Canlı yayında okunamayan mesajlar...

Bir siyasetçi ya da bir ünlü için gündem olmak ihtiyaçtır. Danışmanlar, menajerler kafayı buna göre çalıştırırlar.

Ne mesaj verilecek, ne zaman verilecek, mesaj nereden verilecek gibi bir sürü soruya cevap aranır. Gün ve saat ayarlamaları bile özenle yapılır.

Mesela 29 Ekim kutlamalarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği havai fişek gösterileri her zaman ana haberlerin yayında olduğu saatte yapılır.

Tesadüf değildir bu, bültenler gösteriyi canlı olarak yayınlasınlar mantığıyla hareket edilir.

***

Sosyal medya siyasetçilere ve ünlülere gündem belirlemede yeni avantajlar sunuyor, bu kesin.

Mesela MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Cumagünü tam da Bakanlar Kurulu açıklandıktan sonra twitter’da mesaj bombardımanına başladı.

Amaç büyük ihtimalle Tuğrul Türkeş’in kabinede görev almasına dair yorumların daha fazla konuşulmasının önüne geçmekti. Peki ne oldu derseniz, amaca ulaşılamadı.

Duyum değil net bir bilgiyi yazayım. O dakikalarda yayında programa devam eden bir meslektaşım twitleri görmüş ama hakarete varan cümleler çok fazla olduğu için canlı yayında mesajları okumamış.

Sonuçta bir mesaj verildiğinden insanlar haberdar oldular ama mesajların içeriğini öğrenemediler.

Akşam Haberturk Tv’de mesajlar Başbakan Davutoğlu’na soruldu, o da mesajları değil dili tartışmaya açtı, “ağır diyorsunuz ben hafif bir dil olarak tanımlıyorum” dedi ve yine mesajların içeriği yine konuşulmadı.

***

Sonuç mu, keskin sirke küpüne zarar sözü bir kez daha teyit edilmiş oldu. Dönelim yazının başına... Siyaset dünyası için en çok kullanılan tanımlama propaganda tanımlamasıdır.

Ancak bu çağda özellikle de Başkan Obama’nın ilk seçim kampanyasında tek taraflı olan propaganda bitti yerine hem seçmen hem de diğer siyasilerle diyalog gerektiren iletişim dönemi başladı.

Ve iletişimde mesajların içeriğini konuşulmuyorsa başarı yok demektir...