak deðil ya emekli ikramiyesini çoluk çocuðuna býrakýp buraya gelirler ve ölmeyi beklerler. 

Parkta her emekli kendi meþrebince vakit geçirir. Kimi oynayan çocuklara bakar ve eski günlerini hatýrlar. Kimi elinde bir bulmaca ile oyalanýr. Bulmacayý yapan kiþi ile neredeyse ahbap olmuþtur Her gün ayný bulmacayý çözen emekli erkek artýk ne sorulacaðýný ezbere bilir. Bazý erkekler de parka torununu gezdirmeye getirirler. Onlar da evden atýlmýþtýr. Parkýn müdavimi seyyar satýcýlar parka geldiklerinde baðýrmayý keserler. Sanki parkýn aðýr havasýna uyarlar ve sakince vaktin akýp gitmesini beklerler. 

Parklara reklam olsun diye bank yapan firmalar, mesela bankalar bilseler ki bu banka oturanlarýn yalan dünya ile bir rabýtalarý kalmamýþtýr. Boþ yere reklam masrafý etmezler. 

Evden atýlmýþ erkek parkta oturmaya baþlar iþte o sýrada parka yeni gelenle muhabbet etmek konusunda uzman olan bir kaç emekli erkek yeni gelen arkadaþlarýna yanaþýrlar. Ve dertlenmeye baþlarlar. Þimdi erkeðin önünde iki seçenek vardýr. Muhabbeti yarýda kesip bir bahane ile kaçmak ya da emekli erkeklerin gönlü kýrýlmasýn diye sabredip onlarý dinlemek.   

Erkek eðer nefsine hakim olur sabreder ve emekli erkekleri dinlerse görecektir ki erkeðin vakti çoðaldýkça sýkýntýsý artar. Caný sýkýlmýþ bir erkeðe ancak merhamet edilir. 

Bahar geldi, temizlik zamanýdýr. 

Temizlik yapýlacak diye erkekleri evden atmayýnýz. Ya da atmadan üç beþ gün evvel haber ediniz ki erkek kendine bir program yapabilsin de sefil olmasýn. 

Caný sýkýlan erkek pek acýklýdýr vesselam...