Gezi Parký eylemcilerinin ‘yakan yýkan adam’dan ‘duranadam’a dönüþtüðü gün (dün) ülkenin ‘durmayan adamlarýndan’ Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’de ‘Büyük Selçuklu Mimarisi’ projesinin tanýtýmý münasebetiyle bir resepsiyon verdi.
O resepsiyonda, bir baþka ‘kýrmýzýlý kadýn’ muhteþem sesiyle, sözleri Yunus Emre’ye ait olan ‘Gel gidelim dosta gönül’ türküsünü söyledi.
Sözleri de bestesi de yüreklere dokunan alýp götüren muhteþem bir türküdür.
‘Bir karardan durmayalým/kýlavuz ol gönül bana/gel gidelim dosttan yana’
Beni de alýp götürdü.
Aylar deðil, yýllar hiç deðil...
Sadece ama sadece yirmi gün öncesine götürdü, filmi geriye sardýrdým ve yirmi gündür neler yaþadýðýmýzý düþündüm türküyü dinlerken...
Çok deðil daha yirmi gün öncesinde...
Ekonomik darboðazýn eþiðine gelmiþ Avrupa’nýn aksine kredi notu yatýrým yapýlabilir seviyeye gelmiþ, ‘çiçek çocuklarýmýzýn’ ne olduðunu dahi bilmediði 1947 yýlýnda CHP iktidarýyla borçlandýðýmýz IMF’e borcu bitmiþ...
Bir Türkiye tablosu vardý...
Birileri ‘çevre duyarlýlýðý’ gibi masum bir taleple ortaya çýkan gençlerin arkasýna sýðýnýp, asýl niyetlerinin ‘Erdoðan’ýn kellesini alma’ olduðunu ortaya koydular.
Ve bambaþka bir Türkiye tablosu olduðu algýsýný oluþturmaya çalýþýyorlar.
Gezi Parký eylemlerinin hem ekonomik hasarlarýný hem de bizlerde yaratýðý aðýr travmatik sonuçlarýný konuþacaðýz elbette. Sonuçta Türkiye bu eþiði de geçecek. Ancak elimizdeki Gezi defteri nasýl kapanacak, Gezi Defterine tükenmez kalemlerle yazýlanlar nasýl silinecek, bir turnusol kaðýdý gibi elimizde kalan, yaþadýðýmýz hayal kýrýklarýnýn tamiri olur mu gerçekten bilmiyorum!
Ho ho ho þahin sesleriyle ‘Baþbakan deðiþmeli, deðiþmeye ikna edilmeli, görevi teslim etsin, akýl saðlýðý yerinde deðil’ diye tempo tutanlarý unutmayacaðýz.
***
Dün Abdülkadir Selvi’yle birlikte resepsiyon sonrasýnda Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’le ayak üstü konuþma fýrsatýmýz oldu. Þöyle demek daha mý doðru olur bilmiyorum. Sayýn Gül’ün ruh hali de sanki konuþmak biraz halleþmek istiyor gibiydi.
Kendisine ‘Olan biten hakkýnda ne düþünüyorsunuz, ilk günlerde mutedil mesajlar verdiniz sonrasýnda sustunuz?’ minvalinde bir soru yönelttik.
Abdullah Gül de bize ‘Yabancý kanallarý izliyor musunuz?’ diye sordu ve...
-abancý kanallar Türkiye’yi nasýl gösteriyorlar izliyor musunuz? Sanki bir çatýþma ortamý varmýþ gibi gösteriyorlar. Bu Türkiye’ye yapýlmýþ en büyük kötülüktür. Türkiye’de 10 yýldýr yapýlan hizmetlere bakýn, Türk ekonomisini, Türkiye’nin içeride ve dýþarýda çok üst noktalara taþýdýk. Bunun zedelenmesi kime fayda getirir? 10 yýldýr iðneyle kuyu kazar gibi çalýþýldý bu ülkede. Yazýk deðil mi? Maalesef birileri bu imajý bir haftadýr yýkmaya çalýþýyor.
-Daha net þöyle sorayým size bugün Baðdat’a gider misiniz diye sorsam? Düþünürsünüz deðil mi? Bir çatýþma var orada. Yabancý kanallar Türkiye’de böylesi bir ortam varmýþ gibi Türkiye’nin imajýný zedeliyorlar.
-AB Türkiye’yi orantýsýz bir þekilde eleþtiriyor ve orantýsýz tepki gösteriyor.
-Gezi Parký eylemlerinin baþladýðý ilk günler de söylemem gerekenleri söyledim. Bana ihtiyaç vardý. Ev sahibi olarak siz ne yaparsanýz evinizde huzur olsun, sakinlik olsun isterseniz deðil mi? Ben de onu yapmaya o ateþi söndürmeye çalýþtým. Yýllarca Dýþiþleri bakanlýðý yaptým siyasetin içinden geldim ve siyaset yapmayý bilirim. Ancak bu ülkede son sözü söyleyecek mevki var elbette.
-O gençlerin mesajýný daha ilk günden aldýk. Ama yeter artýk. Fransa’da De Gaulle meydanýný, New York’ta 5. Caddeyi böyle kapatabilir misiniz? Beyaz Saray’ýn önünü kapatýn bakalým ne oluyor?
-En fazla 1 saat eylem yaparsýn derdini anlatýrsýn ve alaný boþaltýrsýn. Þiddete baþvurmazsýn, ortalýðý yakýp yýkmazsýn.
-Ýlk günlerde ‘Demokrasi sadece sandýk deðildir’ demiþtim sözüm yanlýþ yorumlandý izah etme gereði hissettim. Birincisi Türkiye demokrasiye inanan ve demokrasi kurallarýný çalýþtýran bir ülkedir. Demokrasinin bir gereðidir sandýk ve seçilmiþe saygý duyarsýn. Ülkeyi yönetecek irade sandýktan çýkar. Beðenmediðin politikalarý olursa bunu da barýþçý eylem ve gösterilerle dile getirirsin bu da demokrasinin bir gereðidir. Ýllegal örgütler devreye girerse buna müsaade etmemek gerekir elbette. Bir ülkenin imajýný yapmak kolay deðil, imajýmý zedeleyici davranýþlara da müsaade etmemek gerekir.
-Henüz yolun baþýndayýz. Bu ülke için daha yapacak çok iþimiz var. Türkiye’yi bu gündemle meþgul etmek bu ülkeye yapýlan haksýzlýktýr.
Abdullah Gül söyledikleri bunlardý. Ancak þunu söylemeliyim ki ben sadece yabancý medyayý deðil onlara network görevi yapan yerli basýnýmýzý da dikkatle izledim bu süreçte.