Çaresizlik girdabýna düþmenin âlemi yok

Ýnsanýz, beþeri kýsýtlamalara tâbiyiz. Bir konuyla ilgili bir tespitte bulunduk mu, sonrasýnda meydana gelen her geliþmeyi ilk tespitimizin olaylarla tasdiki olarak görmeye teþneyiz. Elinde kalem tutanlar için bu daha da böyle.

Sadece baþkalarýný gözleyerek vardýðým bir sonuç deðil bu...

Bir süreden beri Ak Parti’ye dönük eleþtiriler müthiþ arttý. Özellikle Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn her sözü, her çýkýþý tepki doðuruyor. Evvelce ‘dindar’ kimliðinden hareketle söylemi ve eylemi yanlýþ bulunurdu; son zamanlarda söylem ve eylemini ‘dindar’ kimliðine uygun bulmayanlar da çýkýyor.

Her siyasi gibi Baþbakan Erdoðan’ýn da eleþtirilecek yönleri olabilir, vardýr da...

 

Ancak iþ o raddeye vardýrýldý ki, aðzýndan çýkan her görüþe, ya da her giriþimine tribünlerden sert itirazlar yükseliveriyor.

Toptancý eleþtirilerin bir yararý olacaðýný sanmýyorum; özellikle dili aþýrýya vardýrýlmýþsa, söylenen ve yapýlaný anlamaya kapalý bir zihnin eseriyse... Daha da vahimi þu: Gerçekten itiraz edilmesi gereken noktalar söz konusu olduðunda, toptancý bir eleþtiri ortamýnda samimi itirazcýlarýn sesleri gürültüden duyulmuyor.

Eleþtiriliyor da ne oluyor? Kamuoyu yoklamalarý bir ölçüyse, Ak Parti oylarýnda azalma görülmediði gibi Tayyip Erdoðan’ýn popülerliði de zedelenmiyor. Halký ikna etmeyen itirazlarýn muhatabý üzerinde etkisi olmasý beklenmemeli.

Ýçeride etkisiz kalsa da dýþarýda Türkiye’yi yakýndan izleyen kiþi ve çevreler üzerinde etkisi oluyor toptancý eleþtirilerin... Daha önce Ak Parti’yi ve icraatlarýný övmede sýnýr tanýmayan yabancý kalemler ile siyaset adamlarý giderek tutuklaþtý, bazýsýndan aleyhte sesler çýkmaya baþladý.

Yankýsý içeride hissedilmeyen eleþtirilerin dýþarýda uyandýrdýðý tepkiler de, itirazcýlarýn iktidar partisi saflarýnda farklý deðerlendirilmesine yol açýyor.

Ara giderek açýlýyor, eleþtiriler arasýnda dikkate alýnmasý gerekenler bile bu yüzden güme gidiyor.

Hak etmediðine inandýðý kiþilerin cezaevlerinde bulunmasýndan kim rahatsýz olmaz; devleti yönetenler de eminim rahatsýzdýr... Hacettepe Üniversitesi’nde týp okuyan onüç genç sözgelimi... Ya da, baþta harçlarýn yüksekliðini protesto edenler olmak üzere sayýlarý 200’ün üzerine çýkmýþ gösterici öðrenciler... Þiddetle ilgisi olmadýðý halde cezaevine týkýlmýþ gazeteciler... Muhtemelen baþkalarý da...

Bir yerde yanlýþlýk yapýldýðý belli; hükümet Meclis’i çalýþtýrarak yargýnýn yorum alanýný daraltmaya çalýþýyor ve bazý yanlýþlýklarý çözüyor da... Tutukluluk hali kalkanlar eleþtirenler kervanýna katýlýnca siyasilerin yanlýþlýktan dönme iþtahý devam ediyor mudur, kuþkuluyum.

‘Çamlýca’ya cami’ projesinin bir oldu-bitti halinde gündeme sokulmasý rahatsýzlýk veriyor; tamam da, bunu buyurgan olmayan uygar bir dille hatýrlatmak ve dinî sembollere -hatta dinin kendisine- itiraz ediyormuþ görüntüsüne düþmeden yapmak daha doðru bir yaklaþým deðil midir? Göztepe’de halkýn cami talebine kulak týkadýðýnda yerel belediyeye itiraz edilmiþ olsaydý, Çamlýca’ya cami projesine þimdi yapýlan itirazlar daha fazla deðer taþýrdý.

Gazete köþelerinde, ekranlarda siyasilerin söylem ve eylem yanlýþlýklarýna itiraz edenler, kendi söylem ve eylem yanlýþlýklarý yüzünden çaresizlik girdabýna düþtüklerini farketmiyorlar.

Okurlarý ve dinleyenleri fark ediyordur...