Casusluðun altýndaki imza

Baþbakan’la TRT’de yaptýðýmýz programda “Efendim, demiþtim, muhtemel ki sokaktaki insanlar sizin meydanlara taþýdýðýnýz paralel yapýnýn gerçek mahiyetini göremiyorlar. Burada, bir TV programýnda evlere konuk olmuþken alfabeden baþlar gibi Türkiye’nin ne ile karþý karþýya bulunduðunu anlatsanýz...” demiþtim. O programda alfabe basitliðinde anlatýlamadý.

Danimarka gezisinde de sayýn Cumhurbaþkaný’na sormuþtum:

Efendim, sayýn Baþbakan meydanlarda büyük bir paralel yapý tehlikesinden bahsediyor. Konu MGK gündemine de gelmiþ, öyle açýklandý. Sizce olayýn vahameti hangi boyutlarda?”

Orada da sayýn Cumhurbaþkaný güçlü bir “vahamet” vurgusu yapmamýþ, doðruyu söylemem gerekirse bunu, yazmasam da, kendi içimde “paralel yapý karþýsýnda düþük profilli bir yaklaþým” olarak deðerlendirmiþtim.

Dýþiþlerinin güvenlikli odasýnýn dinlenmesi ve servis edilmesi olayýný ise sayýn Cumhurbaþkaný, “Kesinlikle büyük bir cüret”, “devletin güvenliðine dönük hiç görülmedik bir casusluk faaliyeti” þeklinde niteledi ve “Bu iþi düþünenler, organize edenler, buna katýlanlar ve katký verenler kimlerse muhakkak ortaya çýkarýlacak ve en þiddetli þekilde cezalandýrýlacaklar” dedi. Son olayýn sayýn Cumhurbaþkaný’ný “Paralel yapý” konusunda baþka bir platforma taþýdýðýný söylemek mümkün. Sayýn Cumhurbaþkaný bizzat kendisinin “Bütün senaryolarý deðerlendirin” dediðini de belirterek, casusluk malzemesinin içeriðinden yola çýkarak orada bulunan zevata iliþkin oluþturulmaya çalýþýlan kuþku bombardýmanýný da elinin tersi ile itmiþ oluyor.

Ýki grup farklý yaklaþtý olaya, CHP ve Camia, onlar sanki biliyorlardý böyle bir “casusluk malzemesi” bulunduðunu. Ýçeriðine de vakýftýlar. Onun için önceden “Hükümet seçim öncesinde Suriye ile savaþ çýkartmaya çalýþýyor” temasý iþleyerek kamuoyu oluþturmaya baþlamýþlardý.  

Nitekim casusluk malzemesi medyaya servis edildikten sonra da, “Ýþte gördünüz” niteliðinde propagandaya baþladýlar.

Dileyen Kýlýçdaroðlu’nun servis sonrasý mesajlarý ile Zaman gazetesinin 28 Mart nüshasýnýn birinci sayfasýndaki baþyazýsýna baksýn. Kýlýçdaroðlu’nun bu kasetten haberinin olduðunu, Samanyolu’ndaki programdaki sözleri de ortaya koyuyor.  

Ortaya çýkan sonuç net:

Bu iþin oluþum seyrinin þu veya bu kilometresinde hem Camia var, hem Kýlýçdaroðlu. Söz konusu konuþmanýn gerçek metninin 50 dakika olduðu, bunun 15 dakikalýk bölümünün servis edildiði ifade ediliyor. Demek, 35 dakikalýk bölümü bir yerlerde kesilmiþ. Yani servisi bu þekilde yapan bir odak da var. Kýlýçdaroðlu ve Camia’nýn bu odaðý da biliyor olmasý, ya da bizzat onun içinde yer alýyor olmasý akla geliyor.  

Soru net: Bu iþin neresindesiniz?

Dinlemenin neresindesiniz, kaseti bu hale getirmenin neresindesiniz ve servis etmenin neresindesiniz?

Sonunda varsýnýz, artýk bunu inkar edemezsiniz, çünkü siyaseten yararlanmaya çalýþtýnýz, ama baþýnda ve geliþme sürecinde neredesiniz? Bunu soracak Türkiye.

Bu dinlemenin içinde deðilseniz, size servis edilmiþ ise, o zaman servis edene sormalýydýnýz, vatanseverliðin asgari gereði bu olmalýydý: Sen nasýl dinledin bunu, demeliydiniz, benim ülkemin Dýþiþleri Bakanlýðýný nasýl dinledin?

Bunu yapmadýnýz, ülkenizin Dýþiþleri Bakanlýðýnýn en mahrem toplantýsýný dinleyenlerin size takdim ettiði malzemeyi aldýnýz ve savaþtýðýnýz Hükümete karþý kullandýnýz.

Kýlýçdaroðlu’na hiçbir þey demiyorum. O baþýndan beri Suriye politikasýnda “Türkiye eksenli” durmuyor. Baþka bir oyunu oynuyor Kýlýçdaroðlu. Seslenirsem, CHP’nin hala milli hassasiyeti olduðunu düþündüðüm tabanýna seslenirim: Ölü topraðý mý atýldý üzerinize? Hiç mi milli hassasiyetiniz kalmadý ki, CHP gibi bir partinin genel baþkaný her davranýþýnda Esed’le paralel hareket ediyor, kýlýnýz kýpýrdamýyor?

Camianýn samimi tabanýna seslenip duruyorum:

Dostlar, bu iþ çamura saplandý. Kim var, bu medya dilinin arkasýnda, böyle bir casusluk malzemesini Tayyip Erdoðan’ý vurmak için kullanmak, hangi iz’anýn içine sýðar, siz söylesenize...

Ýþte neredeyse üzerinize kalacak bu casusluk eylemi. “Olaðan þüpheli” olarak görülüyor Camia. Eh, bütün sahiplenmeler, öteden beri sürdürülen Hakan Fidan alerjisine monte oluyor ve devlet kendisine bakýyor: “Neremiz yaralý” diye. Neremiz çürük? Yani neremiz Paralel?

Dýþiþleri’nin en mahrem alanýna kim girdi? Ýnsanlarýn önce “Orada Camiadan birisi var mý?” diye bakmasý, sadece bir paranoya mý?

Devlet sizinle ilgili olarak paranoyaya sürüklendi ise, o bile nasýl vahim bir vak’a haline gelindiðini göstermiyor mu?