Sýfatý akademisyen olan 1128 kiþiye sesleniyorum.
Ýçinizde FETÖ üyesi, PKK sempatizaný, DHKP-C militaný, DAEÞ sevici ve Esed destekçisi var mý bilmiyorum ama topunuzun bu ülkeyi sevmediðine adým gibi eminim.
Diyorsunuz ki; “Bu suça ortak olmayacaðýz. T.C. Vatandaþlarýný Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokaða çýkma yasaklarý altýnda fiilen açlýða ve susuzluða mahkum etmekte, yerleþim yerlerine ancak bir savaþta kullanýlacak aðýr silahlarla saldýrarak.... Hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.”
Yani Selahattin Demirtaþ’ýn, “aðýr silah kullanmayýn, cici teröristleri öldürmeyin” sözünü akademisyence süsleyerek tekrar ediyorsunuz.
Suça ortak olmayacaðýz derken, asýl en büyük suçu iþlediðinizin, teröre ve teröriste yardým ve yataklýk yaptýðýnýzýn elbette farkýndasýnýz. Teþnesiniz yani.
Üstelik iþlediðiniz suçu örtmek için bahsedilen ilçelerde baþlatýlacak ayaklanmanýn baþarýlý olamamasýnýn acýsýný baþlýca görevi, bölge halkýný korumak ve teröristleri temizlemek olan hükümetten, güvenlik güçlerinden çýkarmaya çalýþýyorsunuz.
Saçmaladýðýnýz metniniz hayli uzun. Hepsini burada alýntýlamaya gerek yok ama özetle kendinizi þöyle tanýmlýyorsunuz.
Diyorsunuz ki; bizler hümanistiz, demokratýz, “savaþ” karþýtýyýz, uluslararasý hak ve hukuka dikkat ediyoruz.
Aslýnda bu süslü cümlelerin altýnda, terörist sever, anti-demokratik, sadece hainleri savunduðunuz ve akademisyen olmanýza raðmen hak ve hukuktan bihaber olduðunuzu biliyoruz.
Gerçi o tarafa körsünüz ama, mesela “intifada”da bulunan ve aðýr silahlara karþý sadece taþla karþýlýk vermeye çalýþýrken, Ýsrail füzeleri, mermileri, aðýr silahlarýyla öldürülen Filistinliler için de böyle bir kampanya baþlatmýþ mýydýnýz?
Ýçinizdeki FETÖcülerin sevdiði ülkeye elbette söz söyleyemezsiniz biliyorum.
Vandallarý cesaretlendirmek için Gezi’de de böyle davranmýþ, Londra’daki, Niþantaþý’ndaki, Cihangir’deki kafelerden twitler atmýþ, hayli komik olmuþtunuz.
Size bir tavsiyem var.
Bu kez böyle yapmayýn. Bahsettiðiniz ilçelerde kadýn çocuk öldüren teröristlerinize bizzat sahip çýkýn. Gidin mesela... Sur’a gidin, Cizre’ye gidin, Silopi’ye gidin.
Ellerinde çiçek taþýyan (ki bu çiçekleri pek sevdiðiniz uluslar arasý uzmanlar, Kalaþnikof, Bixi, RPG, Havan vs þeklinde adlandýrýyor) teröristleri, onlara silahla karþýlýk veren güvenlik güçlerine karþý savunun.
Canlý Kalkan olun. “Bu teröristleri öldürmeyin, bunlar bize lazým. Çünkü bunlarla halk devrimi yapacaðýz, Hükümeti düþüreceðiz, Erdoðan’a bu teröristlerle diz çöktüreceðiz” deyin. Tabi bunu bu kelimelerle deðil de yine süslü cümlelerinizle söyleyin, biz anlarýz.
Ama yapamazsýnýz biliyorum. Çünkü hem canýnýz tatlý, hem de aldýðýnýz talimat o yönde deðil. Fiþiniz baþka ülkelerin hattýna baðlý olduðu için ancak oradan aldýðýnýz akýmla hareket edebiliyorsunuz. O nedenle sizden býrakýn “canlý kalkan”ý “canlý hamsi” bile olmaz. Anca imza atýp durusunuz.
Ýstanbul’daki patlama
Hadi 1128 akademisyen. Bir imza da Ýstanbul’daki terör saldýrýsý için atýn. O çok sevdiðiniz, fiþinizi baðladýðýnýz ülkelerin talimatý, desteði olmasa bu bombalar bu ülkede, Ýstanbul’da patlayamazdý. Anlaþýlýyor ki, Sur’daki teröristleri de, sizleri de yönetenler, daha önce söyledikleri gibi kaosu büyük kentlere taþýma hamlesine baþladýlar.
Ama unuttuklarý bir þey var. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn dediði gibi bu ülkeyi terör sopasýyla hizaya getiremeyecekler. Bu iþ bittiðinde ortada bir tane terörist kalmayacak. Size ne mi olacak?
Size talimat verenlerin kelime hazinesinde “hicret” kelimesi yoksa siz de FETÖcüler gibi acil tarafýndan bu ülkeden kaçacaksýnýz. Çünkü cezaevinin soðuk duvarlarý bünyenize pek uymayacak gibi.