Çarþafa deðil yüzümüze tükürüldü

Ýstanbul Bostancý metro duraðýnda tesettürlü bir hanýmefendiye 10 gün önce bir insan müsveddesi tarafýndan saldýrý gerçekleþtirildi. Haným kardeþimizin giydiði çarþafa tüküren þahýs, güvenlik kameralarý görüntüleriyle teþhis edilip polis tarafýndan yakalandý. Tutuklanmasý talebiyle mahkemeye sevk edilen insan müsveddesi, Anadolu 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafýndan, yurtdýþý yasaðý ve adli kontrol þartýyla serbest býrakýldý! 

Saldýrýya uðrayan Kerime kardeþimiz hâdiseyi þöyle anlatýyor: "Pazartesi günü iþe gitmek üzere sabah 6.45 civarý Tavþantepe istasyonundan metroya bindim ve 7.15 gibi Bostancý duraðýnda indim. 1 no'lu çýkýþ kapýsýndan çýkmak için asansörü beklemeye baþladým. Asansör geldi ve herkes inmeye baþladý. Sýrt çantalý ve 30-35 yaþlarýnda olduðunu düþündüðüm þahýsta indi ve sað tarafta beklemeye baþladý. Ben asansöre binmek için hareket ettiðim anda yanýma gelerek yüzüme tükürdü. Tükürüðü kýyafetime bulaþtý ve bana hitaben, “Allah sizin belanýzý versin, sizin gibi yobazlar yüzünden…” Baþörtüme dokunacaðýmdan korktuðum için daha fazla ne söylediðini çok hatýrlamýyorum. Sonra hýzlýca asansöre attým kendimi. Ben içerideyken kapý kapandý ve asansör yukarý çýkarken asansörün camlý olmasý nedeniyle ben þahsý görüyordum. Hala baðýrmaya devam ediyordu. Asansöre binip çýkmasaydým, þahýs beni darp edebilirdi. Tavrý ve sözleri nefret içerikliydi. Yukarý çýkýnca çok korktum ve ne yapacaðýmý bilemedim. Otobüse binip iþyerine gittim, psikolojim altüst oldu. Eþimi aradým hemen ve elim ayaðým titreyerek olayý anlattým. Eþim polise neden gitmedin diye sordu ve hemen karakola gittik. Benim kýyafetim ve inanýþýmdan dolayý bana hakaret eden ve yüzüme tüküren saldýrgandan þikâyetçi oldum." 

Güvenlik kamerasý görüntüsünde de saldýrdýðý açýkça belli olan ve dolandýrýcýlýktan sabýkasý bulunan Atýnç Manap þu an aramýzda geziyor. Üstelik Kerime kardeþimizi suçlayarak!.. 

Ýnancýndan dolayý saldýrýya uðrayan Kerime kardeþimiz ülke gündemine pek de giremedi! 28 Þubat artýðý medyada Kerime kardeþimizin baþýna gelenler haber olmayýnca yetkililer ve ilgililer de mevzudan haberdar olamadýlar ki kendilerinden hiçbir açýklama duyamadýk!.. Mevzu 28 Þubat artýðý medyada manþet olsaydý Kerime kardeþimizin evi yetkililer tarafýndan ziyaretgâh yapýlýr, açýklamanýn biri biter biri baþlardý. Maalesef Kerime kardeþimiz çarþaflý olduðu için birilerinin gündeminde olamadý. 

“Birileri” derken de, 28 Þubat artýðý medya ve o zihniyeti taþýyan güruhu kastetmiyorum. Bizi kastediyorum!.. 

Kerime kardeþimizin baþýna gelen münferit bir hâdise deðildir. Bugün birçok yerde benzeri vakalar yaþanýyor ve sadece çay sohbetlerinde konuþulmakla kalýnýyor. Neden?.. 

15 Temmuz’da halkýn destansý mücadelesiyle elde edilen psikolojik üstünlüðün siyasiler, bürokratlar ve çokbilmiþ biz gazeteciler tarafýndan nasýl heba edildiðinin konuþulma zamaný gelmedi mi?.. Bu mevzuyu konuþmazsak sokakta insanýmýza yapýlan saldýrýlarý da ancak kendi aramýzda çay içerken konuþuruz! Sonra da salya sümük, “Saldýrýya uðrayan þortlu olsaydý haber yapardýnýz” diye 28 Þubat artýklarýndan medet bekleriz!.. 

Evet, 15 Temmuz Müslüman Anadolu halkýnýn kanýyla yazdýðý destaný 20 ayda nasýl heba ettiðimizi konuþalým, ama ilk önce yüzümüzdeki tükürüðü silelim!..